Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Líen
Líen Çeviri Türkçe
12 parallel translation
No necesitamos que líen las cosas con cámaras de tortura.
İşkence odalarıyla işleri karıştırmasınlar.
Que no os líen los extranjeros.
- Tamam. - Sakın yabancılarla konuşayım deme.
¡ No quiero que te líen con drogas!
Senin kullandığını duymayayım.
No podemos impedir que las chicas se líen cuando les dé la gana.
Canları istedi mi, biriyle çıkmalarını engelleyemezsin.
Los de la asociación no quieren que los veteranos se líen con los nuevos pero nos enamoramos.
Program benim gibi eski üyelerin yenilerle çıkmasını sevmez. Ama birbirimize aşık olduk.
Son una excusa para que unos cretinos de etiqueta alquilen una limusina y se líen unos con otros.
Popüler olmayan tiplerin süslenip püslenip limuzine binmesi ve birbirleriyle yatmaları için bir bahane sadece.
Antes de que se líen, debe tener en cuenta que ella tiene secretos muy gordos.
Ve bir araya gelmeden önce de onun bir sürü büyük sırrı olduğu gerçeğini de göz önüne almalısın.
Entiendo que está prohibido que los chicos de acogida se líen con los otros chicos con los que viven, pero no es que se vayan a quedar con vosotros.
Üvey çocukların birlikte oturduklarıyla takılmasının yasak olduğunu anlıyorum ama sizi korumaları gibi değil.
Eso es lo que le cuentan a todo el mundo para que no la líen con su distribución, "o vendrá Tintineo y te cortará".
Herkes "Sakın dağıtımda batırma yoksa" o tıngırtı seni bulur ve küçük parçalara ayırır " diyordu.
Quizás puedas cortar con el ahora antes de que las cosas se líen más y no lo lleves hacia una caída al vacío.
Belki de ilişkini her şey daha bok olmadan kesmelisin ve bu onu kargaşaya sokmaz.
Sí, te tomas un chupito, eliges una extraña e intentas que se líen contigo.
Evet, bir shot atıyorsun yabancı birini seçiyorsun ve onu ayartmaya çalışıyorsun.
No se líen con Blomfeld.
Blomfeld'e bulaşmayın.