Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Malí
Malí Çeviri Türkçe
41 parallel translation
El Ala del Koré y el mazo mágico son usados en Malí desde hace miles de años.
Kore Kanadı ve tılsımlı sırık Mali'de yüzyıllardan beri kullanılmaktadır.
Carl Peterson acaba de llamar desde Malí.
Az önce Carl Peterson Mali'den aradı.
Visitar el Tíbet, llamadas desde Malí.
Tibet yolculuğu ve Mali'den telefon.
Extranjeros oriundos de Malí, Senegal.
Daha çok Mali ve Senegal'den gelen göçmenler.
En Malí yo te vi con un alhelí.
Gözüm, kulağım, burnum. Sakın kanmayın.
En Malí yo te vi.
Gözüm, kulağım, burnum.
En Malí. -!
Oyun veya şaka!
Si no producimos algodón todos los africanos que viven en Burkina y también los que viven en Malí, Benin y otros países, emigrarán a Europa.
Pamuk üretmezsek Burkina'da yaşayan tüm Afrikalılar hatta Mali, Benin ve başka ülkelerde yaşayanlar da Avrupa'ya göç edecek.
Se trata de Malí. No hay más agua en este lago.
Bu Mali, bu gölde artık su yok.
Y ellas son Malí, Cati y MyFi.
Ve onlar da Mali, Cati ve Myfi.
En África, a través de las misteriosas tierras de Malí y los dogones, que conocía las estrellas Sirio B y C antes de que cualquier otro astrónomo,
Afrika'da, Mali'den ve Sirius sistemi hakkındaki bilgileriyle astronomları şaşırtan gizemli Dogon topraklarından geçer.
En Malí, los peces en este lago se pescan y se reparten una vez al año.
Mali'de, bu göl balıklarından yılda bir kere yararlanabiliyorduk.
Sin embargo, en Malí, las lluvias del desierto son cualquier cosa menos fiables.
Fakat Mali'de, çöl yağmurları hiç bir şeydir, ama güvenilirdir.
Comenzamos en Malí, donde fueron impuestas nuevas sanciones por los países vecinos de Africa del Oeste, a continuación de un golpe de estado que realizó un regimiento regular de soldados de Malí, quienes tomaron el control de cerca de la mitad de la nación,
Mali ile başlıyoruz, yeni müeyyideler uygulamaya konuldu. Buna göre Batı Afrika eyaletleriyle komşuluk ilişkileri Mali'li askerler tarafından oluşturulacak bir komite tarafından yürütülecek. Mali askerleri ülkenin yarısında yönetimi ellerine geçirdiler.
Malí era una sociedad musulmana donde muchas personas podían leer y escribir.
Mali, okuma-yazma bilen çok sayıda insanın yaşadığı bir Müslüman ükesiydi.
Malí fue un africano de El Dorado, y casi todo el mundo sabía nada al respecto.
Pek çok insanın hakkında hiçbir şey bilmediği Mali Afrika'nın El Dorado'suydu.
A finales del siglo 14, dos tercios del oro en Europa procedían de Malí.
14. yüzyılın sonuna gelindiğinde Avrupa'daki altının üçte ikisi Mali'den karşılanmaktaydı.
Es gracias al mundo del comercio musulmán que Malí era capaz de tocar las manos con Europa.
Müslüman ticaretinin sayesinde Mali, Avrupa pazarına girebiliyordu.
Pero Malí no estaba solo.
Ama Mali yalnız değildi.
Pero era de oro y brillantes Malí que habían capturado la imaginación europea.
Fakat Avrupa rüyasına ulaşan altın ve şaşaalı Mali oldu.
Y en 1375, cuando los cartógrafos en España produjeron una serie de gráficos, conocido como el Atlas catalán, Mansa Musa se muestra sentado en el centro de Malí.
Ve 1375 yılında İspanya'daki haritacılar Katalan Atlas'ı olarak bilinen birkaç çizim oluşturduklarında Mansa Musa, Mali tahtında oturuyordu.
Después de un verano juntos, se fue a Malí.
Yazı birlikte geçirdikten sonra Mali'ye gitti.
Su esposo está lejos en Malí.
Kocası bir süredir Mali'deymiş.
En la TV vi un reportaje espantoso sobre la ablación en Malí y...
Mali'de sünnet töreni hakkında Tv.de bir röportaj görmüştüm.
No desde Malí.
Maliden beri değil.
Fue a África ayer, a Malí.
Dün Afrika'ya gitti, Mali'ye.
Encontré algo en el desierto en Malí, algo por encima de lo increíble.
Mali'de çölde bir şey buldum. Olağanüstü bir şey.
Porque las paredes aquí tienen oídos, y me oyeron preguntarle a mi esposa qué estaba haciendo Wes Lawrence en Malí.
Çünkü yerin kulağı var ve siz de beni karıma Wes Lawrence'ın Mali'de ne yaptığını sorduğumu duymuşsunuz.
Solo quiero saber lo que me pasó, señor, y creo que lo que sea que el señor Lawrence esté haciendo en Malí me podría dar algunas de esas respuestas.
Sadece bana ne olduğunu öğenmek istiyorum, efendim. Ve Lawrence şu an Mali'de ne yapıyorsa içimdeki his bana bu cevapları verecek diyor
¿ Qué encontraste en Malí?
Mali'de ne buldun?
Es un general del ejército de Malí.
Mali Ordusundan bir beyefendi.
Tienen negocios en Malí.
Onlar Mali'de iş kurmuşlar.
Malí, Harrison, donde todos esos soldados, incluyendo a Odelle Ballard, fueron asesinados, presuntamente por los insurgentes.
Mali, Harrison, Şu askerlerimizin, Odelle Ballard dahil, İsyancılar tarafından, öldürüldüğü iddia edilen yer.
- que había una conspiración en Malí.
- Mali'de bir komplo olduğunu söyledin.
Él habla con el Coronel Glen sobre Odelle Ballard, ¿ y luego se lo cuenta a este tipo, quien qué casualidad hace negocios militares en Malí?
O Albay Glen'le Odelle Ballard hakkında konuşuyor, ve sonrada bu adamla konuşuyor, Onlar sadece Mali'de mi askeri iş yapıyorlar?
Espera, en Malí y ¿ cuántos países más?
Bekle, Mali'de ve başka kaç ülkede?
Cuando le dije a mi padre sobre que la unidad de Odelle Ballard fueron asesinados en Malí, empezó a preguntar otra vez.
Odelle Ballard'ın birliğinin Mali'de öldürüldüğünü babama söylediğim zaman, o sorularını yinelemeye başladı.
¿ Que te ayude a sacar a un niño malí de África para llevarlo a las afueras?
Malili bir çocuğu alıp Afrika'nın dışında banliyölere götürmek yardımcı olmak mı demek?
¿ Ese contenedor de rifles de asalto en Malí?
Mali'deki saldırı tüfeği kutusu mu?
Sí, Malí.
- Evet, Mali.
un hombre de Malí.
Malili bir çocuk.