Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Medias
Medias Çeviri Türkçe
3,643 parallel translation
Tenemos botones, tenemos prendedores, tenemos cuadernos, tenemos ropa interior. Tenemos medias, camisetas, zapatos tenis. Lo que quieran.
Düğmelerimiz, rozetlerimiz, not defterlerimiz, iç çamaşırlarımız çoraplarımız, tişörtlerimiz, ayakkabılarımız, istediğiniz her şey var.
Santana no esta tan mal, pero los Medias Rojas comenzaron muy bien... yo hubiera hecho lo mismo.
Birşey yok.. biraz gerginim hepsi bu Ben de aynını yapardım
Medias.
Çoraplar.
Mis medias.
Çoraplarım.
Medias grises.
Gri çoraplarım.
Medias marrones oscuras.
Koyu kahverengi çoraplarım.
Medias negras.
Siyah çorabım.
Medias largas.
Diz çorabım.
Medias de seda.
İpek çoraplar.
Medias de niño.
Çocukların çorapları.
Tus medias están bajas, los faldones de tu camisa fuera del pantalón que no está correctamente abrochado.
Çoraplar çekilmemiş, gömlek içeri sokulmamış pantolon düzgün ütülenmemiş.
'Esconde esto en tus medias, y prepárate para la medianoche. "'
"'Bunu çorabına sakla ve gece yarısı hazır ol.'"
Los acompaña una niña de 12 años con medias hasta las rodillas y zapatos colegiales.
Yanlarında da diz boyunda çoraplı, Pazar okulu ayakkabılı 12 yaşında bir kız var.
- Iremos a medias.
- Bunu yarı yarıya kırışırız.
Estaba en lo cierto a medias.
Tam haklı değilmişim.
Llevaba puesta una minifalda, sin medias.
Bir mini etek giyiyordu, çorabı yoktu.
No quiero que recuerdes mal hoy, y que mañana trates de hacer repetir lo que pensaste hoy a medias.
Yarın olduğunda yanlış bir şeyler hatırlamaman için bugünden hatırladıklarını öğrenmeye çalışıyorum.
Apuesto a que hay un botella medio vacía en el cajón de las medias, justo al lado de ese disco ¿ qué será, será?
Ve bi çok şey değişiyor.. bir uyarı gibi düşün
Bueno... me trajeron a medias.
Yani yarısını arabayla geldim.
la luz del sol detrás. con un vestido blanco, medias de colores,
arkadan güneş ışığı vuruyor, üzerinde beyaz bir elbise ve altında renkli taytı
Señora, mire la corredura en sus medias.
Bayan, şu yırtığa bakın.
A ver, esas medias apretadas que suelen usar las chicas, ¿ alguna vez las usas?
Kızların giydiği sıkı taytlardan giydiğin oluyor mu hiç?
Tú estabas acostada en la alfombra y, estabas toda vestida con lencería ya sabes, sostén de encaje, una tanga, medias esas cosas que ustedes usan para sujetar sus medias al calzón.
Halıya uzanmış yatıyordun tam takım iç çamaşıların vardı üzerinde... İşte dantelli sütyen, tanga, uzun çoraplar çorapları küloduna tutturmaya yarayan lastikler falan...
¿ Entonces dejaste Wallace Avery por una promesa a medias a un extraño?
Yani aptalca bir teklif için Wallace Avery'yi tamamen yabancı biri için gömdün.
Tengo las vísceras Parece que le interesa a medias
Son yemeğini merak ediyor musun?
Además se tiró un pedo entre medias.
Bir de olayın tam ortasında acılı osurmuştu.
Desafió abiertamente mis órdenes y viene aquí con una historia a medias- -
Hem emirlerime açıkça karşı geliyorsun hem de karşıma geçmiş yalan yanlış bir hikâye -
Mis amigas tenían muchos novios americanos, y ellos solían traernos medias de nylon y chocolates y toda clase de cosas.
Arkadaşlarımın bir çok Amerikalı sevgilisi vardı... ve bize naylon çoraplar ve çikolata getirirlerdi... ve o tür şeyler.
Con medias negras.
Siyah Hat şu an açık.
- Sí, de medias negras.
- Evet, siyah hat yayında.
Ahora, no le voy a decir cómo hacer su trabajo, Primer Ministro, pero no veo por qué quiere que aparezca como la cabeza de un equipo de investigación muy caro si usted dejará filtrar conjeturas y verdades a medias a la Prensa antes que tenga los pies debajo de mi escritorio.
Size işinizi söylemek istemiyorum başbakanım ama medyaya yarı gerçekler ve kanaatlerinizi söyleyecekseniz böyle çok pahalı bir halk soruşturmasının başına beni neden getirdiğinizi anlamıyorum.
Tamizo sus palabras detrás de medias verdades.
Doğrulara ulaşmak için sözlerini elemeden geçiriyorum.
Típico Dale, haciendo las cosas a medias.
Dale gibi işi yarıda bıraktı.
Que no tenías intención de dividir nada a medias conmigo.
Benimle yarı yarıya bölüşmeye hiç niyetin yoktu.
Mientras muchos de ustedes hacen trabajos a medias y el resto hace trabajos que cambian el tamaño de su trasero de 42 a apenas 11 %, solo el más patético e inútil empleado será despedido hoy.
Bir çoğunuz götünüzü yaya yaya iş yapıyorsunuz diğer kısmınız ise götünün % 11 ila % 42 oranında. En işe yaramaz çalışan bugün işten çıkarılacak.
He lavado y lanchado su ropa y arreglé estas medias para usted.
Elbiselerinizi yıkayıp, ütüledim ve bu çorapları yamadım.
¿ Sabéis qué asqueroso es sentir cuando tienes arena mojada en tus medias?
Çoraplarınıza ıslak kum dolmasının nasıl iğrenç hissettirdiğini bilir misiniz?
Nunca antes había visto esas medias.
Bu çorapları daha önce görmemiştim.
Las compré en una venta de medias... en una tienda de medias.
Çorap dükkânında... Büyük indirim vardı.
¿ Tienda de medias, en serio?
Çorap dükkânı, cidden mi?
Estoy usando medias.
Külotlu çorap giyiyorum.
Entonces le dice una verdad a medias.
Gerçeği üstü kapalı bir şekilde anlatın.
Vanderhill me ofreció ir a medias si me dejaba ganar.
Vanderhill kaybedersem paranın yarısını vereceğini söyledi.
Partes iguales a los socios mayoritarios medias partes para los minoritarios dos por ciento para los S.N.C. y cuatro por ciento para los E.N.C.
Tam ortaklık sahiplerine eşit pay,... küçük ortaklara yarım pay,... SNC'de % 2 ve ENC'de % 4 artış.
Lo repasaste una vez y a medias.
Bir defa, o da yarım ağızla yaptın.
Un poco de sombra de ojos y medias de seda.
Biraz göz farı ve ipek donlarla.
Miss Buck dijo que podía vestir mis propias medias.
Bayan Buck kendi çoraplarımı giyebileceğimi söyledi.
Tan bellas medias no deben verse en zapatillas.
Bu kadar güzel çoraplar sokakta terlikle gitmeyi hak etmiyor.
De acuerdo, Charlie, creo que tenemos derecho un poco más que un montón de clichés a medias y tópicos.
Tamam Charlie, sanırım bir avuç dolusu klişe ve basmakalıp laftan fazlasını duymayı hak ediyoruz.
- Dígame que no suele ir a fiestas... -... con un par de medias en el bolsillo
Lütfen söyleyin, genelde cebinizde bir çift bayan çorabıyla mı partilere gidersiniz?
Medias...
Çorap.