Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Mandó
Mandó Çeviri Türkçe
3,882 parallel translation
Como sea, me mandó al infierno.
Her neyse, cehenneme gitmemi söyledi.
- Me mandó llamar, Milady.
- Beni çağırmışsınız leydim.
Esta es exactamente la misma mierda que McGantry mandó hace semanas.
McGantry'nin haftalar önce yaptığı teklifin aynısı bu.
¿ Cómo puedes estar seguro de que la CIA ya no mandó a alguien allá?
- CIA'nin birilerini göndermediğinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
Hasta donde yo sé, su hermano no lo mandó a mi padre a la cárcel.
Ve bildiğim kadarıyla, kardeşi babamı dövüp, hapse tıkmamıştı.
¿ Me mandó a llamar?
- Beni mi çağırdınız?
¿ Entonces por qué la mandó matar? Podría no haberla matado él.
- Öyleyse neden onu öldürdü?
Carter le mandó como 8 mensajes para que te mantuviese fuera de la oficina.
Carter seni ofisten uzak tutması için sekiz kere falan mesaj attı.
Tu familia te vistió y mandó tus cosas a tu casa y luego te mandaron a tu casa a- -
Ailen seni giydirmiş, eşyalarını evine yollamışlar ve sonra da seni evine...
Me mandó una historia recortada del Collier's.
Bana Collier's dergisinden kesilme bir öykü yolladı.
¿ Quiere que le lea un ejemplo de uno de los mensajes que le mandó a la Srta. Laverty el mes pasado?
Geçen ay Bayan Laverty'ye attığınız mesajlardan birini okumamı ister misiniz?
Mi padre mandó a asesinar a Michael.
- Babam Michael'i öldürttü.
Cuando Montgomery fue a ese hangar mandó un paquete a alguien en quien confiaba.
Montgomery o hangara giderken güvendiği birine bir paket göndermiş.
Leena captó una llamada al 911 de una nueva víctima, y Artie nos mandó esto, la punta dorada que completó la línea férrea transcontinental.
Leena yeni bir 911 araması bulmuş ve Artie bize bunu gönderdi Kıtaötesi Demiryolunu bitiren çivi.
Ha estado difícil ahí fuera desde que el ejército me mandó a casa.
Ordu beni eve gönderdiğinden beri iş bulmak zor.
Trate de llamarla temprano pero me mandó a buzón.
Aradım ama mesaj servisi çıktı.
¿ Me mandó buscar, señor?
Beni emretmişsiniz, paşam?
Pero verás, tal vez seas del universo... al que Gil mandó al Dragón.
Ben derim ki belki de sen Gil'in o askeri gönderdiği evrenden geldin.
Parece que Dolan mandó a los chicos para conseguir el testigo, y Castle y Beckett fueron pillados en el medio.
Belli ki, Dolan şahit için adamlarını yollamış Castle ile Beckett'de ortada kalmışlar.
Así que el apartado de correos al que la agencia mandó las fotos se pagó en efectivo y alquilado por un mes.
Ajansın vesikalık fotoğrafları gönderdiği posta kutusu bir ay önce kiralanmış ve parası nakit olarak verilmiş.
Y eso fue antes de ayer. Uno de nuestros criados lo mandó.
Bu görüntüyü ise iki gün önce uşaklarımızdan biri gönderdi.
Creo que es hora de desempacar las cajas que mandó Lily.
Bence Lily'nin gönderdiği kutuları açmanın vakti geldi. Affedersin.
Bueno, este lo mandó...
Şey, bu mesajı...
- Mandó el correo.
E-maili göndermiş.
Usé el teléfono de mi padre para cancelar la invitación, e hice que fuera a reajustar el anillo que me mandó mi madre.
Babamın telefonundan ona davetli olmadığını söyledim, annemin bana gönderdiği yüzüğün boyunu ayarlatması için onu gönderdim.
Pensé que habíamos acabado, pero me mandó algo más.
Bitirdik sanmıştım, ama biraz önce bana bir şeyler daha gönderdi.
Debería haber sabido que eras tú el que salía en la cinta que Diana me mandó.
Diana'nın bana gönderdiği güvenlik kamerasındaki görüntüdekinin sen olduğunu bilmeliydim.
Me mandó un mensaje. Ya desconectó el teléfono.
Demin, telefonuna ben bile ulaşamadım.
Crosby me mandó la lista a mí.
Crosby o listeyi bana gönderdi.
Tu padre me mandó un correo anoche antes de que me fuera a la cama.
Baban dün gece yatmadan önce bana bir e-posta gönderdi.
Me mandó a paseo.
Beni sepetledi.
Te mandó un mensaje instantáneo preguntándote por qué estabas retrasado.
Sana bir ara neden geç kaldığını söylediği bir mesaj attı.
Me mandó un mensaje.
Ondan mesaj aldım.
Ibamos a ir a tomar un café, pero entonces mandó un mensaje para cambiar el plan.
Kafeye gitmemiz gerekiyordu ama sonra planın değiştiğine dair mesaj attı. Bu adam ciddi anlamda psikoloji kullanıyor.
Pero entonces me mandó un mensaje para decir, "vayamos mejor de picnic".
Ama sonra, tekrar mesaj attı, "Onun yerine pikniğe gidelim" diye.
Mandó a la grúa a por mi coche y me ha costado 200 dólares recuperarlo.
Arabamı çektirmiş. Geri almak için 200 dolar ödedim.
Se negó a pagar, me mandó marcharme.
Ödemeyi reddetti, beni geri çevirdi.
¡ Mitchell me mandó el mismo mensaje!
Mitchell da aynı mesajı atmış.
Su Majestad mandó decir que sufre dolor y no pasará la noche aquí.
Majesteleri ağrısı olduğunu ve burada uyumayacağını bildirdi
¿ Me mandó llamar, mi Lady?
Beni çağırmışsınız Leydim?
Su Excelencia, ¿ por qué me mandó llamar?
Lordum. Beni çağırma nedeniniz nedir?
¿ Por qué me mandó algo así?
Tanri askina! neden bana boyle birsey gondersin ki?
No me mates pero me fui un segundo y alguien le mandó el libro de Sinja.
Random House ile olan anlasmayi hallediyor, bana kizma. ama masamdan bir an ayrildim Ve birisi Sinja'nin kitabini gonderdi
Él te mandó aquí por la Piedra del Arca, ¿ no?
Seni buraya Arkentaşı için yolladı, değil mi?
¿ Tu jefe mandó tus amigos a matarte?
Patronun en iyi dört arkadaşını seni öldürmekle görevlendirdi mi?
Se Io di a Quince en el Camino Real y él Io mandó allá.
Parayı kumandana Camino Real otelde verdim adamlarına üsse götürmelerini söyledi.
El jefe Parker los mandó.
Onları Şef Parker yönlendirdi.
Mamá me mandó vigilarlos.
Annem sizi izlememi söyledi.
Y entonces me los mandó.
Sonra da bana verdin.
Saltó el muro y mandó al Caballero Rojo al hospital.
Duvarından atlayıp Kırmızı Şovalyeyi hastaneye yolladı.
Probablemente la fuerza que le mandó al pincho.
Ayak izi kurbanın göğsüne tekme yediğini gösteriyor. Muhtemelen onu parmaklıkların arkasına iten güç budur.