English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Insa

Insa Çeviri Türkçe

9,055 parallel translation
Bueno, todo lo que haces, reconstruir este sitio, proteger a la gente... Todo el mundo está agradecido, ¿ no?
Yaptığın onca şey, burayı tekrar inşa etmen, insanları koruman ve insanlarını minnetini göstermesi işte.
Todos aquellos que lucharon en la Gran Guerra creyeron que luchaban del lado de la virtud, que el mundo que ansiaban construir sería un mundo mejor.
Büyük Savaş'ta savaşan tüm insanlar doğruluğun, dürüstlüğün yanında savaştıklarına ve daha iyi bir dünya inşa ettiklerine inanıyorlardı.
- Esto es por ti. Y por la prisión de venganza que te construiste.
Mesele sensin ve kendi ellerinle inşa ettiğin intikam hapishanen.
- No. Sí, tú diseñaste esta situación, Doctor.
Evet, bu durumu sen inşa ettin Doktor.
Fue construido para no tener ninguna.
Burası hiç olmaması için inşa edilmiş.
Si alguien construyó nuestro universo en una computadora, deberíamos poder encontrar esta cuadrícula que apuntala todo.
Eğer birisi bilgisayar kullanarak evren inşa ederse, bizler buna dair kanıtları bulabiliriz.
Si estamos viviendo en una realidad virtual dentro de una computadora, algún tipo de código masivo debe ejecutar todos los programas que hacen a nuestro universo.
Eğer bir bilgisayar içinde... bir tür geniş ağlı program kodu içinde yaşıyorsak... tüm programlar aslında evreni inşa etmiştir.
Todo lo que tenemos que hacer es mirar en cada edificio tres pisos o más altos que fue construido con estas cosas.
Tek yapmamız gereken bu şeyle inşa edilmiş üç ve üzeri katlı bütün binalara bakmak.
Lo que hiciste fue feo y fue malo que ambos fuéramos infieles.
Tamam, yaptığın şey çirkindi. - Aldatmanın iyi bir şey olduğunu kesinlikle söylemiyorum ama evlilik birlikte inşa edilen güzel bir şey. Biz de birbirimizi aldatarak çirkinlik yapıyorduk.
Algunos se preguntarán por qué los chinos construirán un puerto aquí.
Bazıları "Çin neden İzlanda'ya bir liman inşa etmek istiyor?" diye sorabilir. - Dünyanın öbür ucundayız.
Fueron arrancados de los brazos de mi mujer, pero encontré consuelo en la construcción de esta ciudad.
Karımın kollarında koptular dünyadan. Ama bu şehri inşa ederek teselli buldum.
Los sacrificios están sanándole, ayudándole a reconstruir su cuerpo.
Kurbanlar ona şifa veriyor. Bedenini yeniden inşa etmesine yardım ediyor.
Está aquí conmigo, en el lugar que construimos juntos.
O burada benimle, birlikte inşa ettiğimiz yerde.
Por eso se siente como si estuviese fluyendo, porque estoy construyendo esta historia del Yo.
Bu yüzden aktığınıza inanıyorsunuz,... çünkü hikâyeyi inşa eden sizsiniz.
Van a horadar todo para construir un cine IMAX.
IMAX sineması inşa edeceklermiş.
No puedo creer que nos van a reemplazar con un cine IMAX.
Dükkanımızın yerine IMAX sineması inşa edeceklerine inanamıyorum.
Deberían construir un restaurante justo aquí con vista a esas torres.
Biliyor musun? Tam buraya şu kulelere bakan bir restoran inşa etmeliler.
Definitivamente construido después de que estuviese aquí.
Kesinlikle benden sonra inşa edilmiş.
Vamos a reconstruirla... de la forma adecuada...
Yeniden inşa edeceğiz. Doğru şekilde.
Un lugar oscuro, construido durante la guerra palida y ha estado bien sellada desde los'20s.
Dünya Askeri Birliği'nin gizli yeri, Sınır Savaşları sırasında inşa edilmiş. 20'lerden beri de kapalı durumda.
Esto lleva a una cloaca que era parte del viejo barrio que estaba aquí antes de que construyeran esto.
Bu kapak burası inşa edilmeden önceki eski mahalleye ait kanalizasyona açılıyor.
