Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Hito
Hito Çeviri Türkçe
222 parallel translation
No les voy a mostrar una deformidad... ni una monstruosidad de la naturaleza... sino un hito en el desarrollo de la vida.
Burada bir ucubeyi ya da bir hilkat garibesini değil yaşamın gelişimine ait bir kilometre taşını sergiliyorum.
El tiempo vuela, otro hito en el viaje que conduce desconcertantemente, ¿ adónde?
Zaman geçer, bir kilometre taşı daha eklenir nereye gittiği bilinmeyen şaşırtıcı yolculuğa. - Nereye gider?
- "Es un hito". - Sí.
- Büyük bir kilometre taşı.
Puedes marcarlo como un hito en tu carrera médica.
Tıp kariyerinde bir dönüm noktası olarak bakabilirsin buna.
La gran inauguración del Aeropuerto Jett Rink y el Hotel Emperador... es el último hito en la dramática vida de este varonil hijo de Texas.
Jett Rink Havaalanı'nın ve İmparator Oteli'nin büyük açılışı... Teksas'ın bu yiğit evladının çileli hayatındaki son dönüm noktası.
"Este instante marca un hito en la historia del mundo."
"Bu an dünya tarihinin dönüm noktasıdır." dedi.
Llámame "Hito-Kiri" Shinbei. ( Asesino )
Bana'Hito-Kiri'Shinbei de diyebilirsin.
¿ Horton Fenty? No me di cuenta entonces, pero cuando puso el pie en el primer piso del local de Willie comenzó un hito en la Historia.
O anda fark etmedim ancak Willie'nin Salonu'nun ikinci katına çıktığında tarih yazılıyordu.
Este magnífico edificio representa un hito en la marcha de esta ciudad.
Bu harika bina bu büyük şehrin diğer başarı simgeleri arasında bir başka başarı simgesini temsil etmektedir.
El libro escrito por Meier-Graefe... Przybyszewski y los otros dos críticos... marca un hito... para entender la obra de Munch.
Kitap yazarı Meier-Graefe Przybyszewski ve diğer iki eleştirmen Edvard Munch'un çalışmalarını anlamanın mihenk taşı haline gelmişlerdi.
Les presentamos un hito del entretenimiento televisivo.
Bu akşam, televizyon dünyasında bir dönüm noktası sunuyoruz.
Les presentamos un hito del entretenimiento televisivo.
Bu aksam, televizyon dünyasinda bir dönüm noktasi sunuyoruz.
Ese día, ellos marcarán un hito.
İşte o gün çizgiyi çekebilecekler.
" Tu muerte será un hito en la lucha para liberar... ... nuestra tierra de los agresores imperialistas... ... excluyendo a los de los caminos, medicina...
"Ölümün, anavatanı Romalı emperyalist saldırganlardan kurtarma savaşımızda bir dönüm noktası olacak ama kanalizasyon, tıp, yol, konut ve eğitim ile ilgililerden değil ve ayrıca her cinsiyetten ve hermafroditten olan Yahudilere yardım eden Romalılardan da değil."
Es un hito, uno de los más hermosas haciendas en Florencia.
Bir kent simgesi. Floransa'nın en güzel konaklarından biri.
Hoy puede marcarse un hito en la historia del deporte.
Bugün spor tarihinde dönüm noktası olabilir.
Tenemos la oportunidad de marcar un hito en esta guerra... hagámoslo lo mejor posible.
Bu savaşın gidişatını değiştirme fırsatına sahibiz. Onun için elimizden geleni yapalım.
Es un hito.
Bir dönüm noktası.
Hito ¿ solo un dedo? es poco
Hepsi bu mu?
Es un hito histórico.
Bu tarihi bir işaret.
Ahora Strawberry corre alrederor de las bases, y él batea uno de esos tiros que serán un hito en su carrera.
Strawberry, kariyerinin unutulmayanları arasına girecek bu muhteşem vuruşundan sonra şeref turunu atıyor.
Es un hito importante en el transcurso de una vida.
Hayat yolculuğunda önemli bir durak.
Será un hito histórico, como cuando pasaron la barrera del sonido o cuando se alcanzó velocidad factorial por primera vez.
Bu Chuck Yeager'in ses hızını geçişini, ya da Zefram Cochrane'in ilk warp motorunu çalıştırmasını izlemek gibi!
Un gran hito histórico está por destruirse y nadie viene.
