English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Ikea

Ikea Çeviri Türkçe

194 parallel translation
Hartwig e Ikea quieren construir almacenes.
Hartwig ve Ikea depo yaptırmak istiyor.
Pues sí. Sí, y yo me divierto comprando muebles en IKEA.
Evet, ben ya-yalarımı KEA'den alıyorum.
IKEA. Es muy cómodo.
IKEA, işte rahatlık bu.
¡ Divanes, seremos más grandes que Home Depot!
Ikea'dan daha büyük olacağız...
Puedes quedarte con todo lo hecho en IKEA.
IKEA'dan aldığım her şeyi alabilirsin.
Quiero deshacerme de ti tanto como de toda esa basura de IKEA.
Senden paçamı kurtardığımda, o lanet marketten aldıklarımdan da kurtulacağım.
Puedes irte con el Pottery Barn, Williams-Sonoma, e IKEA.
Çini vazo ve Williams Sonoma hepsi sende kalsın...
" ¿ Tengo que ir a IKEA?
" IKEA'ya mı gideceğim?
¿ Ves una bandera finlandesa en la pared, chico de Ikea?
Duvarda Finlandiya bayrağını görüyor musun, Ikea adamı?
- Que los Ikea son suecos.
- Ikea, İsveç malı dedi.
Verás, en Ikea tienes que montar tú los muebles.
Onların mobilyalarını kendin monte etmen gerekiyor.
IKEA. si, consígale algunas tablas y alguna lamparas de esas de $ 5, hombre.
Kendine bir masa al ve su 5dolarlik lambalardan, adamim.
Creo que me quedaré con Ikea.
İkea'dan vazgeçmeyi düşünmüyorum.
Son tazones Lundstrom fabricados por Ikea... y luego traeré el bufé si no se congela.
Bunlar IKEA'dan kaseler. - Sırada açık büfe, eğer buz kesmediyse.
Podrías haberlo amueblado...
IKEA'yı hiç duydun mu?
¿ Dónde obtuviste esos pechos falsos, Ikea?
O kapı tokmaklarını nereden buldun Inga?
Tendría que responder a Pizza Hut o Ikea.
Pizza Hut veya Ikea'ya yanıt vermek isterdim.
Es igual a ese horrible sofá IKEA que nos regaló tu madre.
Annenin lKEA'dan bize aldığı şu korkunç kanepe gibi.
Las horas que me pasé en Ikea, ¿ eso no cuenta?
Ama bunun önemi yok.
Ikea.
Ikea.
Se siente tan bien Ikea.
Bu çok güzel bir his... ... Ikea.
Guao, Ikea.
Vay canına, Ikea.
- Son de IKEA.
- lKEA malı.
Ya se está imaginando a los dos recorriendo IKEA en busca de cubiertas y cojines.
Şimdiden ikinizi çatal bıçak takımı veya yastık seçerken hayal etmeye başlamıştır bile.
Pasaras el resto de tu vida en IKEA.
( Parti düdükleri ) Yapmam adamın, bu bir tuzak. Hayatının geri kalanını Ikea'da geçireceksin.
Creo que deberías ir a IKEA y comprar una canoa.
Bence IKEA'ya gitmeli ve bir kano almalısınız.
- Acabamos de firmar un contrato con "Ikea" para amoblar Irak.
- Steve, telefonda neden bahsediyordun? Irak'ı, IKEA ile döşemek için anlaşma yaptık.
Agradecemos a Ikea por el set...
Hadi hep beraber söylüyoruz o zaman. Teşekkürler IKEA!
Los compré en Ikea.
Ikea'dan almıştım.
Bueno, la han rehecho, no? Es todo prefabricado hoy en día, chico.
Artık hepsini Ikea yapmıyor mu evlat?
Siento que acabo de entrar a la página ocho del catálogo de IKEA.
IKEA kataloğunun bir sayfasında geziniyormuş gibiyim.
Era mi tienda durante la universidad. - Precios muy razonables.
Üniversitede IKEA'dan çok alışveriş yapardım.
Mark, ¿ y las velas de Ikea?
Beni çiğner ve tükürür atar. Mark. Selam Soph.
¡ Es Suze!
Ikea mumları nerede?
La lámpara que compramos juntos en lkea.
Ikea'dan birlikte aldığımız abajur.
Los que hay ahora no me gustan así que un cambio vendría de maravilla.
IKEA kataloguna baktım ama hoşuma giden bir şey olmadı. Ama iyi cilalanmış koyu renk ceviz olmasını umuyorum.
Una vez dejo a Ritchie en el pelotero.
Bir gün Ritchîe'yi Ikea'daki top havuzunda unuttu.
Quizá debería ir a Ikea.
Belki de sadece Ikea mobilya mağazasına gitmeliyim.
Cuando era pequeño, estábamos en el IKEA de Gothenburg... apagó la escalera eléctrica, y fué muy embarazoso.
Küçükken, Gothenburg'daki IKEA'daydık yürüyen merdiveni kapatmıştı. Çok utanmıştık.
Oye, después de ir a IKEA mañana, ¿ quieres ir a ver a Margaret Cho en el Beacon?
Yarın alışverişten sonra Beacon'daki Margaret Cho'ya gidelim mi?
O está fuera comprando muebles de IKEA?
Yoksa mobilya almaya mı gitti?
- Nadie se la quiere chupar al tipo y luego ir a IKEA con él por resto del día, eso no es divertido.
Kimse birine sakso çekip bütün gün beraber İKEA gezmek istemezsin.
Las mujeres saben todo, pero no pueden armar estantes de IKEA ( prefabricados ).
Bayanlar her şeyi daha iyi bilir ama bir raf bile kuramazlar.
- En los campeonatos de IKEA?
Pardon ama, nerede kurdun? IKEA Dünya Şampiyonası'nda mı?
- Lo compraste en Ikea.
- Onu Ikea'dan almıştın.
He leído de vosotros que vais a tener un IKEA.
Yakında bir IKEA mağazası bile açılacağını okumuştum.
Iré a Cleveland cuando consigas ese Ikea... nunca!
Cleveland'a ancak IKEA açıldığı zaman geleceğim. Yani ASLA!
Oh, tu- - no vas a privar a la buena gente de Cleveland de un Ikea!
Cleveland'ın iyi insanlarını IKEA'dan mahrum bırakamazsın!
¡ Ikea ( tienda )!
lkea!
Y B, no me queda claro si realmente estas cosas tipo'Naranja Mecánica'son tu onda.
Ve B - Bilmiyorum eger bütün Orange saat düzenegi İkea'dansa bu tamamen senin olayin.
¿ Porqué no buscas unos en IKEA?
Hey, sen Ikea'dan bahsettiğim şeyleri alır mısın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]