English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Libby

Libby Çeviri Türkçe

949 parallel translation
Libby, Willy, os presento al coronel Ruggles.
Libby, Willy, Albay Ruggles ile tanışın.
Deme tiempo, señorita Libby, deme tiempo.
Düşüneyim Bayan Libby, düşüneyim.
- No lo toque, señorita Libby.
- Dokunma Bayan Libby.
Aquí está, señorita Libby.
İşte geldi Bayan Libby, geldi.
¿ Qué le pasa, señorita Libby?
Ne oldu Bayan Libby?
Que no se le suban los humos, señorita Libby.
Nazlanmayın Bayan Libby.
"¿ Puedo volver para ver a Libby?". No, diga "Srta. Bacon".
"Libby'yi görmeye gelebilir miyim?" "Bayan Bacon" desen daha iyi.
Libby.
Libby.
Yo no soy su Libby a no ser que sea daltónico.
Renk körü müsün?
- Ella está encerrada en su habitación.
- Libby odasında kapalı. Gel.
Eso es lo que dijo ella.
Kilitlenirken Libby de öyle dedi.
- Libby.
- Libby.
Libby.
Ah, Libby.
Libby, una señorita no debe hablar así.
Libby, bu bir kadına yakışmıyor.
¿ Dónde habrá encontrado la señorita a un hombre tan elegante y apuesto?
Bayan Libby böyle bir yakışıklıyı nereden buldu?
Dos caballeros quieren ver al general Custer, señorita Libby.
İki bey General Custer'ı görmek istiyor.
Libby, mira.
Libby, bak.
¿ Quién se preocupará de usted mientras anda por ahí?
Bayan Libby, orada size bakacak kimse olmayacak mı?
Libby, ¿ no te das cuenta?
Anlamıyor musun?
Libby, esos locos no saben lo que han hecho.
Bunlar yaptıklarının farkında değiller.
Piense también en Libby.
Libby'yi düşün.
¿ Has sido feliz aquí, verdad, Libby?
Libby, burada mutlu oldun değil mi?
¿ Tiene algo que decir, Libby?
Ne diyeceksin Libby?
- Libby, cariño.
- Libby, hayatım.
Libby, Normie adora llegar tarde.
Libby, Normie geç kalmayı sever.
No dejes que salga, Libby.
İçmesine izin verme Libby.
El Sr. Libby me cuida como una buena madre con buen sentido de doble contabilidad.
Bay Libby muhasebeden iyi anlayan... şefkatli bir anne gibi bana bakar.
El Sr. Libby, debo decir es relaciones públicas del estudio.
Şunu belirtmeliyim ki, Bay Libby... stüdyonun halkla ilişkiler bölümünden sorumludur.
No eres un mal tipo, Libby.
Sen kötü bir adam değilsin Libby.
¿ Por qué te odio tanto, Libby?
Neden senden bu kadar nefret ediyorum?
Cuando actúa así es que ha bebido demasiado, Sr. Libby.
Böyle sarhoş olduğu zamanlar taş gibi uyur Bay Libby.
¿ Por qué no hablas con el Sr. Libby?
Niye içeri girip Bay Libby'yi görmüyorsun?
¿ Sr. Libby?
Bay Libby.
¿ Libby?
Libby.
- Sr. Libby.
- Bay Libby.
- Gracias, Libby.
- Teşekkür ederim Libby.
Adiós, Libby.
- Hoşçakal Libby. - Hoşçakal Libby.
Hola, soy Matt Libby.
Alo, ben Matt Libby.
- Al menos nos escapamos de Libby.
- En azından Libby'yi atlattık.
- Libby ni siquiera sabe que hemos salido.
- Şehirden ayrıldığımızı bile bilmiyor.
Hola, Libby.
Merhaba Libby.
Tranquilo, Libby.
Fazla ileri gitme Libby.
- Es para usted, Sr. Libby.
- Telefon size Bay Libby.
Es una orden, Libby.
Bu bir emirdir Libby.
Sabe, Libby, se perdió mucho por no conocer a Norman Maine.
Norman Maine'i tanımamakla çok şey kaçırdın Libby.
PRISIÓN MILITAR DE LIBBY RICHMOND, VIRGINIA
LIBBY ASKERİ HAPİSHANESİ RICHMOND, VIRGINIA
El país de las maravillas de Libby.
Libby'nin harika dünyası.
Residencia Bakersfeld. Soy Libby.
Bakersfeld malikanesi, ben Libby.
Llamé desde el hotel para darle las buenas noche y hablé con Libby.
Yemekteyken iyi geceler demek için aradım ve Libby ile konuştum.
¿ Qué ha dicho Libby?
Libby söyledi mi?
Residencia Bakersfeld. Al habla Libby.
Bakersfeld malikanesi, ben Libby.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]