Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Jem
Jem Çeviri Türkçe
455 parallel translation
Jem está arriba del árbol.
- Atticus. Jem ağaca çıkmış.
Jem.
Jem.
Jem se quedará arriba del árbol... hasta que Atticus acepte jugar al fútbol para los metodistas.
Jem ağaca çıkmış, inmiyor... Atticus Metodist takımında oynamaya... razı olmazsa inmeyecekmiş.
- Jem, es bastante viejo.
- Jem, o oldukça yaşlandı.
- Porque Jem lo hace.
- Çünkü Jem öyle diyor.
Jem dice que lo hace.
Jem öyle söylüyor.
Scout, les dije a ti y a Jem que dejaran en paz a esa pobre gente.
Scout, sana ve Jem'e o zavallıları rahat bırakmanızı söylemiştim.
Jem dice que algún día este reloj le pertenecerá.
Jem bu saatin bir gün kendisinin olacağını söylüyor.
- Buenas noches, Jem.
- İyi geceler, Jem.
Oye, Jem... te apuesto un "Fantasma Gris" contra dos "Tom Swift"... que no pasarías más allá de la puerta de Boo Radley.
Hey, Jem... İki "Tom Swift" e bir "Boz Hortlak" veriyorum... Boo Radley'in bahçe kapısından öteye gidemezsin, iddiaya var mısın?
- ¿ Jem Finch?
- Jem Finch?
- Scout, Jem.
- Scout, Jem.
- Por favor, Jem. Entra a la casa.
- Jem, lütfen eve gir.
- Hola, Jem. ¿ Están listos?
- Hey, Jem. Hepiniz hazır mısınız?
Jem y yo teníamos que admitir que era muy bueno en eso.
Jem ve ben onun bunda çok başarılı olduğunu itiraf etmek zorundaydık.
Ni siquiera podría decirte a ti o a Jem... que no hicieran algo.
Sana ve Jem'e bile bir şeyi bir daha... yapmamanızı söyleyemezdim.
Iba a pasar mucho tiempo... antes de que Jem y yo habláramos otra vez de Boo.
Jem ile ben bir daha uzun bir süre... Boo'dan söz etmedik.
Jem, vete a casa, y llévate a Scout y a Dill.
Jem, eve git ve Scout ile Dill'i de götür.
¡ Nadie va a tratar a Jem de esa manera!
Kimse Jem'e böyle davranamaz!
Jem dijo que me escoltaría al auditorio de la escuela.
Jem, okulun toplantı salonuna kadar benimle geleceğini söyledi.
Jem, no tienes que sostenerme.
Jem, beni tutmana gerek yok.
Atticus, ¿ está muerto Jem?
Atticus, Jem öldü mü?
Jem fue a socorrerme.
Sonra Jem beni buldu.
Entonces el Sr. Ewell, supongo, lo agarró otra vez, y Jem gritó.
Sonra sanırım Bay Ewell onu yeniden yakaladı ve Jem bağırmaya başladı.
Después vi a alguien cargando a Jem.
Sonra birinin Jem'i taşıdığını gördüm.
¿ Le gustaría despedirse de Jem, Sr. Arthur?
Bay Arthur, Jem'e iyi geceler demek ister miydiniz?
No puedo recordar si Jem tiene 12 ó 13 años.
Jem'in 12'sinde mi yoksa 13'ünde mi olduğunu hatırlayamıyorum.
¿ cree que Jem mató a Bob Ewell?
Bob Ewell'ı Jem'in mi öldürdüğünü düşünüyorsunuz?
En esos días iba a pensar muchas veces... en Jem y Dill... y Boo Radley y Tom Robinson.
O günleri daha sonra pek çok kez düşünecektim... Jem'i ve Dill'i... ve Boo Radley ile Tom Robinson'ı.
Él se quedaría toda la noche en el cuarto de Jem... y estaría allí cuando Jem despertara por la mañana.
Bütün gece Jem'in odasında oturur... Jem sabahleyin uyandığında orada olurdu.
No me gustaría encontrarme a un jem'hadar mientras recojo flores.
