Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Jury
Jury Çeviri Türkçe
91 parallel translation
Schaeffer declaró haber visto a Canfield disparar deliberadamente contra el Sr. Morgan y después escapar con la bolsa de dinero que contenía 40.000 $.
Canfield dün Clifford Morgan'ı öldürmekten suçlu bulundu, görgü tanığı yerel madencilik operatörü bir Morgan çalışanı Rudy Schaeffer'ın ifadesine göre. Schaeffer, jury'e Canfield'in kasden Morgan'a ateş ettiğini gördüğünü....... ve içinde $ 40,000 olan para çantası ile kaçtığını söyledi.
Seguro que está de camino para amañarjurado.
Tabi ki jury onların hakkında adil karar verirse.
Eso está fuera de nuestro alcance. He enviado a Sam a por el sheriff.
Tabi ki jury onlar hakkında adil bir karar verecektir.
Ahora, trabajaréis vosotros mientras yo me siento sin hacer nada.
Jury Duty II filminin 1000. yılı şerefine düzenlenen törende çözülmem gerekiyordu. Neden orada değilim?
Me iban a descongelar en Hollywood para el 1.000 aniversario de "Jury Duty II."
Jury Duty II filminin 1000. yılı şerefine düzenlenen törende çözülmem gerekiyordu.
Malcolm in the Middle 3x20 Jury Duty
Artık patronum değilsin
- El jurado esta de vuelta.
- Jury döndü.
Y Bárbara, pasaste el lunes con Rocky nuestro entrenador físico y acompañante de martes a jueves, con todo el elenco de la película porno Hung Jury y todo el fin de semana con Tonkiro.
Ve Barbara, sen de Pazartesi günü vücut çalışan jigolomuz Rocky'le salı perşembe arası Alet Boyu adlı porno filminin ekibiyle ve bütün bir hafta sonu Tonkiro'yla birlikteydin.
El arma que lleva Keenan, le dicen "El Jurado"
- Keenan'ın taşıdığı silahın adı "Jury".
¿ "El Jurado"?
- Jury mi?
Tenemos esa llamada de Jury de la semana pasada.
Geçen hafta Jury'den bir telefon geldi.
Mira, quizás vaya a Indian Hills. Doy algunos consejos a Jury, y el nos da un piso franco para nuestras Kalashnikov.
Belki de Indian Hills'e gidip Jury'ye yardım teklif edebilirim, o da silahlarımıza bir depo sağlar.
Sabían que Jury llamaría.
Jury'nin bizi arayabileceğini biliyorlardı.
¿ Y crees que puedes traer a Jury a bordo?
Peki Jury'yi ikna edebileceğini nereden biliyorsun?
- A visitar al tío Jury.
- Jury Amca'yı ziyaret edeceğim.
Jury era un buen amigo de mi viejo, Clay.
Jury babamın iyi bir arkadaşıydı, Clay.
Vale, bien... Jury tiene todas esas guapas gatitas, tío.
Tamam Jury'nin çok güzel kadınları var.
- Tío Jury.
- Jury Amca.
- Es sobre el futuro, Jury - ¿ Futuro de qué?
- Bu gelecekle ilgili, Jury. - Neyin geleceği?
Es la hora, Jury.
Zamanı geldi, Jury.
Lo harás bien, Jury.
Sen halledersin Jury.
¿ Jury y tú os habéis puesto nerviosos?
Jury ile anlaşabildiniz mi?
Jury y John Teller estaban en el mismo pelotón en Vietnam
Jury ve John Teller Vietnam'da aynı bölükteydiler.
Con la cuadra de Jury... mierda. Nada más que un joven, apretado, perfecto coño.
Jury'nin o harika tamamen genç sıkı kadınlarıyla.
Quiero estar aquí para Jury cuando esta mierda se venga abajo
Olay çıktığında burada olup Jury'yi kollamak istiyorum.
Jury no me preocupa ; puede cuidar de sí mismo.
Jury hakkında endişelenme, o kendini koruyabilir.
- ¿ Dónde leches estabas?
- Görünüşe bakılırsa Jury'nin Mayalarla olan mücadelesinde desteği olacak. - Hangi cehennemdesin sen?
Toby Shaft por "Jurado Colgado"
Toby Shaft "Hung Jury"...
- El jurado no va a creerse esto...
- Jury buna asla inanmayacak.
Vamos, Jury. Jury...
Hadi ama, Jury.
Se levanta la sesión.
Jury dağılabilir.
- Jury sigue fuera.
- Jüri hâlâ karar aşamasında.
Prometiste que manipularías al jurado.
Promised you'd rig the jury.
Jury dice que puedes quedártela todo el tiempo que quieras.
Jury bunu istediğin kadar kullanabileceğini söyledi.
Te veo donde Jury.
Jury'nin orada görüşürüz.
He dicho que te veo donde Jury.
Jury'nin orada görüşürüz dedim ya.
Quizá le venga bien pasar un tiempo con la gente de Jury.
Jury'nin adamlarıyla biraz zaman geçirmesi ona da iyi gelir belki.
Entonces, tenemos una enorme e incondicional audiencia para Grandstand, pero los perdemos antes de que las jovencitas sintonicen Juke Box Jury, ¿ cierto?
Grandstand için büyük, muhteşem bir izleyici kitlemiz var, ancak Juke Box Jury için tiki kızlar çıkmadan onları kaybediyoruz, öyle mi?
"SVU," "Criminal Intent," "Trial By Jury," y he visto lo que un fiscal de distrito puede hacerle a un testigo pericial.
Keza, "Special Victim Units", "Criminal Intent", "Trial By Jury" nin de ve sert bir savcının, uzman bilirkişilere neler yapabileceğini gördüm.
Fue Jury quien me recomendó que hablásemos.
Seninle konuşmamızı Jury önerdi.
Está bien, voy a contactar a Bobby, hombre.
Jury'nin tayfasına ihtiyacımız olduğunu söyleyeceğim.
Lo mismo digo, Jury.
- Ben de Jury.
Gentlemen of the jury, not here... over there, please.
Jüriden beyler, burada değil, yukarıdalar, lütfen.
Buenos días.
Bon jury.
Jury, soy Bobby Elvis.
Jury. Ben, Bobby Elvis.
Con un jurado.
Öğrenir öğrenmez... icabına bakıcaz. jury de var.
Vamos a oír lo mejor de lo mejor, vamos a oír temas de Oklahoma hasta la costa Oeste.
Kentteki her sinemada Amerikan filmleri oynuyor. Oklahoma, Batı Yakasının Hikâyesi, Rıhtımlar Üstünde Dünya Güzeli, Şarkıcılar Kralı, Merih'ten Saldıranlar Kızgın Damdaki Kedi, I, The Jury, Kazablanka, Bazıları Sıcak Sever Çin Mahallesi, Gecenin Sıcağında, Kanunun Kuvveti I ve II Baba I ve II, Büyüyen Canavar, A Night At The Opera, Büyük Ülke Yurttaş Kane, Devlerin Aşkı, Bonnie ve Clyde, Cumartesi Gecesi Ateşi, Uzun Veda Easy Rider ve ilk yol filmi Stagecoach. İçlerinden birini seçin.
Jury, Jury, a la casa, a la casa, vamos.
Jury, Jury, içeri gir, içeri gir, hadi.
Maldita sea, hijo de puta...
Jury... Allahın belası, orospu çocuğu.
- Le diré que necesitamos a los de Jury.
Hayır.
Llamaré a Jury.
- Jury'yi ararım.