Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Marina
Marina Çeviri Türkçe
6,439 parallel translation
Infantería de Marina, ¿ eh?
Deniz kuvvetleri ha?
Marina McPherson.
Marina McPherson.
Lo utilizamos en la marina para calcular el fuego de artillería.
- Beş. Deniz kuvvetlerinde top ateşlerinin hesaplanmasında kullandık.
Ejército, infantes de marina.
Ordudalar, denizciler.
No has visto una comisión desde que estabas en la marina.
Orduya katıldığından beri bir "komisyon" yüzü görmedin.
Esa es mi chica. Habría entonado más la palabra "marina"
Ben "ordu" kelimesini daha bastırarak söyleyecektim.
Su nombre es Marina Kalachenko.
İsmi Marina Kalachenko.
En realidad esa fue la noche que me alisté a la marina.
O gece, Bahriyeye yazıldığım geceydi.
No con esta brisa marina.
- Bu deniz havasıyla olmaz. Üşümeye başladım!
¿ No te enseñaron eso en la escuela de salto marina?
Sen atlama eğitimi almadın mı?
Van a Osprey Point por las mañanas. Para registrar la vida marina.
Sabahları Osprey Point'e deniz yaşamını kayıt altına almaya giderler.
Alquilo kayaks y bicicletas durante la temporada, y el resto del tiempo, yo... yo registro la vida marina.
Sezon süresince kano ve deniz bisikletleri kiralarım. Geri kalan zamanda da deniz yaşamının kaydını tutarım.
Las ballenas, nutrias, focas, y le envío los registros a la reserva marina.
Balinalar, su samurları, fok balıkları... Ve sonra da deniz kuvvetlerine bildiririm.
De todos modos, después de su muerte... la Marina ya no era lo mismo.
Her neyse o öldükten sonra donanmanın eski tadı kalmadı.
Hemos contactado con la Marina, pero salió nada en su radar esta mañana, y los guardacostas no han encontrado más restos.
Donanmayı aradık ama radarları bu sabah bir şey yakalamamış. Sahil Güvenlik ise başka enkaz bulamamış.
Hola, ¿ cómo te fue con la Marina?
- Donanmada işler nasıl gitti?
Mi sobrino está en la marina.
Yeğenim donanmada görev yapıyor.
No quiero evitar la culpa... pero la Marina adaptó la hélice en un clase Akula que es dos clases mayor que para el que los americanos la diseñaron.
Suçu üstümden atmaya çalışmıyorum ama donanma, pervaneyi Akula sınıfı bir denizaltıya uyarladı Amerikalıların bu tasarımı kullandıkları denizaltıdan iki sınıf daha büyük.
Tenemos al científico Anton Baklanov. tenemos ARPANET... un hombre en Lockheed, otro en la Marina.
Elimizde bilim adamı Anton Baklanov var elimizde ARPANET var Lockheed'de bir adamımız, donanmada bir başkası.
Cow Hollow, El Presidio, y La Marina.
Cow Hollow, Presidio, ve Marina.
No encajaba en el perfil de oficial de la Marina, ¿ sabes?
Deniz Kuvvetleri subayı profiline uymuyordu, anlarsın ya?
Primero averigüemos quién es y qué hacía haciéndose pasar por un oficial de la Marina, ¿ de acuerdo?
Durun biraz. Önce kim olduğunu ve bir Donanma Subayı rolüne girerek ne yaptığını öğrenelim, tamam mı?
¿ Qué hacía con un uniforme de la Marina?
Donanma üniforması içinde ne yapıyormuş?
¿ Por qué el uniforme de la Marina?
Neden Donanma üniforması giyiyordu?
Todo lo que sabía era que un uniforme de la Marina no cuadraba.
Tek güvendiği uyumsuz Donanma üniformasıydı.
Evalué el valor estratégico militar de varios puertos de escala de la Marina de Estados Unidos en Asia.
Asya'ya iade edilmesi istenen birkaç Amerikan Donanması limanının stratejik askeri değerini belirledim.
El hombre asesinado en la entrada del hotel, ¿ era oficial de la Marina?
Otelin önünde öldürülen adam, bir Donanma subayı mıydı?
