Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Jammer
Jammer Çeviri Türkçe
249 parallel translation
Le estoy diciendo que estamos intervenidos.
Biri yayını bozmak için jammer kurmuş diyorum, size.
La siguiente parada es el restaurante Gear Jammer.
Sonraki durağımız Grapevine'in sonunda Gear Jammer'in Kafesi.
No recuerdo haber puesto una pared aquí. ¿ Cómo te va, Jamer?
Buraya duvar koyduğumu hatırlamıyorum. Nasılsın, Jammer?
- Vamos, Jamer.
- Tanrım! - Hadi, Jammer.
Oye, Jamer. ¿ Estás bien?
Hey, Jammer. İyi misin?
¿ Estás bien, Jamer?
- Hâlâ benimle misin, Jammer?
¡ Mierda!
Kahretsin! Hey, Jammer.
Bien, Jamer.
Tamam, Jammer.
Aguanta, Jamer.
Dayan, Jammer.
¡ Jammer!
Jammer! - Sorun nedir?
Mira, Jamer vio algo, algo que lo asustó mucho.
Bak, Jammer aşağıda bir şey gördü. - Onu ölesiye korkutan bir şey.
Jamer entró en pánico.
Jammer paniğe kapıldı.
- Un momento, Jamer.
- Bekle, Jammer.
Una Street Jammer.
- Streetjammer markası.
Esa bicicleta robada... una Street Jammer negra y amarilla, ¿ verdad?
Çalınan bisiklet, siyah ve sarı Streetjammer'dı, değil mi?
Un dispositivo de distorsión que puede activarse desde 500 m de distancia.
500 metre uzaktan kontrol edilebilen bir jammer cihazı.
Bien... no disparen, no disparen, ¡ soy humano! - ¿ Jammer?
Tamam... ateş etmeyin ateş etmeyin.
- Si, señor, soy yo.
- Jammer? - Evet efendim.
Jammer, no disparen, por favor.
Benim, benim! - Jammer.
Jammer, especialista de 3ª.
Ateş etmeyin, lütfen ateş etmeyin. Jammer.
- PASILLO - ¿ Cómo lo llevas, Jammer?
- Nasıl gidiyor, Jammer?
Twinam y Jammer, se encargarán de este lado.
Twinam ve jammer, siz bu tarafı alın.
Preparado ahí, Jammer.
Buradan ayrılma, Jammer.
pero, estaba sacando la basura ¿ Crees que necesita puntos?
İş saatlerinden sonra rahatsız ettiğim için üzgünüm doktor ama Rammer Jammer'ın orada çöpü atarken, tellere takılıverdim.
Si hay algo que pueda hacer para pagarte el favor, estaré en el Rammer Jammer más tarde.
İyiliğinizi geri ödememin bir yolu varsa Rammer Jammer'da olacağım.
¿ Recuerdas haberme visto en el Rammer Jammer anoche?
Rammer Jammer'da beni gördüğünü hatırlıyor musun?
¿ Estuve en el Rammer Jammer?
Rammer Jammer'a mı gittim ben?
Q.T. Jammer, el agente de bolsa mas famoso de Manhattan.
Q.T. Jammer, Manhattan'ın en ünlü borsa simsarı.
A ver que tenía ese tío en las manos aparte del cuello de Q.T. Jammer.
Bakalım bu arkadaşın ellerinde, Q.T. Jammer'ın boynundan başka ne varmış.
Lamento interrumpirle, Mr. Jammer, pero hay llamadas en espera.
Böldüğüm için özür dilerim bay Jammer, fakat bekleyen 10 çağrı var.
- Háblame, Jammer.
- Benimle konuş, Jammer.
El ayudante de Q.T. Jammer, Bobby Martin, Se sirve un café en recepción.
Q.T. Jammer'ın altındaki broker, Bobby Martin, resepsiyonda kendine kahve alıyor.
Q.T. Jammer está muerto.
Q.T. Jammer'ın ölümü.
Sabemos que le hizo una visita a Q.T. Jammer ese día.
Günün erken saatlerinde Q.T. Jammer'ı ziyaret ettiğini biliyoruz.
Que no podemos probar que entrara en el despacho de Q.T. Jammer.
Onun Q.T. Jammer'ın ofisine gittiğini kanıtlayabiliriz.
Lo llevaba cuando entró en el despacho de Q.T. Jammer.
Q.T. Jammer'ın ofisine girerken bir tane vardı.
Quién fue el último que vió a Q.T. Jammer con vida?
Q.T. Jammer en son canlı gören kimdi?
Cuando Q.T. Jammer saltó por la ventana, su ayudante,
Q.T. Jammer pencereden gittiğinde, onun küçük broker'ı,
Mataste a Q.T. Jammer.
Sen Q.T. Jammer'ı öldürdün.
Q.T. Jammer era un socio Senior.
Q.T. Jammer büyük ortaktı.
Q.T. Jammer tenía mala memoria, Y como cualquier otro supermillonario ególatra, Pensaba que el genio era él.
Q.T. Jammer'ın kötü bir hafızası var, diğer kendini beğenmiş mega milyonerler gibi, kendini üstün zeka sanıyor.
Son todos insurgentes, Jammer.
Hepsi direnişçi, Jammer.
Jammer, ¿ qué está pasando?
Jammer, neler oluyor?
Sí, claro, Jammer.
Tabi, Jammer.
Sí, Jammer, sólo escúpelo.
- Evet, Jammer, neyse söyle.
¿ Lo hiciste, Jammer?
Bunu yaptın mı Jammer?
Jammer no fue echado por la escotilla porque tú pensaras que era culpable.
Jammer, suçlu olduğunu düşündüğün için hava kilidini boylamadı.
No, esto es diferente, son personas que se saben que han sobrevivido pero que han desaparecido desde el Éxodo, Jammer por ejemplo.
Hayır, bu farklı. Bu insanların hayatta kaldıklarını ama Göç'ten beri kayıp olduklarını biliyoruz. Jammer mesela.
Jammer lo está descubriendo justo ahora.
Jammer şu an ona bakıyor.
Hoy Jammer y Tyrol trataron de reclutarme.
Jammer ve Tyrol bugün beni dahil etmeye çalıştılar.
- Jamer.
- Jammer.