Aşağıda çiçek toplarken Jem'Hadar'la karşılaşmak istemem.
La gente quiere saber qué pasa allí. Quieren imaginarse defendiéndose de un ataque cardassiano o atacando a una flota de naves jem'hadar.
İstasyondakiler orada neler olduğunu merak ediyor ve Kardasya saldırısını savuşturmanın veya Jem'Hadar filosuyla karşı karşıya gelmenin hayalini kuruyorlar.
Es un jem'hadar.
Misafirimiz Jem'Hadar.
Si quieren respuestas sobre los jem'hadar, yo las puedo conseguir.
Peki. Jem'Hadar hakkında sorularınıza cevap arıyorsanız, bu cevapları sizin için bulabilecek kişi benim.
Seguramente sea otra alteración que le implantaron los fundadores para asegurar la lealtad de los jem'hadar.
Muhtemelen Jem'Hadar'ın sadakatini sağlama almak için Kurucuların yaptığı başka bir genetik değişiklikten dolayı.
No es culpa tuya que los fundadores hayan hecho eso a los jem'hadar.
Kurucuların bu çocuğa ve tüm Jem'Hadar'a yaptıkları senin hatan değil.
Sigue siendo un jem'hadar.
O yine de bir Jem'Hadar.
Es otra forma de asegurar la lealtad de los jem'hadar a los fundadores.
Sanırım, Jem'Hadar'ın Kuruculara bağımlılığını garantilemenin başka bir yolu.
Me han dicho que vivirá contigo.
Jem'Hadar'ın evinde yaşamasına izin verdiğini duydum.
Quiero darle más opciones que ser una cobaya o un soldado jem'hadar.
Sadece, laboratuvar örneği ya da Jem'Hadar askeri olmak dışında başka seçenekler sunmaya çalışıyorum.
No olvides que es un jem'hadar y que es peligroso.
Yalnız onun Jem'Hadar olduğunu unutma. O tehlikeli biri.
Encontraremos un sitio donde nadie te moleste, donde podrás aprender a conocerte sin preocuparte de que te envíen a un laboratorio.
Ne Yıldızfilosu ne de Jem'Hadar'ın bizi rahatsız etmeyeceği bir yer bulabiliriz. Laboratuvara götürülme endişesi olmadan büyüyüp gelişebileceğin, kendini tanıyabileceğin bir yer.
Soy un jem'hadar y eso es Io que quiero ser.
Ben Jem'Hadar'ım, ve olmak istediğim de bu.
Ahora sé que cualquiera que no sea un jem'hadar es mi enemigo.
Artık Jem'Hadar olmayan herkesin benim düşmanım olduğunu öğrendim.
A la Comandancia no le ha gustado perder la oportunidad de aprender más cosas sobre los jem'hadar, pero me alegra informar que tras la marcha del chico, la vida en la estación ha vuelto a la normalidad.
Yıldızfilosu, Jem'Hadar hakkında daha fazla bilgi edinmek için bunu kaçırılmış bir fırsat olarak gördüğünü ve bu yüzden uğradığı hayal kırıklığını ifade etti. Bununla birlikte, gencin gitmesiyle istasyondaki hayatın normale döndüğünü söylemekten çok mutluyum.
Ustedes no, los jem'hadar.
Siz değil, Jem'Hadar.
Todo lo de los jem'hadar lo es.
Jem'Hadar hakkında her şey ölümcüldür.
¿ No ha oído hablar de los jem'hadar?
Jem'Hadar hakkında daha önce hiçbir şey duymadın mı?
- Son los soldados más temidos del Dominio.
- Jem'Hadar'dan bahset bana. - Onlar, Dominion en korkulan askeri konumundalar.
Nunca hemos oído hablar de los jem'hadar.
Ben hiç Jem'Hadar diye bir şey duymadım.
Cuando Kurill rechazó el ofrecimiento del Dominio mandaron a los jem'hadar.
Dominion teklifini, Kurill reddetti onlarda Jem'Hadar'ı gönderdi.