El capitán Saxon nos dijo que le habían pedido preparar un informe sobre la importancia militar de varios puertos de escala en Asia - visitados por buques de la Marina. - Bueno, tiene sentido.
Şimdi, Binbaşı Saxon bize, Amerikan Donanması gemileri tarafından ziyaret edilen Asya'ya iade edilmesi istenen pek çok limanın askeri değerini belirlemek için ondan rapor hazırlamasını istendiğini söyledi.
Lo que más afecta a nuestra investigación es que Ling tiene una empresa de servicios que vende combustible y material a buques de la Marina en varios puertos asiáticos.
Bizim soruşturmamızla daha alakalı olanı Ling, pek çok Asya limanında Amerikan Donanması gemilerine yakıt ve materyal satan bir faaliyet şirketine sahip.
Llevaré un traje de capitán de la Marina.
Donanma Binbaşı üniforması giyen biri olacağım.
A la izquierda hay una página del informe del capitán Saxon clasificando los puertos de la Marina en Asia por importancia estratégica.
Soldaki, Binbaşı Saxson'ın Asya'daki iade edilmesi istenen stratejik olarak üst düzey Donanma limanları raporundan bir sayfa.
Lleva gemelos de la Marina.
- Donanma kol düğmeleri takıyor.
Es un capitán de la Marina en la reserva.
Emekli bir Donanma Yedek Binbaşı'sı.
A Dan le gustaba demostrar que todavía tenía mano en la Marina.
Dan, hâlâ biraz Donanma iltiması olduğunu göstermekte hoşlanırdı.
2001, sargento de Marina Louise Tibbs, dos puñaladas en el abdomen y un corte en la garganta.
2001, Donanma Çavuş'u Lousie Tibbs, karnından iki defa bıçaklanmış ve boğazı kesilmiş.
2004, Martin Helm, un reservista de la Marina de Alabama, dos puñaladas en el abdomen y un corte en la garganta.
2004, Martin Helm, Alabama'da Donanma ihtiyat personeli karnından iki defa bıçaklanmış ve boğazı kesilmiş.
- Si el concierto es en una base de la Marina, sí podemos.
- Konser, bir Donanma üssündeyse, evet yapabiliriz.
El verdadero asesino sabía que Emil Titus llevaba la antigua chaqueta de la Marina de su padre, así que el asesino... Llevó la chaqueta a la escena del crimen de Doyle.
Gerçek katil Emil Titus'un büyükbabasının eski donanma ceketini giydiğini biliyordu.
La chaqueta de la Marina era un ardid.
Donanma ceketi kandırmacaydı.
Quiso entrar en la Marina, pero le rechazaron.
Denizci olmak istemiş ama kabul edilmemiş.
¿ Eres de la Marina? No.
- Denizci misin?
Marina, es Alicia.
Marina, ben Alicia.
¿ De la Marina?
- Deniz kuvvetleri mi?
Entonces Sullivan llegó al puerto, pensando que llegaría en barco a México con pasaportes falsos.
Sullivan sahte pasaportuyla Meksika'ya giden bir tekneye binmeyi düşünerek marina'ya geliyor.
- están sirviendo en la marina.
- Doğru.
Al parecer pidió a la Marina un permiso por asuntos familiares y ha volado de vuelta a los EE.UU.
Anlaşılan donanmadan ailevi sebeplerden ötürü ayrılıp hemen ülkeye dönüş yapmış.
¿ Han traído un helicóptero de la Marina?
Bir Donanma helikopteri mi getirdiniz?
- Bueno, yo no, pero mi amigo Augie, es artillero antiaéreo de la Marina, y está destinado en Kuwait.
- Ben değil ama arkadaşım Augie, bir Donanma anti-hava aracı nişancısı ve Kuveyt'e atandı.
Marina, Servicio Secreto.
Deniz Komandoları, Gizli Servis gibi.
Si. Estudié biología marina.
- Deniz biyolojisi dersleri almıştım.
Sí, he intervenido su teléfono, esta en el puerto Pacific Marina Inn.
Evet, telefonundan Pacific Marina Oteli'nde olduğunu öğrendim.