Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Iyi
Iyi Çeviri Türkçe
885,799 parallel translation
- Soy bueno escuchando.
- İyi bir dinleyiciyimdir.
Sí, aunque echaré de menos estar con Halley, pero me irá bien salir de la casa, agilizar la mente.
Evet, yani, Halley'yi özleyeceğim ama evden çıkıp zihnimi canlandırmak iyi gelecek.
Sí, quiero decir, contigo y mis padres, ella estará bien.
Evet, sen ve ebeveynlerim varken kızım iyi olacak zaten.
Además, creo que seré un ejemplo a seguir para Halley, que vea que las mujeres pueden ser madres y aun así tener buenas profesiones.
Ayrıca, kadınların hem anne hem de tatmin edici bir kariyer sahibi olabileceğini göstererek, Halley'ye iyi örnek olacağım.
Creo que debería hacerlo yo.
- Ben götürsem daha iyi.
¿ Estás bien?
- Sen iyi misin?
Suena bien, se ve bien.
Sesi iyi geliyor, iyi görünüyor.
Si la hubiera visto por la calle diría : "Maldita sea, ¡ esa chica está bien!".
Onu sokakta görecek olsam, "Vay be, bu kız iyi!" derim.
Sheldon, ¿ estás bien?
Sheldon, iyi misin?
Mira, yo tampoco sé cuál es la mejor decisión.
Bak, en iyi kararın hangisi olduğunu ben de bilmiyorum.
Y lo mejor es que Halley no lo recordará.
Ve en iyi tarafı da Halley hiçbir şey hatırlamayacak.
Por cierto, buena suerte.
Bu arada, sana iyi şanlar.
Quizá debería borrar esto.
Bunu silsem iyi olur.
Sabes perfectamente lo que necesito.
Neye ihtiyacım olduğunu çok iyi biliyorsun.
No es buena idea.
Pek iyi bir fikir değil.
Podría ser bueno para ella.
Çocuk için de iyi olabilir.
Bert, eres un buen tipo ;
Bert iyi bir adamsın.
Y luego renuncié a mi dinero, y ahora estoy solo y viviendo con mis amigos, y, probablemente, alguien más debería hablar ahora.
Sonra paradan vazgeçtim ve bir baktım ki yalnızım. Arkadaşlarımın evinde yaşıyorum. Galiba şimdi başka biri konuşsa daha iyi olacak.
Si te hace sentir mejor, aún te vistes como un niño.
Eğer kendini iyi hissettirecekse, hala bir çocuk gibi giyiniyorsun.
¿ Qué huele tan bien?
- Bu kadar iyi kokan şey nedir?
Maldita sea, también es bueno en eso.
Kahretsin, bunda da çok iyi.
No, no, no estoy celoso, solo creo que ahora tienes algo bueno, y ganas mucho dinero, y no te has acostado con ninguno de tus compañeros.
Kıskanmıyorum. Sadece şu anda her şeyin çok iyi gittiği bir yerdesin ve harika para kazanıyorsun ve herhangi bir iş arkadaşınla yatmadın.
De acuerdo, pues pásalo bien.
- Peki, iyi eğlenceler sana.
No parece ser mi fuerte.
Pek iyi olduğum bir şey değil gibi görünüyor.
¿ Esa no sería una vida que mereciera ser vivida?
Bu iyi yaşanmış bir hayat değil midir?
Mírale, ¿ qué motivos tiene para sentirse bien?
Ona baksana, iyi hissetmek için ne sebebi var ki?
Esta zona todavía está bien.
Buralar hâlen iyi.
Está muy rico.
Çok iyi.
Sería útil tener a alguien con tu habilidad.
Senin becerilerine sahip birinin olması iyi olurdu.
Pero hay buenas noticias.
Ama iyi haberlerim var.
Mi hermana está mejor gracias a la comida que nos dio Killy.
Killy'nin bize verdiği gıda sayesinde kız kardeşim daha iyi.
Tae, ¿ estás bien?
Tae, iyi misin?
Killy está bien.
Killy iyi.
Murieron dos buenos trabajadores más.
İki iyi çalışan daha ölmüş demek.
Deberíamos darnos prisa.
Acele etsek iyi olur.
AH SÍ, MUY BIEN
Oo evet, çok iyi
De acuerdo, probablemente te lo pregunté... la última vez que estuviste aquí, ¿ pero, la mejor cogida que hayas tenido?
Tamam, sana muhtemelen şunu sordum.En son burada olduğundan beri şimdiye kadar en iyi sevişmen kimleydi?
Dios mío, has crecido.
Bu iyi. Aman Tanrım, büyümüşsün
- Bien, bien, bien. - ¿ Sí?
İyi iyi.
Primer Ministro, ¿ cuál cree que es la mejor... película navideña, que se haya hecho?
Başbakan, sizce en iyi şey nedir Noel filmi şimdiye kadar yapılmış mı?
Deberíamos irnos.
Gitsek iyi olur.
¿ Por qué no crees que esté bien?
Neden iyi olmadığını düşünüyorsun?
Bien.
- İyi.
Bien.
İyi.
Va bien, sigo en la venta de medicamentos.
- İyi, hala ilaç satışı yapıyorum.
¿ Estás bien?
İyi misin?
¿ Estás bien, Tae?
İyi misin Tae?
Bueno, de todas maneras dentro de un mes moriremos de hambre.
İyi. Bir ay sonra hepimiz açlıktan öleceğiz zaten.
Se ve bien.
İyi görünüyor.
El bien va a ganar.
İyi kazanacak
¿ Estás bien?
Sen iyi misin?