Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Inclúso
Inclúso Çeviri Türkçe
54,556 parallel translation
E incluso sus cuentas secretas de código súper secreto, que nadie, ni siquiera sus asistentes o esposas sabían que existía.
and their private accounts,... ve gizli ikinci hesapları ve hatta kimsenin, hatta asistanlarının ya da karılarının bile varolduğundan haberdar olmadığı çok gizli şifreli hesapları da dahil olmak üzere herşeyin meşru hale getirilmesinde yardım etti.
- Lucha Leche os ayudará a perder esos kilitos que no queréis para que no tengáis que acudir a la cirugía, lo cual podría causaros cicatrices y haceros incluso menos atractivas - de lo que ya sois, ¿ vale? - De acuerdo.
Böylece ameliyata başvurmanıza gerek kalmayacak ve erkeklere şimdi olduğunuzdan daha itici gelmenizi sağlayacak olan yara izleri de olmayacak.
La cuestión es que, chicas, podríais estar incluso mejor si bebieseis Lucha Leche.
Ama kısacası Dövüş Sütü içerseniz daha da iyi gözükebilirsiniz.
A favor de todos los africanos, incluso nuestros amigos de Boko Haram, porque también son personas.
Bütün Afrikalılara. Boko Haram'daki dostlarımıza bile. Çünkü onlar da insan.
Incluso ofreció muestras de ADN.
DNA örneği bile vermek istedi.
Encantador, incluso.
Oldukça cana yakındı hatta.
Te va a llamar la policía y necesito que les digas que he estado contigo toda la noche, incluso después de que Maureen se fuera, ¿ vale?
Polisler seni çağıracak. Bütün gece barda seninle olduğumu söylemen lazım.
Sí, pero incluso entonces haremos que sea ambiguo.
Ki yine de muallakta bırakacağız.
Incluso el niño del globo.
Herkes biliyor.
Sí, hombre, incluso me dijo que escuchó uno tiempo atrás.
- Evet, adamım, bana bir süre önce bir şeyler duyduğunu söyledi.
Creo que les gusta como una parada de monstruos. Incluso...
Daha çok ucube şovunu seviyorlar diyelim.
Incluso después de tres años.
Üç yıldan sonra bile.
Hace dos noches me dijo que incluso si Alemania sube el euro, todavía podría haber una depresión mundial.
İki gece önce bana dediği, "Almanya avroyu bıraksa bile dünya çapında depresyon yaşanabilirdi."
Golpear a la gente está mal, incluso si es a alguien malo.
İnsanlara vurmak yanlıştır, onlar kötü olsa da...
Sabía que ese tipo iba a tener barba, incluso antes de que entráramos allí.
Daha girmeden o adamın sakalı olacağını biliyordum.
Hasta que incluso te supere a ti.
Ta ki senden bile iyi olana dek.
Incluso si logran cambiar de rumbo del avión, la Fuerza Aérea acabará derribándonos.
Pilot kabinine ulaşmış olsan bile uçakla temasları kesilir kesilmez hava kuvvetlerinin yarısı bizi vurur.
No. Incluso el mejor plan puede estropearse.
Biliyorsun, plan suya düştü.
Incluso no existen. Pero tu robaste un avión con 200 personas a bordo.
Böyle bir şey olmayabilirdi ama sen içinde 200 yolcu olan uçağı kaçırdın.
Incluso nuestras propias tropas no pueden detenerlo.
Kendi birliklerimiz bile menghentikanya yapamaz,
De todas las regiones, incluso los medios de comunicación.
Tüm bölgelerden, hatta medyadan,
Incluso después de volver a mi forma humana.
İnsan formuna döndükten sonra bile- -
Incluso recuerdo el significado de mi anillo.
Hatta kimin çaldığını hatırlıyorum,
Incluso ahora, esta semana, hay algo muy grande.
Şimdi bile, bu hafta, çok büyük bir proje var.
Incluso obscena.
Hatta müstehcen bile.
Incluso me atrevería a predecir que un día hasta los blancos nos copiarán.
