English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Milano

Milano Çeviri Türkçe

591 parallel translation
- Quizá podamos enviarla a Milán.
Belki Milano'ya gönderebiliriz.
Lo arreglaré todo con mi amigo, el comandante inglés para que vayas a Milán, junto a la hermosa señorita Barkley.
İngiliz Binbaşısı arkasdaşımla her şeyi ayarladık. Milano'ya gideceksin. Güzel bayan Barkley'e.
Mientras, tú estarás en Milán con la hermosa Srita Barkley.
Siz güzel Bayan Barkley ile Milano'da iken.
Haciendo el amor en Milán con la casta Srita Barkley.
İffetli Bayan Barkley ile Milano'da aşk yaşayın.
Volveré la próxima vez que venga a Milán.
Yakında Milano'dan tekrar geleceğim.
" Siempre te he dicho que estaba loca pero no podría haber aguantado sin ti.
Çılgın bir kız olduğumu sana söylemiştim... Senden uzakta Milano'ya katlanamazdım.
- Me voy a Milán, la encontraré.
Milano'ya gidiyorum. Onu arayıp bulacağım.
Cuando lo descubran, estaré a medio camino de Milán.
Sabaha kadar kaçıp Milano yolunu yarılamış olurum.
Sí, es cierto. Yo doy fe de esto, porque debían de llegar a Milán antes de mediodía.
Öğlene Milano'da olmak zorundaydılar.
Como decimos en Milano esto es la gota que colma el vaso.
Aslında, Milano'da dediğimiz gibi, çubuğun kokan kısmına geliyoruz.
Como decimos en Milano si duermes con perros, te levantas con pulgas.
Milano'da dediğimiz gibi, köpekle yatarsan pireyle uyanırsın.
Desde tan lejos, ¿ cómo voy a oír lo que dicen en Milano?
Zaten Milano'da söylenen bir şeyi nasıl duyabilirim? - İyi.
Ojalá estuviera en Milano.
Keşke Milano'da olsaydım.
No, Milano tampoco sería buen lugar.
Hayır, Milano da iyi değil.
Como decimos en Milano, esto es la gota que colma el vaso.
Milano'da dediğimiz gibi, çubuğun kokan kısmını adam akıllı adamdır.
¿ Qué pulgas? Las que cogió durmiendo con perros. Como decimos en Milano.
Köpeklerle yattığın için kaptığın pirelerden, Milano'da dediğimiz gibi.
- ¿ Adónde vas?
Nereye gidiyorsunuz? Milano.
Roma, Milán, París....
Roma, Milano, Paris...
Voy realmente a Milán y tal vez a París, con la compañía de Parmisano, acabo de firmar el contrato.
Gerçekten Milano'ya gidiyorum ve belki de Paris'e... Hem de Parmisano'nun kumpanyası ile, daha yeni kontrat imzaladım.
Directo a Florencia - Bologna - Milán.
Floransa, Bologna ve en son Milano'da duracaktır.
Voy a Milán, debutamos allí.
Milano'ya gidiyorum, ilk gösteri orada olacak.
¿ Recuerda que le hablé del señor de Milán que me ofreció un trabajo?
Milano'da birilerinden bahsetmiştim, belki bana bir iş ayarlayacaktı.
Por eso me voy a Milán. Quiero... labrarme un futuro.
İş bulmaya Milano'ya gidiyorum.
¿ Qué dices? Si no es en Milán, será en otro sitio.
Milano'da iş bulamazsak bir başka yere gideriz.
Leopoldo, dentro de dos meses deberás venir a Milán conmigo.
İki aylığına benimle Milano'ya gelmelisin.
Artículos especiales, la última liquidación de Milán.
Milano'dan batan gemini malları. - Selam güzel bayanlar.
Vi a muchas desgraciadas en Milán, trabajando en la morgue.
Milano'da morg da görev yaparken..... böyle çok talihsiz gördüm.
Una vez, en Milán, un hombre que pesaba 520 Kg., perdió la vista haciendo este ejercicio!
Bir keresinde Milano'da 70 kiloluk bir adam bunu yapmaya çalışırken, gözlerini kaybetti.
¿ Donde ha estado?
O Milano'da.
¿ Has visto a Roberto esta mañana?
Milano'da ne yapıyor? Durumu iyi.
Hola, ¿ Conferencia con milan, por favor?
Milano için ne kadar beklememiz gerekiyor?
Milán, Florencia, Roma, Nápoles, Taormina.
Milano, Floransa, Roma, Napoli, Taormina.
- En Milán.
- Milano.
El teniente será trasladado al nuevo hospital americano en Milán.
Teğmen Henry, Milano'daki yeni Amerikan hastanesine nakil olacak.
Todos los americanos heridos van a Milán.
Bütün yaralı Amerikalıların Milano'ya gitmesi emredildi.
Entre el padre Galli y yo, moveremos cielo y tierra para conseguir que envíen a la señorita Barkley a Milán.
Peder Galli ile ben, cenneti ve dünyayı ayağa kaldırıp Bn. Barkley'i Milano'ya yollatırız.
Quizás después de Milán irás a casa.
Belki Milano'dan ülkene dönersin.
He buscado copos de avena americanos por todo Milán.
Bütün Milano'yu dolaşıp Amerikan yulaf ezmesi aradım.
Por ejemplo, si la reunión se combina con una visita oficial a Milán y a Viena, que sería un gran movimiento acerca de las relaciones entre Austria e Italia.
Örneğin, bu buluşma Milano ve Viyana'ya yapılacak resmî bir ziyaretle birleştirilirse İtalya ve Avusturya arasındaki ilişkiler bakımından büyük bir hamle olurdu.
Milán será la primera ciudad.
İlk önce Milano var.
La primera vez que viene un emperador a Milán, un joven emperador, y tengo que sentarme aquí.
Öyle, öyle. Milano'ya bir İmparator geliyor genç bir İmparator, ben ise burada oturmak zorundayım.
El Emperador y la Emperatriz se van a ir a de Milán mañana... ¿ Dónde?
İmparator ve İmparatoriçe yarın Milano'dan ayrılarak...
De padre desconocido, me llamo Busacca Giovanni, con "n n". Clase 88, provincia de Milán. - Vuelve a la fila.
Adım Busacca Giovanni, Milano eyaleti, 88 tertip.
Si continuamos así, en unos días podremos entrar en Milán.
Böyle devam edersek, yakında Milano'ya gireriz.
" De Milán bajé a Roma y después, pasé a Inglaterra.
Milano'dan Roma'ya gittim ve kısa bir süre sonra İngiltere'ye geçtim.
¡ Milán, Génova, Roma!
Milano, Cenova, Roma!
Una es de Milán.
Bir tanesi Milano'dan.
Liliana ya no está aquí. Se largó a Milán.
Liliana artık burada değil, Milano'ya taşındı.
- Yo no voy nunca a ver a Doney.
Milano'dan geliyorum, asla Donei'ye gitmem.
HOSPITAL AMERICANO MILÁN
AMERİKAN HASTANESİ MİLANO
abriendo la rosa y cerrando elclavel, iEstá muerta!
Milano'yu görürsün maydanozu ağzında... *... burada değil, kendi alanında... * *... güller açıyor, karanfiller ise solmakta... * Ölü!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]