English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Hours

Hours Çeviri Türkçe

89 parallel translation
" And if I have to cross-examine you for 48 hours, I will get the name out of you!
"48 saat sorgulamak zorunda kalsam bile, " o ismi alacağım sizden!
Tocad "Dance of the Hours" durante 10 minutos, por favor.
On dakika "Dance of the Hours" çalalım olmaz mı?
¿ Has intentado entrar en un after hours?
Ηiç kapanιş saatinden sοnra içeri girmeye çalιştιn mι?
Una vez extraído, el huésped muere en unas horas.
Once the symbiont is removed, the host usually dies within hours.
Morirá en unas horas.
She'll be dead in a few hours.
Pero su horario es flexible, y tiene un gran seguro dental.
# But his hours are flexible # And he's got a great dental plan
Recuerdo clases y horas de práctica.
I remembered lessons and hours of practice.
Vamos a checar este club after-hours Jimmy le dijo a Hap.
Jimmy'nin Hub'a anlattığı sabaha kadar açık olan şu bara gidip bir bakacağız.
¿ todas estas noches sudosas, acción lado a lado, y nunca introdujiste - un after hours?
Onca gece yan yana dövüşüp terledikten sonra hiç mi gidip...
Mira como acaba el Happy Hours.
Eğlence bitti galiba.
Escuchen, esto no es un after hours.
Burası gece kulübü değil.
¿ Cómo I deseo de que hubiera más Superior a las 24 horas del día
How l wish that there were more Than the 24 hours in the day
- ¿ Habéis visto 48 hours?
- "48 Saat" filmini gören tek kişi ben miyim?
Mis problemas empezaron cuando conocí a una chica en un "after hours".
Tüm sorunlarım gece barda bir kızla tanıştığımda başladı
Està intentando durar con la tía que conoció en After Hours.
O çılgın partide tanıştığı fıstıkla arasına mesafe koymaya çalışıyor.
En serio. ¡ Podemos hacerla de 5 a 7, durante la Hora Feliz, bebidas dos-por-una, cacaos gratis, y un cubo interminable de alitas de pollo!
Ciddiyim. 17 : 00-19 : 00 arası Happy Hours saatlerinde yapabiliriz. Bir fiyatına iki içki, bedava fıstık ve sınırsız tavuk kanadı yiyebiliriz.
( Those happy hours )
Mutlu anlar...
Woou happy hours ( That we once knew )
Mutlu anlar geçip giden...
Dolores, ¿ quieres venir al Karaoke Happy Hour con nosotras?
Dolores! Bizimle Karakoe Happy Hours'a gelmek ister misin?
Es el mismo que Nicole Kidman uso en Las Horas.
Nicole Kidman'ın The Hours'da taktığının aynısı.
THE CARTAGENA INFANTRY REGIMENT AFTER EIGHT HOURS OF BATTLE
Cartagena piyade birliği. Sekiz saat süren çarpışmalardan sonra.
I've been sitting here for hours ( he estado sentada aquí por horas )
# Saatlerdir burada oturuyorum #
Es la "Hora mágica" con chocolate oscuro... y la Caña.
"Magic Hours" Ben Dark Chocolate. Ve ben Rod.
Además, has estado muy triste últimamente así que creí que unas "Happy hours" sería lo adecuado.
Mutlu zamanların başlıyor diye düşündüm. Şerefe.
Y sólo había canciones, bailes, y escenas de llanto.
That must be of 5 hours. Sadece dans ve ağlama sahneleri vardı
Pasamos las horas. Pasemos la noche malévola juntos.
"Let's whale away the hours let's whale the evil night together"
A la oficina de mi after-hours.
Çalışma saatleri dışında kullandığım ofisim.
Nos quedan tres clubs más, - y unos pocos after hours.
Üç kulübe ve birkaç partiye adımızı yazdırmıştım.
Así puedo coger durante horas sin parar.
That way I can fuck for hours on end.
Dios, hace un mes, una fiesta de un after-hours.
Tanrım, bir ay önce bir dans partisinden saatler önce görmüş.
Un after-hours de jazz de los viejos tiempos, que estaba a una manzana del lugar donde Billy fue asesinado.
O zamanlar Billy'nin öldürüldüğü yerin yanında bir caz kulübü vardı.
Will era el guru de los after-hours en aquellos años.
Will, o günler hakkında otorite sayılır.
Season 01
White Collar, Sezon 1, Bölüm 3 Book of Hours
"Book Of Hours"
İyi seyirler dilerim.
El pico de la tormenta será aproximadamente a las 1900 UTC.
Fırtına yaklaşıyor 1900 hours UTC.
¿ Conoces "ln The Wee Small Hours"?
"ln The Wee Small Hours" şarkısını biliyor musun?
CLUB LITTLE JAZZ AFTER HOURS CHICAGO, IL - 18 DE ABRIL 6 : 30 AM
LITTLE JAZZ İŞ SAATİ SONRASI AÇIK KULÜP ŞİKAGO, IL - 18 NİSAN 6.30
Estuve despierta toda la noche, pero después nos invitaron a un After hours, conocí al DJ, ya sabes que no como en público, estoy hambrienta.
Kızım, tüm geceyi dışarıda geçirmeyi düşünmüyordum ama Warwick'ten sonra, bir partiye davet edildik Q-Tip DJ'lik yapıyordu ve daha sonra da kahvaltı yerine gittik ama bilirsin dışarıda yemek yemem, bu yüzden karnım zil çalıyor.
- ¿ Qué?
You'll be turned over to the FBI in a few hours, at which time... - What?
Quiero decir hablando como tu abogado, siempre busco cobrar más horas pero hablando como tu socio comercial te aconsejo firmemente ¡ que te guardes toda esta mierda!
Bunu bir avukat olarak söylüyorum. Billable Hours'u çok sıkı takip ederim. Fakat iş ortağın olarak konuşmam gerekirse şiddetle tavsiye ederim ki artık götünü toplamalısın.
THE GOOD WIFE S02E09 - Nine Hours
Çeviri :
Oh, te diré que cuatro horas de sueño serian un lujo para mi en este momento.
Oh, I will tell you four hours of sleep would be a luxury for me at this point.
Comenzó, golpeando after-hours muy duro, especialmente las salas de póker clandestinas.
Sahnedeki mesaiden sonra bir hayli sert olmaya başladı özellikle de yeraltı poker odalarında.
Hay un after hours comienza en unos minutos.
Nereye? Birkaç dakika sonra, özel bir şov başlayacak.
Es la última moda en after-hours.
İş sonrası eğlencede yeni moda bu.
Ha estado sembrando la duda en la mente de las personas por 24 horas.
He's been sowing doubt into people's minds for 24 hours.
¿ Iremos a un concierto en Green Hours?
Green Hours'daki konsere gidecek miyiz?
¿ Un bar after hours, club de striptease, o un club de estriptis after hours?
Geç saat barı, striptiz kulübü, ya da geç saat striptiz kulübü?
Es la hora feliz, panita.
"Happy Hours" dayız.
Nicole Kidman en "Las horas"..
Nicole Kidman, "The Hours".
Hours and hours.
- Saatler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]