Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Hoyt
Hoyt Çeviri Türkçe
781 parallel translation
Charles Hoyt pide una entrevista.
Charles Hoyt da bir röportaja dair aradı.
Viernes a las 14 h para el Sr. Hoyt.
Bay Hoyt'a Cuma günü saat 2'ye randevu ver.
Señor Hoyt, hay un caballero que quiere verle.
Mr. Hoyt, burada bir konuyla ilgili sizi görmek isteyen bir bey var.
- Gracias. ¿ Señor Hoyt?
- Teşekkürler. Mr. Hoyt?
No le entretendré más.
Teşekkür ederim, Mr. Hoyt. Siz fazla meşgul etmeyeyim.
- ¿ Qué opinas de Hoyt?
- Hoyt hakkında ne düşünüyorsun?
¿ Está ahí, Sr. Hoyt?
Dinliyor musunuz, Bay Hoyt?
- Con el agente especial Hoyt.
- Özel dedektif Hoyt'u bağlar mısınız?
El Sr. Hoyt hará un transbordo en Denver a las 10 : 15.
Bay Hoyt 10 : 15'te Denver'da uçağa binecek.
Sr. Thomas Hoyt, del vuelo 405, diríjase a un teléfono rojo de cortesía.
Bay Thomas Hoyt. Kırmızı telefonlardan birine cevap verir misiniz?
- El Sr. Hoyt al habla. ¿ Me han llamado?
- Ben Hoyt. Birisi beni aramış.
- Hoyt, soy Calder.
- Hoyt, ben Calder.
- Hoyt al habla.
- Ben Hoyt.
Acaba de bajar de la montaña rusa. Avisa a Hoyt.
Hoyt'a söyle şimdi trenden indi.
- Mientes, Hoyt, como siempre.
- Yine yalan söylüyorsun Hoyt. - Hayır.
Traiga la carta a la estación Hoyt Street, del lado del centro.
Mektubu Hoyt Sokağı istasyonunun merkeze giden platformuna getir.
235 Hoyt, el barrio de Mandela, ¿ no es así?
235 Hoyt, Mandela'dayım.
¿ Qué edificio es el 235 Hoyt?
235 numara nerede?
Siempre te imaginé con un tipo alto, listo y rubio llamado Hoyt.
Seni hep uzun boylu, akıllı ve sarışın bir adamla hayal etmiştim, adı da Hoyt.
¿ Hoyt?
- Hoyt mu?
¿ Llevan flotadores y corren y Hoyt los envuelve en una toalla?
İkisinin de kolunda kolluklar var havuz kenarında koşturuyorlar. Sonra Hoyt büyük havlusuyla üçünü de sarıyor.
- Son los Hoyt.
- Onlar fırlama çocuklar.
Esos Hoyt sólo han salido a hacer el gamberro.
O fırlama çocuklar başlarını belaya sokmak için dışarıdalar.
Hoyt con Burns,
Hoyt, Burns.
Prisionero No. 98H432 Jaz Hoyt.
Mahkûm No, 98H432, Jaz Hoyt.
Avenida Hoyt, Brooklyn, 3 : 00 a. m.
Saat 3'de Hoyt Avenue, Brooklyn.
¿ Ve en qué posición me ha dejado?
Beni içine soktuğun durumun farkında mısın, Hoyt?
Es culpa suya, Hoyt.
Tüm bunlar senin hatan Hoyt.
Gracias. Buenas noches, Hoyt, Coronel.
İyi geceler Hoyt, Albay.
Escucha, Hoyt... si empiezas con trucos sucios a mis espaldas... te transferiré a otra prisión antes de que puedas escupir.
Dinle, Hoyt... eğer arkamdan hokkabazlık yapacaksan... seni tükürmenden daha hızlı bir şekilde buradan aldırırım.
Ya hablé con Hoyt.
Hoyt'la işi bağladım.
Hoyt, cuando lo viste en la pantalla, ¿ por qué no le avisaste al oficial?
Ve Hoyt, bunun geldiğini ekranda görmene rağmen neden haber vermedin?
Hola, Yo soy Emma Hoyt. Oh.
MERHABA BEN EMMA HOYT.
Señor Hoyt, está lleno de excremento.
Bay Hoyt, kötü kabız olmuşsunuz.
En Hoyt Schermerhorn.
Hoyt-Schermerhorn'da. 50.
Chucky Pancamo, ése es Ralph Galino, y Guillaume Tarrant, ese es Jaz Hoyt.
Chucky Pancamo, bu Ralph Galino. Ve Guillaume Tarrant, bu Jaz Hoyt.
Hoyt le tiene ganas a Stanislofsky, no yo.
Stanislofsky'yle derdi olan Hoyt ben değilim.
El motociclista, Hoyt, y uno de los irlandeses, Keenan.
Motorculardan Hoyt, ve İrlandalılardan birisi, Keenan.
- ¿ Puso a Hoyt en solitario?
- Hoyt'u tecride sen mi koydun?
Pero tarde o temprano, te llevaré de regreso y Hoyt o uno de sus amigos motociclistas acabará el trabajo contigo.
Ama er ya da geç, geri döneceksin. ve Hoyt veya motorcu arkadaşlarından birisi senin işini bitirecek.
98H432, Hoyt.
98H432, Hoyt.
Nadie pidió tu opinión, Hoyt.
Kimse fikrini sormadı Hoyt.
- Si no le gusta, puede seguir a Hoyt y al resto por esa puerta.
- Beğenmediyse, Hoyt'u ve geri kalanını kapıdan çıkarken takip edebilirsin.
¿ Especialmente con ese imbécil compañero de celda tuyo? ¿ Hoyt?
Özellikle de şu döl torbası oda arkadaşınsa?
Ni siquiera sé por qué me pusieron aquí luego de que ese francés muriera.
Hoyt domuzun teki. Neden Fransız öldükten sonra beni buraya taşıdıklarını bile bilmiyorum.
Salió a caminar con Hoyt.
Hoyt'la beraber yürüyüşe çıktı.
Me llamo Hoyt.
Adım Hoyt.
- Yo, señor.
- Höyt!
- Señor, nosotros...
- Efendim biz- - - Höyt!
- Mike Hoyt, Iowa.
- Mike Hoit.
Es un cerdo.
Hoyt mu?