Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Joint
Joint Çeviri Türkçe
91 parallel translation
Entre los usuarios de la droga... un cigarrillo de marihuana... es llamado chaquetón... palo, cucaracha, junta.
Kullanıcıları arasında esrarlı sigaraya cigara, sopa, izmarit ve joint denir.
¿ Qué tal un toque?
Joint ister misin?
Aquí tienes, viejo quema ese joint...
İste bu. Yak bu mereti, ahbap.
~ The band was jumping and the joint began to swing
The band wasjumping andthejoint began to swing
CI NPAC, los jefes del estado mayor, hasta la Casa Blanca.
Kitaptaki herkesi denedik... CI NPAC, Joint Chiefs... Beyaz saraydaki çatlağa bile baktım.
Si vas a firmar, ponle un poco de hierba encima. ¡ Enrróllalo y firma el porro!
Bunu imzalarsan, o zaman üzerine biraz ot koy, sar ve imzala bu Joint'i!
He won't be a Joint Chief after all.
Şimdi televizyonda tüm ulusa görevi kabul ettiğimi açıklayacağım.
Esos del Consejo de Seguridad Nacional probablemente ofrecen apoyo para mantener a la policía local bajo su control.
Politikacılar bunları sadece Joint Chiefs'e karşı olduklarından destekliyorlar.
Su novela "Una Jardinera Drogada" es la que más vende hace un año.
Bayan Trevethyn'ın romanı "The Joint Venture" ( Ortak Teşebbüs )... Yılın en çok satanlar listesinde şimdiden yerini almış durumda.
¿ Usted opina que "Una Jardinera Drogada" es verdad o ficción? ".
Sizce "The Joint Venture" kurgu mu gerçek mi?
Pero ahora estamos en vivo desde los Premios Literarios de Nueva York...
Bu gece bu değişebilir... Sizi canlı yayınla Grace Trevethyn'ın "The Joint Venture" kitabıyla aday olarak gösterildiği.
Grace Trevethyn, por "Una Jardinera Drogada".
"The Joint Venture" ile Grace Trevethyn!
¿ No me llamaste al "Sandwich Joint" con un mensaje urgente?
Sandviççiyi arayıp acil mesajım var demedin mi?
Modelo 17, El Tijeretazo.
17 numaralı model, "The Clip Joint" e.
Número 17... Siéntese. Y el modelo número 29 pata
17 numaralı model, ee, "The Clip Joint" e 29 numaralı model, "The Main Line" a Sağolun.
Pues para utilizarlas para los porros.
"Joint" lerin ucundaki şeyleri yapmak için...
Nunca vi a nadie enrollar un porro así.
Daha önce hiç kimsenin böyle joint sardığını görmemiştim.
Hago porros perfectos.
Mükemmel joint sararım.
Es increíble que un ser humano pueda hacer porros tan perfectos.
İnsan oğlunun bu kadar düzgün ve ince joint sarabildiğini görmek inanılmaz.
Al volver espero hallar marihuana en mi cajón.
Döndüğümde, çekmecemde bir joint olsa iyi olur.
- un cambio de canal y un porro.
-... ve joint alınabiliyor.
Te pusiste a la defensiva cuando te ofrecí un porro.
Sana joint teklif ettiğimde hemen savunmaya geçtin.
Hey, Sadie, dijiste que irias a el "Juke Joint" esta noche.
Sadie, bara gideceğini söylemiştin.
Se supone que todos nosotros nos reuniríamos en el "juke joint".
Hep beraber barda buluşmamız gerekiyordu.
Yo regresé al "juke joint".
Bara geri döndüm.
we gonna blaze you with this hot joint.
* Bu güzel esrar seni ateşlendirecek *
Jefe de la NSA, FBI, Joint Chiefs, secretario de estado.
NSA, FBI, Savunma Sekreterliği...
Segundo a cargo, Joint Chiefs.
Joint Chiefsin sözcüsü
Tenemos al vicepresidente de la junta ahí dentro.
Joint Chiefsin sözcüsü elimizde
A decir verdad, fumaron un par de porros.
Size önden bir iki joint içtiklerini hatırlatırım.
Sólo nos dimos un "shotgun".
Joint içiyorduk.
El unico car-hop en Philly is Milt's Burger
Philly'deki tek arabaya servis lokantası Milt's Burger Joint.
- ¿ Dónde está mi porro?
- Joint'im nerede?
Tomen unos Porros, y una guitarra!
Alın size joint ve bir gitar!
On a field trip to the joint?
Mekâna yolculuk mu?
A changos se les dio 30 gallos / porros al día. Y aparentemente murieron de atrofia mental en 90 días.
Görünüşe göre, maymunlara günde 30 joint kadar esrar pompalanmış ve 90 gün sonra atrofi sonucu ölmüşlerdi.
Tras 6 años de peticiones para saber como se hicieron los experimentos, se revelo que en lugar de administrar 30 cigarros al día por un año,
Altı yıl süren taleplerden sonra, çalışmanın nasıl yapıldığı sonunda ortaya çıkmıştı. Bir yıl boyunca günde 30 joint vermek yerine,
Escuche que tenias que fumar 50,000 porros en 20 minutos..... para poder consumir una cantidad toxica de tetrahidrocannabinol.
Duydum ki, 20 dakikada 15.000 joint falan içmelisiniz zehirleyici miktarda delta 9-tetrahydracannabinol alabilmeniz için.
Cuando me fumo un porro, quiero una bolsa de papas fritas y comida chatarra.
Joint içince, bir paket cips istiyorum ve siktiğimin abur cuburunu.
Ted Turner formo CNN noticias fumando, por eso fuma un porro cada día.
Ted Turner ot içerken CNN News'u geliştirdi, hala her gün bir joint içiyor.
El fracaso, el piso compartido, The flop, the flat joint, the sawbuck switch.
"Üç kart, sihirli bilet,... on dolar değiş tokuşu."
Salíamos a las reuniones de ginebra todas las semanas.
Her hafta sonu Gin Joint'e giderdik.
Ha recibido una estrella de bronce con una V por su valor Dos medallas "Army Commendation" y una medalla "Joint Service Commendation"
Gösterdiği cesaret için bronz nişanı iki ordu onur madalyası bir tane de ekipler onur madalyası vardır.
Durante el día, trabajo en Oink Joint.
Gündüzleri bir restoranda çalışıyorum.
- Oink Joint
- Oink Joint Lokantası.
¿ Seguridad Joint Asset?
Joint Asset Securities şirketi mi?
Entonces, ¿ cuánto dinero tienen con Seguridad Joint Asset? Todo.
Joint Asset Securities'de ne kadar paran var?
Con todos los Pizza Joint que hay en la ciudad, en el mundo... entraste en el mío.
Sehirdeki ve dunyadaki tum pizza yerlerinde, sadece benimkine yurumek zorundaydin.
Tú entraste en mi Pizza Joint.
Evet, Sen benim pizza yerime geldin.
I want to holler, but the joint's too small... creo mis propios movimientos!
- Kendi figürlerimi bulurum.
"Joint is jumping".
"Burası zıplıyor."