Büyük, tarihi bir anıt yıkılmak üzere ve hiç kimse toplanmadı.
No, La isla por si misma es una especie de hito.
Yok, adanın kendi bir tür simgedir.
Finalmente, construí el hito.
Ve sonunda, taş yığınını yaptım.
Estábamos reunidos aqui en las vegas para ver este hito del deporte.
Las Vegas'ta bu çok özel spor anı için toplanmıştık.
"Será un hito en la batalla por Guadalcanal".
"Bu zafer, Guadalcanal Savaşlarının kilometre taşıdır."
Un discurso, ampliamente interpretado como el hito que marca el fin del apaciguamiento estadounidense de Rusia, Byrnes dice a los alemanes y al mundo. "
Amerika'nın, Rusya'ya karşı barışçıl politikasının son bulduğuna işaret olarak yorumlanan bir konuşmayı Byrnes, Almanlara ve dünyaya açıklıyor.
Son alumnos de la escuela que se convertirán en... "Tori no Hito" ( Persona de pájaro ).
Onlar uçmak için okula giden insanlar.
Tori... no... Hito.
Kuş insan.
( Persona de Pájaro ) ¿ Tori no Hito?
Kuş insan mı?
Es una obra original, un hito histórico.
Yeni ufuklar açan bir çalışmadır, tarihi bir dönüm noktasıdır.
La habitación 409 se convertirá en un hito histórico.
4-0-9 numaralı oda tarihi bir dönüm noktası olmak üzere.
Se llevará a cabo un juego amistoso el día 25... no sólo para elegir jugadores para el equipo... sino para marcar un hito en la historia... donde se reunirán los líderes surcoreano y norcoreano.
Ayın 25'inde oynanacak diğer maçta sadece milli takım için oyuncu seçilmeyecek ayrıca Güney'in ve Kuzey'in iki lideri bir araya gelecek ve bu tarihte yeni bir dönüm noktası olacak.
Un verdadero hito en el repertorio del bel-canto.
Bel kanto repertuarında bir mihenk taşı.
Los bosques cercanos al Ecuador también son testigos de otro hito en la evolución.
ekvator yakınlarındaki ormanlar da evrimde bir dönüm noktasına şahit oluyorlar.
Es un hito.
Oh, hayır, hayır.
Todo un hito.
Devrim niteliğinde bir şey.
La iglesia los felicita y se regocija con ustedes de que hayan alcanzado este hito.
- - sizi kutlar ve sizinle birlikte çok sevinir. ... yolculuğunuzdaki bu dönüm noktasına ulaşırken.
Estoy muy contento. - Creo que hemos marcado un hito.
- Sanırım üstesinden geldik.
Se acerca otro hito en el boxeo.
Boksta bir kilometre taşı, köşede.
- No, es un hito.
- Hayır, bu kesin kurallardan birisidir.
Mi deseo es que no me recuerden el vacío significado de este día para que el mismo quede como un hito en la vida de Pacey Witter.
Bugünün, Pacey Witter'ın hayatındaki kilometre taşlarından birini simgelediğinin daha fazla dile getirilmemesini diliyorum.
Un crimen atroz que fue cometido por... un producto del programa, quien de alguna forma consiguió penetrar en nuestra sección de archivos... e hizo arder ese hito histórico hasta los cimientos.
Programın meyvesi tarafından işlenmiş olan bu iğrenç cinayettir. Bu cinayeti işleyen kişi bir şekilde arşivlerimize girmeyi başarmış ve bu tarihe damga vuran süreci yakıp kül etmiştir.
Para mi, fue un hito historico.
Bunu tarih olarak değerlendirebilirim.
Un hito historico?
Nasıl tarih olabilir?
- Si, y fue un hito historico.
- Doğru ve tarihi oldu.
Cuanta menos gente, mayor el hito.
İzleyici azaldıkça daha tarihi olur.
shura kewashi no Michi no naka hito no Chizu wo hirogete Doko él Yuku?
kewashi shura not michi not naka hito not chizu wo hirogete doko he yuku?
pero por favor, créeme este evento es un hito en el espacio y el tiempo y si no manejamos esta crisis correctamente las cosas van a estar muy mal para nosotros.
Lütfen inan bana. Bu olay uzay ve zamanda bir dönüm noktası. Krizi çözmeyi başaramazsak hepimiz için çok kötü olacak.