Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / John
John Çeviri Türkçe
45,143 parallel translation
John.
John.
Me llamo John Mayhew.
İsmim John Mayhew.
No... lo dijo usted, John.
Hayır, bunu sen söyledin John.
Tiene el aspecto de un culpable, John.
Suçlu bir adam gibi görünüyorsun John.
Soy la hija de Mitchell Hawthorne... pero soy tan culpable por lo que él hizo... como Edwin Booth por lo que hizo John Wilkes Booth.
Mitchell Hawthorne'un kızıyım ama Edwin Booth, kardeşi John Wilkes Booth'un yaptıklarından nasıl sorumlu değilse, babamın yaptıklarından da ben sorumlu değilim.
El contacto para emergencias de su marido John Martin.
Kocası John Martin için acil irtibat numarasında adı var.
Su mujer Brigid murió en 1997, en el mismo accidente de coche... que hizo que John necesitara cirugía para su pierna.
1997'de, bacağından ameliyat olmasını gerektiren kazada karısı Brigid ölmüş.
John Roy Martin dio este testimonio como parte... de una denuncia por negligencia al hospital Fisher Hill en 1997.
John Roy Martin, bu ifadeyi 1997'de Fisher Hill Hastanesi'ne karşı açılan mesleki hata davası kapsamında vermiş.
Son una venganza de John y su hija.
John ve kızı Dara'nın intikam almasıyla alakalı.
Esta es la carta de la oración de San Juan Gualberto.
Bu Saint John Gualbert'in ibadet kartı.
Su marido John era el gobernador de la colonia de Roanoke.
Kocası Roanoke kolonisinin valisi John
La vida era dura para los colonos, y John fue persuadido para volver a Inglaterra a por más suministros.
Göçmenler için hayat zordu, ve John İngiltereye geri gidip erzak getirmeye ikna olmuştu
Porque soy como el gran Juan Bautista, hombre.
Çünkü ucube John Baptist gibiyim adamım.
Johann Sebastian, sigue tocando, pero no para mí porque estoy en casa.
John Sebastian... Çalmaya devam et ama benim için değil. Çünkü evdeyim.
¡ Cállate, Johann Sebastian!
Kapa çeneni, John Sebastian!
Es que... es Johann Sebastian...
Sadece... John Sebastian...
Es como John.
Daha çok John var gibi.
¿ Se ha dado cuenta como ya nadie menor de 35 se llama John?
35 yaşında küçük hiç kimsenin artık John diye çağrılmadığını fark ettin mi?
Y este año el Premio Nobel de Física es para... el profesor John Frink.
Ve bu yılın Nobel Fizik Ödülü Profesör John Frink'e gidiyor.
John Torrio se arriesgó cuando decidió asesinar a "Big Jim" Colosimo.
John Torrio, "Big Jim" Colosimo'yu öldürmeyi düşünmekle..... çok büyük bir riske giriyordu.
Eso es facil de decir, John, pero, ¿ cómo exactamente?
Bunu söylemesi kolay, John, fakat tam olarak nasıl?
John debió advertirme de que érais un grupo de mujeres tan estilosas.
John beni böyle şık bir kadın grubu olduğunuz hakkında uyarabilirdi.
John y Helen han sido muy amables conmigo.
John ve Helen bana karşı çok naziktiler.
John...
John...
No va a ir, John.
O gitmiyor, John.
¿ Hace cuánto que conoces a John?
Pekala John'u ne kadar zamandır tanıyorsun?
- ¡ John, Emily, no respiréis!
- John, Emily, nefes alma!
Si no le importa subir aquí, por favor, John.
Eğer buraya gelirsen lütfen John.
Pero puede que tengamos que acelerar las cosas, John.
Ama ihtiyacımız olabilir Işleri hızlandırmak için John.
Alice. John.
Alice.
Oh, bien, tengo que hablar contigo.
John. Oh iyi. Seninle konuşmam lazım.
¿ Va a venir John?
Ben mi John geliyor?
John, ¿ qué pasa?
John, ne oldu
Puede hacerlas a todos... un gordo al Pacino, un gordo Jerry Seinfeld, un John Madden normal.
Şişko Al Pacino, şişko Jerry Seinfeld normal John Madden.
Termínala, Elton John.
Kısa kes Elton John.
El sargento John Howard me relevó.
Görevi Çavuş John Howard devraldı.
PROFESOR que había surgido tras la Segunda Guerra Mundial.
JOHN HAGAN PROFESÖR... suç oranı da artmaya başlamıştı.
ASESOR DE RICHARD NIXON
JOHN EHRLICHMAN RICHARD NIXON'IN DANIŞMANI
Mi tío John tiene una empresa y quedé trabajando con él...
John amcam bir iş yürütüyordu. Yani onunla birlikte çalıştım.
Retrato de un noble 1789 por John Alden Peale.
Asilzade Portresi, 1978. John Alden Peale.
John Killan Jr., asesinado por Wayne Vachs.
John Killan Jr. Wayne Vachs tarafından öldürüldü.
Debería haberme ido y haber empezado una nueva vida, ¡ cómo John McAfee, el millonario del software!
Benim de onunla gidip hayatıma baştan başlamam gerekirdi tıpkı yazılım milyoneri John McAfee gibi!
La confianza no va a solucionar esto, John.
Güvenin bunu düzeltmeyecek, John.
Pero su traición fue desenmascarada, por uno de mis hombres más leales, el Obergruppenführer John Smith.
Fakat hainliği ortaya çıkarıldı, benim en sadık adamlarımdan biri tarafından, General John Smith.
John.
- John.
Jamás oí que mencionara siquiera a alguien llamado John.
Ondan, John isminde birisini hiç duymadım bile.
Su mamá tuvo siete pérdidas, antes de tener a John, así que ella y su papá están super-enfocados en el.
John doğmadan önce annesi yedi kere düşük yapmış. O yüzden babası ona çok düşkün.
Me pidió que hablara con John, que intentara cambiar de opinión.
Kızınız, John'la konuşmamı ve fikrini değiştirmesine yardımcı olmamı istedi.
John no quería que le dijeramos.
- John onlara söylememizi istemedi.
Única hija de John y Brigid.
John ve Brigid'in tek çocuğu.
¿ John Whitton?
John Whitton, değil mi?