Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Ibm
Ibm Çeviri Türkçe
355 parallel translation
Anoche estuve aquí hasta las 10 : 00... y esta mañana tuve que ir a I BM... a la demostración del nuevo cerebro electrónico.
Dün gece saat ona kadar buradaydım ben. Bu sabah da IBM'e uğramam gerekti yeni elektronik beyinle ilgili bir tanıtım gösterisi vardı.
De hecho, esta mañana vi una demostración en I BM.
Aslında tam da bu sabah IBM'de bir tanıtım gösterisi izledim.
También tengo acciones de IBM y de ATT.
Aynı zamanda IBM ve ITT'de de hisselerim var.
Resultó que llevaba un garito de apuestas, usaba la centralita y los IBM para calcular las probabilidades.
Sonuçta santralimi kilitleyen ganyan bayii işlettiğini öğrendik. Tahminler için lBM makinelerimizi kullanıyormuş.
Tu cabeza funciona como un IBM dañado.
Beynin bir bilgisayar gibi çalışıyor.
También tengo acciones en IBM e ITT.
Aynı zamanda IBM ve ITT'de de hisselerim var.
Acciones de IPM.
IBM hisseleri.
Aquí va a ir una planta química e IBM se instalará junto al puente
Buraya bir fabrika kurulacak. IBM, köprünün yanına yerleşecek.
IBM, ITT, A T T, Dupont, US Steel... y otras 20 compañías estadounidenses.
General Motors IBM, ITT, ATT, Dupont, Amerikan Çelik ve 20 diğer Amerikan şirketi onların.
Sólo existen IBM, ITT, ATT... Dupont, Dow, Unión Carbide y Exxon.
Sadece IBM var, ITT var, ATT var Dupont var, Dow var, Union Carbide var, Exxon var.
IBM, tres senadores, Constantin Demeris...
IBM, 3 senatör, Constantin Demeris...
Si tienes que saber, está trabajando en una máquina IBM en una agencia de corretaje.
Eğer bilmen gerekiyorsa, çok güzel bir simsarın yanında IBM kullanıyor.
¿ Qué es esto, IBM?
IBM falan mı burası?
Finalmente, cuando logré entrar, había un código IBM. Acceso federal únicamente. Confidencial.
Sonunda, bir şeyler yakaladım, ama bir IBM kodu... sadece federal giriş izni var, gizli yani.
Pues, los americanos tienen superioridad nuclear tangible, gracias a sus misiles y submarinos polares.
Amerikalıların elle tutulur bir nükleer üstünlükleri var IBM'leri ve kutup denizaltıları sağ olsun.
Mira, cuando IBM te pague cien mil al año puedes comprarte todas las que quieras.
Bak, IBM senelik bir yüz ödediğinde istediğin kadar uyku tulumu alabilirsin.
Lo último que supe de Marty es que trabajaba para IBM.
En son duyduğumda Marty IBM'e girmişti.
Personalmente manejo a lBM, Xerox, Polaroid- - - Perdón.
Kişisel olarak IBM, Xerox, Dupont, Polaroid...
Se comunica con el IBM 370s del cuartel general del NSA.
Fort Meade'deki NSA Merkezi'nde bulunan IBM ile arabağlantısı var. Çeşitli programları işletir.
Mis dos hijos estudiaron, uno es gerente en un restaurante, el otro es ingeniero en la IBM. ¿ Por qué no son vagabundos?
İki oğlum meslek okuluna gitti - - birisi restorant müdürü oldu, diğeri de IBM'de bekçi mühendis, ve onlar serseri değil, anladın mı?
Así fue como IBM y Hilton prosperaron.
IBM ve Hilton böyle kuruldu.
Un millón de IBM. 350.000 de Pork Beans.
Bir milyon Büyük Mavi. 350.000 domuz ve fasülye.
Le voy a pedir a Arthur Clarke que toque algunas teclas de su computadora y realice un fascinante ejercicio con números complejos llamado Conjunto de Mandelbrot, que se llama así en honor a un científico francés que trabajaba para IBM.
