Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Lionel
Lionel Çeviri Türkçe
1,770 parallel translation
El siguiente llamado, Lionel en Seven Oaks.
Bir sonraki telefon konuğumuz Seven Oaks'tan Lionel.
Todo lo que hay que saber sobre nuestros compañeros de cena. Lo creas o no, Lionel, hice mi tarea.
İster inan ister inama, Lionel, dersime çalıştım.
Pero, Lionel espero que no estés esperando nada a nivel personal.
Ama, Lionel... umarım kişisel düzeyde bir şeyler beklemiyorsundur.
Lionel Luthor, Clark.
Lionel Luthor, Clark.
Sí, me dijo que alguien más conoce mi secreto Lionel Luthor.
Evet, bana sırrımı bilen biri daha olduğunu söyledi... Lionel Luthor.
Bueno, la fuente que me llevó a Fine fue Lionel.
Bana Fine'ın izini veren kaynağım Lionel'dı.
Es sólo que desde que supe que Lionel sabe mi secreto he estado esperando a que estalle una bomba.
Lionel'ın sırrımı bildiğini öğrendiğimden beri, her an bir şey yapacak diye bekliyorum.
Estamos hablando de Lionel Luthor.
Bahsettiğimiz Lionel Luthor.
No necesito una firma para saber que esto es de Lionel Luthor.
Bunun Lionel Luthor'dan geldiğini bilmem için imzasını görmeye ihtiyacım yok.
Realmente no creo que Lionel haría esto, pero iré a llamarlo y averiguaré.
Bunu Lionel'ın yapacağını sanmıyorum ama şimdi arar öğrenirim.
Suena a una movida del libro de juegos de Lionel Luthor.
Lionel Luthor'un kitabından çıkmış bir harekete benziyor.
Sabes, si no fue Lionel, ¿ qué hay acerca del Luthor júnior?
Peki, Lionel değilse, küçük Luthor olamaz mı?
¿ Dónde está Lionel?
Lionel nerede?
Lionel está en viaje de regreso desde Singapur.
Lionel Singapur'dan dönüş yolunda.
Hablo de Lionel Luthor.
Bahsettiğim Lionel Luthor.
Lo siento, Clark, pero para salvar este mundo tienes que matar a Lionel Luthor.
Üzgünüm Clark, bu Dünya'yı kurtarmak için Lionel Luthor'u öldürmelisin.
En este momento, estás realmente enojado con Lionel y quizás quieres que alguien te diga que está bien atacarlo.
Şuan Lionel'a çok öfkelisin, belki de birinin onun peşine düşmenin sakıncası yok demesini istiyorsun.
Fue quien me dijo que Lionel conocía mi secreto.
Lionel'ın sırrımı bildiğini söyleyende oydu.
Entonces lo que Lionel planea es mucho peor que sólo saber mi secreto.
O zaman Lionel'ın peşinde olduğu şey benim sırrımı bilmesinden çok daha kötü.
Bueno si Lionel está tramando algún tipo de plan maléfico se podría explicar porqué guarda tu secreto.
Eğer... Lionel'ın şeytani bir planı varsa, bu neden sırrınla alakalı bir şey yapmadığını açıklıyor.
Digamos que este fantasma de tu papá tenga razón y después vamos y hurgamos en el armario de Lionel y encontramos una prueba irrefutable. ¿ Después qué?
Diyelim ki babanın hayaleti haklı bizde gidip Lionel'ın dolabını karıştırdık ve aradığımız şeyi bulduk... sonra ne olacak?
Cloné el transmisor desde el teclado de Lionel para que removiera el código digital.
Bu şifre kırıcıyı Lionel'ın bilgisayarından kopyaladım böylece şifreyi kırabileceğiz.
Clark, ¿ has pensado en el hecho de que si Lionel sabe tu secreto, se lo pudo haber contado a...?
Clark, hiç aklına geldi mi, eğer Lionel sırrını biliyorsa, belki söylemiş olabilir...
