Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Ima
Ima Çeviri Türkçe
4,152 parallel translation
¿ Estás sugiriendo que yo sabía algo sobre el secuestro de mi marido?
Kocamın kaçırılışıyla ilgili bir şey bildiğimi mi ima ediyorsun?
Solo estoy sugiriendo que quizá estabas asustada.
Belki korkmuş olduğunu ima ediyorum.
Ella dice que implicaste que habría violencia si ella no te pagaba.
Borcunu tamamen ödemez ise şiddete başvuracağını ima etmişsin.
No es que sugiera que lo harás
Senin de karışacağını ima ettiğimden değil.
No estamos insinuando nada, ¿ de acuerdo?
Hiçbir şeyi ima etmiyoruz, değil mi?
Mejor que ser el tipo con el huevo en su cara porque dio a entender algo y estaba equivocado.
Şehri kurtarmak. Bir şey ima eden ve bu şey yanlış çıktığı için suratına yumurta yiyen adam olmaktan iyidir.
Insinuó que usteded podrían haber tenido ciertos... problemas maritales.
Sizi ve Bay Quint'i bazı şeylerle... Evlilik sorunlarınızın olduğunu ima etti.
No sé qué estás haciendo tú, pero yo estaba por insinuar que tuve relaciones con la madre de Raj, por un dólar.
Sen ne yapıyorsun bilmiyorum ama ben Raj'ın annesiyle cinsel birleşmeye girdiğimi ima edecektim, bir dolara.
No quise decir nada con eso.
Onunla bir şey ima etmemiştim.
Quizá haya insinuado que el Rammer Jammer tiene 700 asientos y aire acondicionado.
Rammer Jammer'ın klimalı ve yedi yüz kişilik bir yer olduğunu ima etmiş olabilirim.
¿ Qué está sugiriendo?
Neyi ima ediyorsunuz?
¿ Se refiere la primera dama a varias mujeres?
First Lady bir çok kadın olduğunu mu ima etti?
¿ Estás diciendo que yo sabía algo sobre el secuestro de mi marido?
Kocamin kaçirilisiyla ilgili bir sey bildigimi mi ima ediyorsun?
Estoy diciendo que quizás, estabas asustada.
Belki korkmus oldugunu ima ediyorum.
Estás diciendo que este hijo es nuestro.
Bu çocuğun bizim mi olduğunu ima ediyorsun?
Estás demostrando un punto.
Bir şey ima ediyorsun.
Y hay grandes indicios de que tienen ojivas nucleares.
Açık bir ima vardı, füzelerin nükleer başlıkları vardı.
Por cuestionar tu dedicación o si, de alguna manera, insinué que no fueras capaz de llenar los zapatos de Duke.
Bağlılığını sorguladığım için. Duke'ün yerini dolduramayacağını ima etmişsem onun için de.
¿ Quieres decir que tú y yo estamos teniendo una mala pizza?
Kötü pizza yediğini mi ima ettin?
Lo que implica que tal vez está sucediendo algo más.
Başka bir şeylerin döndüğünü ima ediyor gibi bu.
Hablando de relaciones... Andrew, perdone, pero debo preguntar sobre su relación con el cabildero Jim Melita y las implicaciones de que le ofreciera acceso a la Vicepresidenta.
İlişkilerden söz etmişken Andrew, üzgünüm ama lobici Jim Melita ile olan ilişkini ve başkan yardımcısına erişim sağlayacağını ima etmeni sormam gerekiyor.
¿ No pensabas mencionarlo?
Bunu ima ettiğini sanmadın mı?
- Si Donna le cuenta, solo va a dar la impresión de que soy demasiado débil para pelear mis propias batallas.
- Donna Harvey'e söylerse bütün bunlar benim çok zayıf olup kendi yerime savaşamadığımı ima eder.
El pescador que me contó lo del ahogado mencionó a los siluros.
Bana boğulan adamdan bahseden balıkçı yayın balıklarından olabileceğini ima etti.
Sí, sobre eso... No quiero ir con el "te lo dije," porque puede ser grosero, pero esta como implícito.
Evet, o konuda "söylemiştim" demek istemem çünkü kaba olurdu ama bunu ima etmiştim zaten.
¿ Estás diciendo que me comí algo que no debería?
