Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Israel
Israel Çeviri Türkçe
2,169 parallel translation
Esta informacion dice que incluiran un plan de 12 puntos para la paz. para las regiones con problemas de Israel y Palestina.
İsrail ve Filistin'in sorunlu bölgelerinde barışın sağlanabilmesi için konuşmasında 12 önemli noktaya değineceği söyleniyor.
¡ Oh, Jephthah, juez de Israel, qué tesoro poseíste!
Eh Yeftah, Beni İsrail'in yargıcı, bu ne hazinedir seninki!
O era eso O defender el honor de Israel
Yada israil'in onurunu koruyor olacaktım.
Voy camino a Israel, al lugar de un intrigante descubrimiento.
İsrail'e, ilginç bir keşif alanına doğru yoldayım.
Es por haberme dejado en Israel
Beni İsrail'de bıraktığın için.
Cuando, uh..... Me abandonaste en Israel Yo.. Me sentí traicionada
Beni İsrail'de bıraktığında, ben... kandırılmış gibi hissettim.
- Desde que se quedó en Israel.
- İsrail'de kaldığından beri.
Y de verdad, de verdad, específicamente, sorprendentemente y gratuitamente crítico hacia Israel.
Ayrıca gerçekten belirli bir biçimde ve hayret uyandıran İsrail muhalifi bir metin var.
Ella violará las leyes de Israel
İsrail yasalarını çiğnemiş olacakmış.
Así que... Realmente lamento no haber mantenido contacto desde Israel
İsrail'den beri hiç görüşemediğimiz için, gerçekten üzgünüm.
Estube en una explosión en Israel.
İsrail'de iyi alem yapmıştım.
Tampoco Israel.
- İsrail'de öyle.
Ha ido a Israel?
Hiç İsrail'e gittin mi?
Pero por Israel.
Sırf İsrail yüzünden.
En Israel.
İsrail'e.
¿ Por qué accedería a ayudarnos a darles misiles a Irán y Siria para que puedan atacar primero a Israel?
Neden İsraillilere ilk onlar saldırsın diye İran'a ve Suriye'ye füze vermemizi kabul etsin ki?
¿ Cómo sabes que hablarán de Israel y de las medidas neutralizadoras?
Sunay'ın İsraillilerle yaptığı karşı saldırı anlaşmasını konuşacaklarını ne biliyorsun?
Pues cuando dirigió a los hijos de Israel fuera de Egipto, a través del Mar Rojo por el desierto, se quejaban de Dios y le presionaban mucho a Moisés.
O İsrail oğullarını Mısır'dan çöle götürdüğünde Tanrı'ya şikâyet edip Musa'ya eziyet etmişler.
Irak, China, Norcorea, Indonesia e Israel.
Irak, Çin, Kuzey Kore, Endonezya, İsrail.
En Israel el Advil es ilegal.
İsrail'de de advil yasak.
Greg Marinovich siguió con tareas en Serbia, Israel, África del Oeste, Sudán y Angola
Greg Marinkovich atama ile, Sırbistan, İsrail, Batı Afrika, Sudan ve Angolia'ya gitti.
Me hierve la sangre.. .. cuando los Judíos de Israel masacran a nuestros hermanos Palestinos.
İsrailli yahudiler, Filistinli kardeşlerimizi katlettikleri ve....
Kimosabe, una de las últimas tribus de Israel. Sí, sí, estás cerca de un indio. No es de extrañar que me gusta usted mucho tiempo en espera.
Burdaki en temiz iş
Su misión era capturarlo y regresarlo a Israel a ser juzgado.
Görevleri onu yakalamak ve yargılanmak üzere İsrail'e getirmekti.
Estas tres personas revivieron la peor pesadilla de Israel su peor dolor. Y con tan solo encarar al monstruo ayudaron a vencerlo.
Bu üç kişi İsrail'in en büyük kâbusunu, en büyük acısını yeniden yaşamaya cesaret etti ve canavarla yüzleşmek gibi basit bir eylemle bu acıyı yok etmeye yardımcı oldu.
Seremos una camioneta más, como todas. Ya en el Occidente, nos llevarán a la base Tempelhof y en avión a Israel.
Biz fazladan bir paketi olan fazladan bir minibüs olacağız ve Batı Berlin'e geçtiğimiz anda Tempelhof hava üssüne gidecek bir araç ve İsrail'e özel bir uçak seferi olacak.
Lo llevaremos de vuelta a Israel.
Onu İsrail'e götüreceğiz.