Lionel nunca nivelaría el campo de juego.
Lionel onun kendi seviyesine gelmesini istemez
Parece que Lionel tiene planeada una entrevista mañana con el mejor reportero del Inquisidor acerca de algo llamado "El Arma".
Görünen o ki, yarın Lionel'ın Inquisitor'ın baş muhabiriyle konusu "silah" olan bir görüşmesi var.
Espera, ¿ piensas que tú podrías ser el arma de la cual Lionel está hablando?
Bekle, Lionel'ın bahsettiği silahın sen olabileceğini mi düşünüyorsun?
Martha, es Lionel.
Martha, ben Lionel.
¿ Hace cuánto que sientes algo por Lionel Luthor?
Ne kadar zamandır Lionel Luthor'a karşı hislerin var?
¿ Estás hablando sobre Lionel? ¿ Qué es?
Lionel'dan mı bahsediyorsun?
Lionel Luthor tiene que morir.
Lionel Luthor ölmek zorunda.
Dijo que Lionel va a ahogarnos a todos en sangre.
Lionel hepimizi kan içinde boğacak dedi.
Mamá, creo que puede tener algo que ver con que Lionel quiere usarme como un arma.
Anne, sanırım Lionel'ın beni bir silah gibi kullanmak istemesiyle alakalı.
Todo este tiempo pensé que Lionel se estaba compensando por su pasado.
Onca zaman, Lionel'ın geçmişini telafi etmek için çabaladığını zannediyordum.
Lionel ha estado manipulándonos a todos.
Lionel hepimizle oynuyordu.
Creo que quiso decir que Lionel tuvo algo que ver con su muerte.
Sanırım demek istediği... Lionel'ın onun ölümüyle ilgisinin olduğuydu.
Revisé los registros telefónicos de tu padre y a menos que Lionel estuviera ofreciendo servicios de larga distancia estaba desesperado intentando contactar a tu padre.
Babanın telefon kayıtlarına ulaştım ve Lionel'ın başka bir planı yoksa tabii, babana ulaşmak için oldukça fazla çaba sarf etmiş.
Quizás fue así que descubrió que Lionel sabia sobre mí.
belki de Lionel'ın beni bildiğini bu şekilde öğrendi.
Lionel habló con tu padre una hora antes de su muerte.
Lionel babanla, ölmeden bir saat önce konuşmuş.
¿ Crees que Lionel sólo estaba felicitándolo?
Sence Lionel yalnızca onu tebrik mi ediyordu?
La llamada de Lionel vino a través de una torre situada en el campo Jansen.
Lionel'ın cep telefonuyla yaptığı arama Jansen bölgesindeki bir binadan yapılmış.
¿ Lionel estuvo ahí?
Lionel orada mıymış?
Lionel estuvo ahí la noche que mi papá murió.
Lionel babanın öldüğü gece orada olmuş olabilir.
Clark, sé que esto es muy difícil para ti pero tienes que matar a Lionel Luthor.
Clark biliyorum senin için bu çok zor ama Lionel Luthor'ı öldürmek zorundasın.
Lionel, ¿ qué estás haciendo aquí?
Lionel. Burada ne işin var?
Introduje los símbolos de Lionel en el programa y salió este patrón.
Lionel'ın sembollerini programdan geçirdim ve bu şekil ortaya çıktı...
Debería llamar a Lionel en Londres.
Londra'daki Lionel'ı aramalıyım.
¿ Lionel?
Lionel mi?
¿ Le contaste sobre tu sospecha del más allá de que Lionel sabe tu secreto?
Bir şekilde Lionel'ın sırrını öğrendiğinden annene bahsettin mi?
Lionel.
Lionel.
Los dibujos de Lionel advertían sobre la llegada de Zod.
Lionel'ın çizimleri Zod'un geleceği konusunda uyarıyordu.
Ahora, ¿ qué podría ser tan malo...
Babamın Lionel Luthor'ın ölmesini isteyecek kadar kötü şey ne olabilir?