Aún si Su Majestad le permite a la Baronesa permanecer en el poder, no tenemos los recursos para construir nada.
Majesteleri idarenin baroneste kalmasına izin verse bile bir şey inşa edecek kaynaklara sahip değiliz.
Después de reconstruir el negocio familiar, nada menos.
Ailenizin işini yeniden inşa etmekten sonra, hiç küçümsenemez.
Vamos a reconstruirla...
Yeniden inşa edeceğiz.
Vamos a reconstruirla... de la forma apropiada...
Yeniden inşa edeceğiz.
¿ Por qué quieres volver a crear el portal, Jemma?
Neden geçidi yeniden inşa etmemi istiyorsun Jemma?
Esta mansión es como un fuerte.
Bu konak bir kale gibi inşa edilmiş.
¿ Qué, pensabas que iba a construir un helicóptero?
- Helikopter inşa edeceğimi mi sandın?
¿ Por qué quieres reconstruir el portal, Jemma?
Geçidi neden inşa etmek istiyorsun Jemma?
¿ Por qué quieres reconstruir el portal, Jemma?
- Geçidi neden inşa etmek istiyorsun Jemma?
Eres una amenaza legítima a todo lo que hemos construido.
İnşa ettiğim her şeye karşı ciddi bir tehdit oluşturuyorsun.
Transportando barcos desde el mar, construyendo rompedores de marea...
Denizdeki gemileri çekerek gelgit kırıcısı inşa etmek...
Construyó un ala nueva para sus huéspedes altamente desarrollado.
Çok güçlü konukları için yeni bir bina inşa ettiler.
No puedo decir que me agradan los de La Orden Oscura, pero si que saben construir una nave espacia.
Kara Düzen'i pek sevdiğimi söyleyemem. Ama uzay gemisi inşa etmeyi biliyorlar.
Han construido ese ático con cosas de mi pasado.
Geçmişimde o çatı odasını inşa etmişler.
Nunca te ayudaremos a abrir otro maldito portal...
Geçidi inşa etmenize yardım etmeyeceğiz.
Sí, ¿ pero quién la construyó?
Evet ama kim inşa etti?
Guinevere... Si no completo Excalibur, perderemos todo lo que tanto nos costó construir.
Guinevere, Excalibur'ı bütünleyemezsem inşa ettiğimiz her şeyi kaybederiz.
Es por eso que debemos construir un nuevo Camelot aquí en Storybrooke.
O yüzden burada, Storybrooke'da yeni bir Camelot inşa etmeliyiz.
Washington deseaba que su tumba fuera construida... dentro de los propios cimientos del edificio.
Washington mezarının bu binan içine inşa edilmesini istemişti.
Diablos, desembarco aquí, el mapa me pertenece.
Evet, bunu ben inşa ettim, harita benim elimde.
Sí, uno. ¿ Han pensado que si envían a todos a prisión no quedará nadie para construir su palacio de verano?
Evet, bir fikrim var. Eğer herkesi hapse atarsanız yaz konağınızı inşa edecek kimsenin kalmayacağı gerçeğini hiç düşündünüz mü?
Nosotros lo construimos.
Biz inşa ettik.
Pero la construimos, en serio.
- Fakat onu inşa ettik. Gerçekten.
Construyamos de nuevo esa porquería.
Hadi gidip şu aptal şeyi tekrar inşa edelim.
- Lo sé. - Les construimos una jaula.
- Onlar için yeni bir kafes inşa ettik.
Tienes que romper las normas si quieres construir un nuevo mundo.
Yeni bir dünya inşa etmek istiyorsan, kuralları çiğnemelisin.
Esto es lo que va pasar : vas a subir estos tres bloquecitos a mi camión y me voy a construir una vida de comodidad y lujo.
Şimdi, burada olacakları söylüyorum. Bu üç yapı taşını yukarıda ki kamyonuma taşıyacaksın, derhal. Ben de kendime konforlu ve lüks bir yaşam inşa edeceğim.
Crea.
Biri yaratır, biri inşa eder.
Crearé un mundo pacífico. Uno sin criminales.
Suçluların olmadığı barış içinde bir dünya inşa edeceğim.
¿ Qué está construyendo?
Ne inşa ediyor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]