- Hatta bir tahminde bulunacağım. Bir gün banliyölerdeki beyazlar bile bunu kopyalayacak.
Toretto, si tocas esa cosa todo el mundo saldrá a cazarte, incluso yo.
O şeyi alırsan ben dâhil tüm dünya peşine düşer.
Sí, incluso para campos deportivos.
Aynen, Hatta eşit şartlarda.
Incluso cuando sabías que saldrías, aun así - no querías nada con tu hijo.
Çıkacağını bildiğin zaman bile bunu benimle paylaşmadın.
Incluso creen que ha llegado nuestro fin.
Eski defterleri kapattığımızı sanıyorlar.
Mira, Martin- - por lo que incluso si encontramos ella, encontrarlos, ¿ cómo te va a parecer?
Bak, Martin... Onu, onları bulsak bile bu nasıl görünecek?
Incluso con una mano, él es hermoso!
Tek elle bile çok yakışıklı.
¿ Sabes? , es tan viejo, que incluso podría reírme de ti.
Bu o kadar geride kaldı ki sana gülemiyorum bile.
Personalmente, me cuestiono la teoría miasmática del cólera, pero incluso así, es sabio tomar precauciones.
Şahsi olarak kolera teorisinin pisliğini sorgulamama rağmen tedbir almak akıllıca olur.
E incluso con el constante y cuidadoso batido, incluso entonces, incluso si lo haces todo correctamente al máximo nivel, aun así, potencialmente... ¡ Boom!
Devam eden bu dikkatli karıştırma işi bile her şeyi doğru biçimde ve ayarda eklenmesine rağmen yine de potansiyel bir...
Sr. Coop, incluso aunque sea negro, no estoy relacionado por sangre con cada esclavo robado de África.
Siyahi olsam bile Bay Coop Afrika'dan çalınan her köle ile aramda kan bağı yok.
Incluso si eso significa una muerte segura.
Bu kesin ölümü demek olsa dahi.
Sí, incluso si muero en el proceso.
Evet, bu süreçte ölsem bile olur.
Los que creen que pueden ganar incluso frente a toda evidencia de lo contrario, y los que saben que no pueden.
Tüm kanıtlar aksini gösterse de kazanacaklarına inananlar. Bir de kazanamayacaklarını bilenler.
Incluso diría que ustedes son lo único que cuenta.
Daha da ileri giderek diyorum ki, asıl önemli olan sizlersiniz.
De acuerdo, sólo no puedo... Incluso si vendiera... el auto y la casa, todo...
Anladın mı sadece yapamam... her şeyimi satsam bile... her şeyimi satsam bile...
Podría tomarme semanas, meses incluso.
Bu bile haftaları geçtim aylar alır.
Incluso no puedo ponerlas en el refrigerador de la cochera.
Bu bir spor belgeseli. Oraya geliyorum!
Certificados, medallas y, sí, incluso trofeos.
Yerel dükkânlarda.
Esos estúpidos y amorosos padres comprarán trofeos por cualquier logro. No mojar la cama, usar su voz interior, incluso "ir a ver TV a otra habitación".
Bart'ın gösteriş budalalığı dünya çapına ulaştığında saygısızlığı da iyice arttı.
Incluso puse al niño a trabajar.
Bu da...?
Incluso si un poco de eso pasó en realidad,
Basketbol, tıpkı hayat gibidir.
Mis trofeos fueron merecidos. ¿ Incluso el de fútbol?
Nelson babası gelir diye, bir bilet ayırmış.
Pero cuando averigüe que perdí el reloj, incluso él se dará por vencido.
Ama şimdi, sır ortadan kalktı. Belgeselde.
Toda esa mierda de que "la educación es cosa de todos" es bueno hasta cierto punto, porque incluso los planes mejor trazados de tu vida pueden desaparecer en tus narices.
Tüm o "çocuk düşe kalka büyür" saçmalığı bir yere kadar doğru çünkü en iyi hesaplanan planların bile ortadan kayboluveriyor.
Y a cada una de ellas, incluso a usted, siempre les interesa el dinero.
Sen de dahil, bu insanların her biri daima parayı ön plana koyuyor.