English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Marque

Marque Çeviri Türkçe

857 parallel translation
Me gustaría contar una historia mientras esperamos que el reloj marque las doce.
O halde, gece yarısını beklerken size bir hikaye anlatayım.
Marque.
Çevir.
Sólo espero que esta noche marque el inicio... de una larga asociación entre mí... y esta hermosa estrella, a quien valoro... dentro y fuera del escenario.
Umarım bu gece, sahnede ve sahne dışında... hayranlık duyduğum güzel ve büyüleyici yıldızımla... aramızdaki uzun süreli ortaklığı simgeleyecek... bir başlangıç olur.
Quizás marque un nuevo inicio.
Belki her şeye baştan başlayabiliriz.
¡ Marque el paso!
Adımlarını uydur!
Armado para cuando el reloj marque así Peter Pan volará por los aires fuera de Neverland.
Ayarlanan saat, böyle olduğu zaman... Peter Pan havaya uçacak ebediyen Olmayan Ülke'nin dışına.
Os pondréis los zapatos rosa y bailaréis al son que marque Jett como nosotros.
Gülücüğünü takınır, hepimiz gibi Jett'in saçmalıklarına ayak uydurursun.
- No deben quedar sepultados... sin algo que marque el sitio.
Bahara kadar kara gömülü olacaklar.
Si te mantienes tranquilo, hasta que el reloj marque las 9, ganaras el dolar.
Saat tam 09 : 00 oluncaya kadar sessiz durabilirsen, para senin olur.
Y marque el 1212.
Şimdi de 12 12'yi ara.
- ¡ Vamos, marque!
- Hadi, ara!
Solicito que se marque como "Prueba no 1 del estado" para identificarlo.
Raporun savcılığın 1 numaralı kanıtı olarak kaydedilmesini talep ediyorum.
Que el letrado marque estas fotografías : "Pruebas 2A y 2D del estado" para su identificación.
Katip bu fotoğrafları... savcılığın 2 numaralı kanıtları olarak kaydetsin.
- Bien, si me necesita para algo,... Sr. Valentine, sólo marque P-I-P.
- Herhangi bir şey için bana ihtiyacınız olursa, P-I-P'yi arayın yeter.
- Claro. Marque el 1326624. Pregunte por Marcella.
13-26-62-4'ü ara ve Marcella'yı iste.
¿ Prefiere que la marque o que la meta?
İşaretliyeyim mi, yoksa atayım mı?
... y eso hace que la brújula marque tonterías.
Bu durumda pusulanız rotadan şaşacaktır.
¡ Hatcher, marque un sendero!
Hatcher, köprüye dök.
- Sí, señor. ¡ Marque el tiempo!
- Evet efendim, Yerinde Say!
Bueno, entonces marque lo que quiera del menú mientras cierro la puerta.
Tamam, o halde ben kapıyı kilitlerken sen de menüden ne istediğini işaretle.
Necesitamos algo que marque el rumbo. Lo fijaremos bajo la quilla.
Tam salın omurgasından geçirmeliyiz,..
Si puede destruir el grueso de su combustible... en ese momento, quizá marque la diferencia.
Eğer yakıt stoklarının büyük bölümünü tahrip edebilirsen. Herşey değişebilir.
* El sera quien marque la diferencia *
Kesinlikle o bir...
Mi remedio es marque el número de este hotel.
Senin çaren bende..
El presidente de la Cámara de Comercio ha declarado que... espera que esto marque una nueva área de expansión en el... comercio mundial y un nuevo espíritu de cooperación ente el este y el oeste.
Ticaret kurulu başkanı, konuşmasında bu anlaşmanın dünya ticaretinde yeni bir genişleme çağı ve Doğu ve Batı arasında yeni işbirliği olanakları açma umudunu ifade etti.
Caminaremos cuando Cecioni marque la pauta, Zappi.
Cecioni yürümeye başladığı zaman yürüyeceğiz, Zappi.
- Es el 18. Y si quiere informaciones, marque el 12. Hasta la vista.
Bilgi almak isterseniz, 12 yi çevirin.
Marque información.
Telefon bilgileri.
Y que Dios te marque por la clase de hombre que eres.
Sakın tetiği çekeyim deme!
Me parece tonto que un hombre se marque a sí mismo.
Bir insanın kendisini damgalaması aptalca.
Quiero que marque Io que tiene que marcar, así, si alguien la ve desde lejos, no dudará que es una mujer.
Vücut hatlarınız iyice ortaya çıksın istiyorum. Böylece, sizi uzaktan bile görenler kadın olduğunuzdan şüphe etmesin.
¡ Marque el paso!
Yerinde say!
¿ Cómo se hace para llamar al exterior, por favor? - Marque el "9."
Dışarıyı nasıl arıyorum?
Marque.
Numarayı çevir.
Cada vez que marque un gol, te quedarás un año más.
Sana kaç gol atarsam o kadar yıl burada kalırsın.
La marque justo ayer
Bunu dün işaretledim.
Nombre, dirección y marque "contado".
Adınızı ve adresinizi yazın ve "nakit" bölümünü işaretleyin.
¡ Marque, es tan horrible!
Mark, bu çok çirkin.
Sí, sólo quería pasar por aquí y comprobar todo antes de que llegase Zach y marque territorio.
Evet, sadece Zach gelmeden, uğrayıp kontrol edeyim dedim.
- Marqué mi territorio, ¿ por qué?
- Bölgemi işaretledim.
Primero llama a estos hombres que marqué.
Myrtle, önce şu listedekileri ara.
Debo encontrar el punto exacto bajo la baldosa que marqué en el vestíbulo.
Salonda işaretlediğim karenin tam olarak altını bulmalıyım.
Debes estudiar álgebra. Haz todas las páginas que marqué.
Cebirde çok geridesin.
Marqué para girar a la izquierda.
Sola dönerken sinyal vermiştim. Yemek hazır.
Yo marqué el número.
Numarayı ben çevirdim.
Pero marqué todo el ganado que pude.
Bulabildiğim kadar sığırı damgaladım.
Cuando le reclamé, no tuvo el tamaño, y le marqué la cara.
Ona karşı koyunca, bana karşılık verdi ve ben de onun yüzünü kestim.
No marqué ningún número, marqué a la operadora.
Ben başka numarayı aramadım, operatörü aradım.
Por eso lo marqué aquí. Está señalada.
Sayfayı işaretledim.
Marqué para decirte que la enviaría y estaba ocupada la línea.
Göndereceğimi söylemek için aradım, ama hat hep meşguldü.
¡ Yo marqué todas mis cajas!
Ama ben bütün kasalarımızın üzerine işaret koydum!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]