Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Manana
Manana Çeviri Türkçe
142,961 parallel translation
Desde esta mañana, soy el jefe de mi firma, y cuando pensé en compartir eso con alguien, pensé en ti.
Bu sabah itibarıyla şirketin başına geçmiş bulunmaktayım. - Bunu paylaşacak birini düşündüğümde aklıma ilk sen geldin.
Necesito algo muy especial para levantarme antes de las siete de la mañana.
Sabah yediden önce kalkmam için gerçekten özel bir durum olması gerek.
Despeje el día de mañana, toda la tarde.
Yarın tüm öğleden sonranı boşalt.
Nuestra reservación es para mañana a las 13 hs. en el club.
Rezervasyonlarımız yarın öğleden sonra saat 1 de, kulüpte.
Mañana lo compartiremos con el mundo.
Yarın, bunu dünyayla paylaşacağız.
Esta mañana, cuando le pregunté sobre Cielo Vacío, vi algo en él que... no reconocí.
Bu sabah ona Hollow Sky'ı sorunca, onda anlayamadığım bir şey gördüm.
Tienes reuniones mañana.
Yarın toplantıların var.
Mañana es un gran día.
Yarın büyük gün. Yat ve dinlen.
No regresará hasta mañana.
Yarına dek dönmeyecek.
¿ Cómo te fue esta mañana? ¿ La bebé Angela tomó el biberón?
Bu sabah nasıl geçti?
Buenas noches, querida. Te veré en la mañana.
Sabah görüşürüz.
Krakow tuiteó : "Ansioso por patear de nuevo el trasero de Axe Capital en el póquer mañana por la noche, Copa Alfa".
Krakow tweet atmış : "Yarınki poker gecesinde Axe Capital'a bir kez daha günlerini göstermek için can atıyorum. # alfakupası"
¿ Esto es de anoche o de esta mañana?
Bu halin... dün geceden mi yoksa bu sabahtan mı?
Jugaré en la Copa Alfa mañana.
Yarın geceki Alfa Kupası'da ben de oynayacağım.
- Habrá muchos villanos en el torneo de mañana. Axe es solo uno de ellos.
Yarınki turnuvada birçok düşmanım olacak, Axe bunlardan yalnızca biri.
Puse a alguien a investigar sobre ello esta mañana.
Bu sabah birisini bu iş için görevlendirdim.
Desde que aprobé el examen de abogacía me he repetido esas palabras a mí mismo cada mañana cuando empezaba un juicio.
Baro sınavından geçtiğimden beri her duruşmanın sabahında bu sözleri kendime söyledim.
Con Lenox a primera hora de la mañana.
Sabahları güne biraz Lenox içerek başlıyorum.
Te necesitaré mañana por la mañana.
Yarın görüşmemiz lazım.
Me llevaré su móvil y su portátil hasta mañana.
Telefonuyla laptopunu da sabaha kadar elinden alırım.
Llamaremos por la mañana.
Onları sabah ararız.
Vuelve por la mañana.
Sabah gel.
Podemos hablar de todas las cosas malas que has hecho mañana.
Yaptığını söylediğin bütün kötü şeyleri yarın konuşuruz.
¿ Mañana?
Yarın mı?
Mañana... no.
Yarın... Yarın. Hayır.
No... mañana no.
Hayır... Yarın değil.
Ahora todo está muerto como el gato que arrollé esta mañana.
Ama şu an kasaba sabah ezdiğim kedi kadar ölü.
Quiero decir, estás en mi apartamento y es por la mañana, y has dormido en mi apartamento, y ahora tienes puesta mi camiseta y estás haciendo café y no me puedo creer que esto esté pasando y todo lo que estoy diciendo es muy cliché.
Yani, şu an dairemdesin ve sabah ve dairemde uyudun ve şimdi de tişörtümü giyiyorsun ve kahve hazırlıyorsun ve bunun olduğuna inanamıyorum ve ağzımdan çıkan her şey çok klişe.
No sé si para siempre, pero tal vez podamos quedarnos... ¿ solo por la mañana?
Sonsuza deği bilmem, ama belki bu sabah için kalabiliriz.
Y tenía tiempo libre por la mañana, así que escribí un artículo sobre él.
Ve bu sabah boş vaktim vardı, bende bunun hakkında bir parça yazdım.
Estás respondona esta mañana, Gideon.
Bugün alaycılığın üstünde Gideon.
Serán colgados por la mañana.
Sabahleyin ikiniz de asılacaksınız.
Será devuelto a su regimiento mañana con noticias de su muerte.
- Yarın alayına döndürülecek ölüm haberinizle.
Empezaré mañana.
Yarın başlarım.
Hablaré con ella mañana.
Onunla yarın konuşurum.
- Pero... aún no es mañana, ¿ o sí?
- Fakat... Daha yarın olmadı, değil mi?
Te veré mañana, compañera.
Yarın görüşürüz, partner.
Y eras ese niño en el parque esta mañana.
Ve bu sabah şu parktaki küçük çocukta sendin.
Los hice esta mañana, no es la gran cosa.
Daha bu sabah yapmıştım, pek önemli değil.
¿ Esta mañana?
Bu sabah mı?
Pero mantén esa agresividad para la portada de mañana.
Ama yarının kapağı için girişkenliğine devam et.
¿ Mañana?
Yarının mı?
- Mañana es otra historia.
Yarın başka bir haber.
Y ha sido una gran mañana para Supergirl.
ve Supergirl için epey iyi bir sabah oldu.
Te daremos una "gira", mañana.
Yarın sana etrafı gezdiririz.
Sabes que la gente normalmente entra por la puerta principal, y cuando lo hacen, suele ser durante el día. Así que, ¡ volvamos por la mañana!
Bilirsin insanlar genelde ön kapıyı kullanır, ve bunuda gündüz yaparlar.
Pero no nos van a dejar hacer lo que quiero hacer mañana en la mañana.
O yüzden hadi sabah geri geliriz! Ama yarın sabah yapacağım şeyi yapmama izin vermezler.
Vi que Supergirl tuvo que lidiar con un alienígena hostil esta mañana.
Supergirl'ün bu sabah saldırgan bir uzaylıyı hallettiğini gördüm.
¿ Recuerdas ese alienígena con el que luchaste esta mañana?
Bu sabah dövüştüğün uzaylıyı hatırlıyor musun?
Entrenamiento de cuchillo de jueves por la mañana.
Perşembe sabahı bıçak antrenmanı.
Voy a empezar a adelantar la portada de mañana.
Ben yarının kapağını hazırlamaya başlayayım.