Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Lieu
Lieu Çeviri Türkçe
23 parallel translation
Dame el poder, te lo suplico.
Morteisma lieu de vocuier de mieu vochette! Bana güç ver, sana yalvarıyorum!
- ¿ Qué se supone que debo decir?
- Ne söyleyebilirim ki, Lieu?
Tengo entendido que Lou tiene una.
Küçük bir kuş Lieu'da bir tane olduğunu söyledi.
Entonces, no fue un robo.
Yani olay hırsızlık değilmiş. Dikkat et, Lieu.
¿ Qué más tienes sobre el caso del banco, jefe?
Banka davasından ne haber, Lieu? Adım Jesse.
- Hola, Lieu.
- Selam Teğmen.
Lieu dice que debemos llegar primero.
Komiser bizim bakacağımızı söylüyor.
Primero le rechazaría dando rodeos y dejaría que la tierra siguiera su curso con un par de giros hasta que me suplicara con lágrimas en vez de con perlas.
Onu ilk önce savrulan buklelerle reddeder Yaşlı dünyayı bir kaç fırtına almasına izin verirdim till he plied me with tears in lieu of pearls.
"In lieu de flores, por favor envíe maquinas de feria a Peter Griffin en el 31 Calle Spooner." Si sacamos solo una atracción de ferias habrá sido un éxito.
Lütfen çiçek yerine, 31 Spooner Sokak'ta ikamet eden Peter Griffin'a atlıkarınca bileti yollayın. " Tek bilet kazansak bile kârdır.
Teniente, soy Cal. ¿ Está ocupado?
- Lieu, ben Cal. isin var mi?
¿ Qué tal, teniente?
N'oldu Lieu?
Teniente, ¿ qué no podía decirme por teléfono?
Lieu, neymis o telefonda söyleyemeyeceğin sey?
- Sí, la conocía, teniente.
- Evet, taniyordum Lieu.
Hola, teniente.
Selam, Lieu.
- Hable con él, teniente.
- Ona söyle, Lieu.
¿ Conocía a Logue, teniente?
Logue'u tanir miydin, Lieu?
Hey, Lieu.
Hey, Lieu.
Tenien...
Lieu...
Teniente, espere.
Lieu, bekle.
Lieu me necesita para unos cacheos.
Teğmenin dayakta bana ihtiyacı varmış.
Lieu, ¿ podemos hablar un momento?
Teğmenim, bir dakika konuşabilir miyiz?
Latucci, ven a conocer a tu nuevo compañero.
- Latucci, gel yeni ortağınla tanış. - Hemen burada, Lieu.
Me siento bien, jefe.
Ben iyiyim, Lieu.