El Mossad, Israel.
Evet. Mossad, İsrail.
Donó árboles a Israel.
Eric, İsrail'e ağaç bağışlıyor.
¿ Calle Beth Israel?
Beth Israel sokağı?
- Calle Beth Israel?
- Beth Israel sokağı?
Disculpe, ¿ Calle Beth Israel 3?
Pardon, Beth Israel 3?
Necesito volver a Israel en 2 días.
İki gün içinde, İsrail'de olmam gerekiyor.
Jerusalem, Israel, así ella puede ser enterrada con su familia.
Kudüs, İsrail'den, ailesi ile birlikte defnedilebilsin diye.
Mi hermano, Morris Mecklen tiene un cliente, Buddy Israel, que tiene toneladas de dinero.
Kardeşim Morris Mecklen'in bir müşterisi var, Buddy Israel. Bok gibi parası var.
Fuentes árabes en París aseguran que el atentado con coche bomba es una serie de asesinatos emprendidos por la policía secreta de Israel que costó la vida el pasado enero de un delegado de Fatah en París.
Arap kaynakları bu bombalama olayının Paris teki El Fetih temsilcisinin geçen Ocakta hayatını kaybetmesine yol açan Mossad'ın üstlendiği bir dizi suikastler zincirinin devamı olduğunu söylüyor.
El Vicepresidente de la Federación Sionista, El Sr. Sieff manifestó públicamente su posición a favor de Israel.
Siyonist Federasyonu Başkan Yardımcısı olan Sieff İsrail sorununa açıkça taraf olmuştu.
Bien, le está comprando armas nucleares a Israel.
İsrail için nükleer bombalar alıyor.
En consecuencia, nosotros los miembros del Consejo Nacional en representación de la Comunidad Judía en Palestina y el Movimiento Sionista, estamos aquí reunidos hoy cuando el mandato Británico termina, y bajo el derecho natural e histórico, nosotros, el pueblo Judío, y, en virtud de la resolución de la Asamblea General de la ONU, para anunciar la creación de un estado Judío en la tierra de Israel nombrándolo el Estado de Israel.
Filistin'deki Yahudi toplumunu ve Siyonist hareketi temsil eden biz meclis üyelerinin burada toplanmasındaki amaç İngiliz mandasının son bularak biz Yahudi halkının tarihten gelen hakkı olan Birleşmiş Milletlerin kararlılığı sonucu İsrail topraklarında bir Yahudi ülkesi olacak olan İsrail'in kurulduğunu ilân etmektir.
Cualquier Judío que quiere vivir en Israel obtiene la ciudadanía inmediata.
Eskiden İsrail'de oturmuş olan her Yahudi derhal vatandaşlık kazanıyor. BATI ŞERİA, İŞGAL EDİLEN TOPRAKLAR
Israel aceptó devolver el 22 % de la tierra.
İsrail, topraklarımızın yüzde 22'sini vermeyi kabul etti.
Necesitamos a Israel.
İsrail'e ihtiyacımız var.
Que Israel es nuestro seguro.
İsrail bizim sigorta poliçemiz.
Israel es nuestro seguro.
İsrail bizim sigorta poliçemiz.
Artie se da contra el muro, y estoy segura de que Jacob se orinó encima.
Artie devamlı duvara tosluyor ve Jakob ve İsrael'in altına ettiğine eminim. Biliyordum!
Ttu hermano que hacia en Israel
Kardeşin, Ari.
lo que formó Isis-Ra-El. ISRAEL
Bu kökler antik Yakın Doğu felsefelerinin yardımıyla gelişmiştir
Trabajó en Rwanda, Croacia, Israel, Pakistán, Somalia, Sudán, Iraq y Afganistán.
Hırvatistan, İsrail, Rusya, Pakistan, Somali, Irak ve Afganistan'da çalıştı.
En 1965 yo fui parte de una misión para secuestrar a Dieter Vogel el Cirujano de Birkenau y llevarlo a Israel a ser juzgado.
"1965'te..." "... Dieter Vogel'i, Birkenau Cerrahını kaçırmak...
Una increíble operación de las Fuerzas de Defensa de Israel, en el aeropuerto de Entebbe Uganda.
Uganda'daki Entebbe Havaalanında İsrail Savunma Kuvvetleri tarafından inanılmaz bir operasyon yapıldı.
IRV NUSSBAUM POR EL SERVICIO EXCEPCIONAL EN NOMBRE DE LOS AMIGOS DE ISRAEL
Abe!