Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Lago
Lago Çeviri Türkçe
8,295 parallel translation
Calculé mal el tamaño de este lago.
Bu gölün boyutunu çok yanlış düşünmüşüm.
¿ Dónde está este gran lago de nieve?
Peki, büyük kar gölünüz nerede?
¡ Los lobos saben que el lago está adelante! ¡ Desgraciados!
Lanet olası kurtlar tam önümüzde göl olduğunu biliyorlar.
¡ Empuja al líder al este! ¡ Aléjalos del lago!
Lider atı doğuya doğru sürüp gölden uzak tutalım şunları.
¡ No vayan al lago!
Göle doğru gitmeyin!
Es el último pedazo de la pradera china... que no ha sido arado. El último lago virgen.
Burada gördüklerin sabanla sürülmemiş son Çin otlağı ve bâkir kalan tek göl.
¡ Mira! Por allá está el lago de los cisnes.
Bu dağın ardında sana bahsettiğim cennete benzeyen Kuğu Gölü var.
¿ No ha visto El lago de los cisnes?
Kuğu Gölü'nü daha önce görmüş müydünüz?
Um, estaba caminando con mis hijos um, Cerca de Lago Espejo el día de hoy y nosotros Se encontró con una pila ardiente.
Bugün erken saatlerde oğullarımla beraber Mirror Gölü'nün yakınlarında yürüyorduk ve yanan bir yığına denk geldik.
El misterioso secreto del lago.
Gölün en derin sırrı.
Una pequeña casa en Florida, con un lago de pesca, cerca del mar...
Florida'da arkasında balık tutmak için küçük bir gölü olan bir yer almak.
Golpeó duro y nos saco de la carretera... a través de una barrera y a este lago.
Bize şiddetle çarptı ve iki araba da yoldan çıktı. Bariyerleri aşıp, birlikte göle yuvarlandık.
Bienvenidos al Lago Balatón.
Balaton Gölü'ne hoş geldiniz.
Bien hecho, chicos. Lamento lo del lago.
İyi işti çocuklar.
- ¿ Crees que sepa que es un lago? - No.
- Buranın göl olduğunu biliyor mu sence?
Cooper, ¿ esto es un maldito lago?
Daha yavaş. Cooper, göl mü lan burası?
Como un lago y el río.
# Göl ve nehir gibi. #
No, en el lago estaba seco.
Hayır, hava çok güzeldi, göl çarşaf gibiydi.
Al igual que el hielo en el lago.
Gölün üzerindeki buz gibi.
Quiero que todo este país cambie, de pies a cabeza. Si consigo lo que quiero, nadie tendrá su propio lago.
Bu ülkenin baştan aşağı farklı olmasını isterdim ama istediğimi elde edersem, kimsenin kendi gölü olmaz.
La tomaron junto al lago al que solía llevarme.
Beni götürdüğü gölün oradan çekilmiş.
El abuelo Sherman me lo regaló luego de que pescáramos en el lago.
Gölde balığa gittikten sonra Büyükbaba Sherman bana verdi.
Si mamá me deja, ¿ me llevas más tarde al lago?
Annem izin verirse sonra beni göle götürecek misin?
¿ Cómo está el lago?
Göl nasıl?
El lago...
Göl. Ve kaya!
El está aquí, en el lago.
Şu an burada, göl kenarında.
Estoy del otro lado del del lago, entre las cañas.
Gölün karşı kıyısında sazlığın içindeyim.
Irás al lago.
Göle açılacaksın.
Pide un deseo y arrójala de vuelta al lago.
Bir dilek tut ve göle at.
Tu hechizo se enjuagó en el lago encantado.
İksirin etkisi büyülü gölde bozuldu.
De acuerdo, ahí estamos en la casa del lago.
İşte burda da göl evindeyiz.
Amaba a ese lago.
- Bu gölü çok sevmiştim.
Jimmy esperaba durante todo el verano, y cuando septiembre finalmente se presentaba y él sentía ese primer viento frío que venía barriendo el lago Michigan, sabía que se estaba acercando.
Jimmy tüm yaz beklerdi ve sonunda takvimler Eylül'ü gösterdiğinde Michigan Gölü'nden gelen ilk rüzgarı hissettiğinde, her şeyin başladığını anlardı.
Y papá Rudy lo convenció para que me contratara para un trabajo sobre este pequeño lago.
Ve Rudy Baba da onu, beni tutması için ikna etti. Bu küçük gölün üzerinden.
Y resulta que también había un concurso de pesca esa tarde en este lago mas como un pantano
Ayrıca o öğlen bir de balık tutma etkinliği vardı. O bataklığa benzeyen gölde.
El lago, los museos, detestaba el béisbol, pero adoraba el estadio de Wrigley Field y la Fuente de Buckingham iluminada.
Göl kıyısını, müzelerini, beyzboldan nefret ederdi ama Wrigley Field'a bayılırdı. Geceleri ışıkları yanan Buckingham Çeşmesine de.
Que la tire a un lago y ya está.
Göle atalım gitsin.
Me caí con el auto en el lago y él se detuvo a sacarme.
Arabamla göle düşmüştüm, gördü, beni çekti.
Te caíste en el lago porque habías estado bebiendo todo el día.
Zil zurna sarhoş olduğun için düşmüştün göle.
¿ Se trata de un lago de fuego?
Yanan bir göl hakkında mı?
Quizás ellos puedan averiguar si fue una broma pesada o lago más.
Belki bunun manyak bir şaka ya da onun gibi bir şey olup olmadığını tespit ederler.
Le pertenecían a Pierina Legnani, destruidas en una sola presentación de "El lago de los cisnes".
Perina Legnani'ye aitler. Kuğu Gölü solo performansı sırasında mahvoldular.
Bailaras "El lago de los cisnes" en el yate.
Yatta Kuğu Gölü dansını yapacaksın.
Solo tenemos que bailar "El lago de los cisnes".
Sadece Kuğu Gölü yapacağız.
En la casa del lago.
Göl evinde.
Vamos al lago a pasar el rato y a pescar.
Göle gideriz, orada takılır ve balık tutarız.
¿ Por qué no vamos al lago esta noche?
Bu gece göle gidelim.
Y les dijiste a todos que yo solía bañarme desnudo en el lago.
Herkese benim göle çıplak girdiğimi söyledin.
La família Newport tiene intención de vender una parcela de 6475 hectáreas virgen, unas tierras sin edificar que contienen el lago Eagleton y las estribaciones de Southern Indiana.
Newport Aile Vakfı Eagleton Gölü ile Güney Indiana Tepeleri'ni de içeren 80 kilometrekarelik bakir arazilerini satmak niyetinde.
Se cumplen 58 años de las tragedias de Tafjord, Sunnmøre... 40 personas perdieron la vida cuando una gran roca cayó al lago.
. O zamandan bu yana Tafjord SUNNMØRE içinde felaket 58 yıl 40 kişi büyük kaya sonra hayatlarını kaybedince göle yuvarlandı.
El río siempre lleva al lago.
Balık avlama nasıl gidiyor?