Arthur Clarke'dan bilgisayarında bazı karalamalar yapmasını istiyeceğim. "Mandelbrot Kümesi" diye ifade edilen, karışık sayılarla büyüleyici bir egzersiz. Adını IBM için çalışan Fransız bilimadamı Benoit Mandelbrot'dan aldı.
No le has estado silbando a un IBM, nena.
Sen sadece ıslıkla IBM çalmıyorsun, güzelim.
Las pequeñas compañías que estan en esto primero esperan convertirse en las IBMs y la telefónica Bell dentro de 20 años.
Bu işe ilk giren küçük şirketler 20 yıl sonrasının IBM'i veya Bell Telephones'u olmayı umuyor.
Un millón de ibm. 350.000 de Pork Beans.
- Chuckie! Kadın avcısı nasıl?
lnvierte en la meior entre las mejores, IBM.
Güvenilir şirketlerin hisselerinden vazgeçme ; IBM
Primero lanzamos acciones de Disney, ATT, IBM. Empresas estables exclusivamente.
Öncelikle Disney, ATT IBM, degerli pay senetleriyle yakindan ilgilenecegiz.
IBM ha subido un cuarto.
IBM yükselmiş.
Yo aprendí en una IBM, ¿ sí?
lBM kullanmayı öğrendim.
Vuela en una IBM.
lBM'de harikalar yaratıyor.
28 años con ibm.
IBM'de 28 yıl.
Escribo como 90 palabras / min y soy experta en los programas de IBM y Mclntosh.
Dakika da 90 kelime yazabiliyorum. IBM ve Macintosh programlarında kesinlikle işin ehliyim.
Moviste los lBM.
IBM bilgisayarları kaldırdın.
Compatibles con IBM con 500 megas de disco duro CD ROM y módems 14I 4.
IBM-uyumlu 500 mg sabit disk, CD-ROM ve 14.4 modemler.
es una guía de los PCs de IBM. Se le llama así por el color de la horrible camisa del tipo de la portada.
IBM PC's rehberi pembe kabıyla ünlü adamın kapağı insanı bunaltıyor.
No sé si alguien te lo dijo, pero IBM no está contratando gente por ahora.
Kimse sana söyledi mi bilmiyorum ama lBM bir süredir kimseyi işe almıyor.
120 palabras por minuto, taquigrafía, IBM, Mac, procesadores de texto...
Dakikada yüz yirmi kelime yazarım, lBM, Mac, yazım programları, veriler.
He inventado una impresora Que es a la vez compatible con IBM, y Macintosh.
Ben IBM ve Macintosh bilgisayarlardan aynı anda çıktı almaya uyumlu bir yazıcı icat ettim.
¿ Tengo un buen trabajo en IBM?
IBM'de iyi bir işim var mı?
Papá, ¿ sabes lo que significa competir con Microsoft e IBM?
Baba, biliyor musun Microsoft ve IBM gibi markalarla yarışmak nelere mal olur?
Trabaja en IBM.
IBM'de çalışıyor.
¿ Y por qué dices en el barrio que trabajo en IBM?
Neden o zaman bütün mahalleye IBM'de çalıştığımı söyledin?
- Bien, trabajas en IBM, así nos dejan tranquilos.
- İyi o zaman sen IBM'de çalışıyorsun sende rahatsın bende Tamammı?
- No : IBM. IBM. ¡ Mamá!
- Hayır Hayır IBM IBM!
- Ahí hay una comisaría, ninguna IBM.
- Orada Polis Merkezi var ama IBM olduğunu hatırlamıyorum?
¡ No, trabaja en la IBM cabrón!
IBM binasında mı yani, seni götlek!
Por cierto, el tipo de letra de tu IBM,
Oh, bu arada...
¿ no será por casualidad Prestige Elite?
IBM'nde ki yazı... onun Prestige Elite olma ihtimali... yok, değil mi?
Así fue como ibm y Hilton prosperaron.
Günaydın, Dan.
¿ Qué?
IBM ve Hilton böyle kuruldu.