Sen benim yememem gereken bir şeyi yediğimi mi ima ediyorsun?
Lo que va a cambiar esta situación deprimente ( el ahora ) es la determinación de luchar
200 ) } Ima wo Kaeruno wa Tatakau Kakugo da 200 ) } Bu dünyayı yalnızca savaşma arzusu değiştirebilir
Y para que puedas dar a entender que no es mía... te diré algo, yo me encargo de estos.
Bebeğin, benim olmadığını ima etmen... Bak ne diyeceğim, bunları ben hallederim.
No la acosamos, si eso... es lo que dices.
Ona hiç sataşmadık. Eğer ima ettiğiniz şey buysa.
200 ) } Las oraciones no nos salvará 200 ) } Sólo la voluntad de lucha puede cambiar nuestro mundo
200 ) } Inotta Tokoro de Nani mo Kawaranai 200 ) } Dualar bizi kurtarmaz 200 ) } Ima wo Kaeruno wa Tatakau Kakugo da 200 ) } Bu dünyayı yalnızca savaşma arzusu değiştirebilir
Dí a entender y la gente lo asumió.
Ben ima ettim ve insanların düşünmelerini sağladım.
Si está insinuando que estoy a favor de la esclavitud, me ofende.
Köleliği onayladığımı düşündüğünü ima ediyorsan, alındım.
Virginia es mi asistente de investigación, y no quiero tenerte insinuando nada improp...
Virginia benim araştırmacı asistanım. Bu konuda uygun olmayan bir şeyi ima etmene izin...
La última vez que te llamé, insinuaste que te vigilaban.
En son seni aradığımda, izlendiğini ima etmiştin.
Al llegar tarde, deja en claro una cosa. ¿ Qué cosa?
- Geç kalarak bir noktayı ima ediyor.
Esto es Estados Unidos.
Tek yapmaları gereken ima etmek.
No quise decir que trataras de matar gente.
İnsanları öldürmeye çalıştığını ima etmeye çalışmıyordum, tamam mı?
Ciertamente no fue Emmeline, si eso es lo que estás pensando.
Kesinlikle Emmeline değil, eğer bunu ima ediyorsan.
'Ciertamente no fue Emmeline, si eso es lo que está pensando.'
'Emmeline değildi. Eğer bunu ima ediyorsan...'
Yo jamás quise amenazarle o insinuar que Zoe quiere abrir su propio consultorio.
Ben hiçbir şekilde, Zoe'nin kendi muayenehanesini açacağı yönünde sizi tehdit etmedim ya da bunu ima etmedim.
- No sé que estás insinuando...
- Ne ima ettiğini bilmiyorum... - Hadi ama.
Aunque sin querer te haya dado señales de que deberías venir a mi bote y desnudarte en mi cama, cosa que no he hecho, no podrías haber escogido un día peor para hacerlo porque Lavon cuenta conmigo para que Bluebell...
Sana tekne evime gelip yatağımda çıplak yatman için istemeden de olsa bir şeyler ima ettiysem bile ki etmedim. Bundan daha kötü bir gün seçemezdin. Çünkü Lavon şu anda BlueBell için bana güveniyor.
Uh, bueno, ya sabes, me lo... Puede que tenga por accidente, um, que implica que tenido, uh, los pies grandes.
Yanlışlıkla, büyük ayakları olduğunu ima etmiş olabilirim.
¿ Qué quiso decir?
Neyi ima ediyorsunuz?
¿ Estás diciendo que yo sabía que era así, pero no me importó?
Böyle biri olduğunu bildiğimi ama umursamadığımı mı ima ediyorsun?
- ¿ Qué demonios me están preguntando?
- Ne ima ediyorsunuz?
- No quería insinuar que...
- Onu ima etmeye çalışmamıştım.
No me gusta lo que están insinuando.
İma ettiğiniz şeyden hoşlanmadım.
- ¿ Qué intentas decir, hombre?
Ne ima ediyorsun haole?
No quiero insinuar nada, pero...
Bir şey ima etmeye çalışmıyorum ama...
200 ) } a los que se ríen de la voluntad 200 ) } Nuestra complacencia como el ganado refuerza esta falsa realidad
200 ) } Ima wo Kaeruno wa Tatakau Kakugo da 200 ) } Chikara de Fumikoe Te