Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Mingo
Mingo Çeviri Türkçe
162 parallel translation
El regreso de Mingo a la Tierra
"Mingo Dünyaya döndü"
- Mingo seguirá éste rastro, señor Helius.
Mingo bu izleri takip edecekti, Bay Helius! "
Por el Sr. Brown secuestraría a un juez. Igual por Mingo.
Bay Brown için çikolatalı soda karşılığında Yüksek Mahkeme'den yargıç kaçırırım.
¿ Cierto, Mingo?
- Mingo da öyle.
También para Mingo.
- Yüz. - Mingo için de.
Tu problema es la falta de técnica. Fante, Mingo...
McClure, senin sorunun hiçbir zaman teknik öğrenmemiş olman.
Traigan esa radio.
Fante! Mingo!
Prueba, Mingo.
Mingo, sen de dene.
Mingo y Fante pueden decirte si aún te amo.
Mingo ve Fante'nin sana söyleyemeyeceği tek bir şey var. Hala seni sevip sevmediğim.
¿ Qué pasa?
- Mingo!
¿ Puede demostrar que él le dio la orden a Fante y a Mingo?
- Hayır... - Fante ve Mingo'nun yaptığını kanıtlayabilir misiniz?
No lo hagas, Mingo.
Yapma, Mingo.
Sam, ve a arrestar a Fante y a Mingo.
Sam, merkez ekibini al. Fante ve Mingo'yu getir.
Deja de beber tanto, Mingo.
Haydi Mingo. Bırak şunu.
¡ Te dije que pares de beber!
Mingo, bırak şunu dedim.
¿ Quién fue, Mingo?
Kim yaptı bunu, Mingo?
¿ Quién te dio esto?
Mingo! Bunu sana kim yaptı?
Te estás muriendo por las quemaduras.
Hiç kimse. Üçüncü derece yanıkların var, Mingo. Ölüyorsun.
Dinos quién fue.
Fazla zamanımız yok, Mingo.
No hay mucho tiempo.
Fazla zamanımız yok, Mingo. Kim yaptı?
Cerca... ¿ Has oído, Mingo?
Yakına... Duydun mu Mingo?
Señor Kidd, estos son mis empleados : El señor Olin Mingo, Lamarr Simms, y este es Roy Gannon.
Bay Olin Mingo, Lamarr Simms, bu da Roy Gannon.
Quizás tengamos suerte y nos esté esperando en casa, Mingo.
Belki şansımız vardır, ve bizi evde bekliyordur, Mingo.
Mingo, le quiero vivo.
Mingo, onu ölmeden yakalamalıyım.
Mingo, quítale el arma.
Tabancasını al, Mingo.
¡ Roy, Mingo!
Roy, Mingo!
No es ningún desafío para ti, ¿ o sí, Mingo?
Bu senin sınırlarını zorlamaz, değil mi, Mingo?
¡ Mingo!
Mingo!
- A ver qué tiene Mingo.
Mingo'da ne var baksana.
Oye, Mingo.
Hey, Mingo.
Mingo, escucha, van a salir.
Mingo, dinle, şimdi çıkıyorlar. Ansel'le kal.
Pero es que Mingo y yo debamos preparar los pájaros.
Bir şey yapamam. Ben ve Mingo kuşları hazırlayacağız.
Pero sólo sé lo que me enseñaron el amo y Mingo.
Ama sahip ve Mingo'dan öğrendiğimden başka bir şey bilmiyorum.
Son como uña y carne. Cada semana van con Mingo a esas peleas de gallos.
Her hafta, yaşlı Mingo ile horoz dövüşlerine gidip iki parmaktan daha yakın oluyorlar.
Los gallos irán, Mingo, pero tú te quedas.
O kuşlar gidiyor Mingo, ama sen burada kalıyorsun.
Amo, Mingo se encuentra bien.
Sahip, Mingo iyi. Çok iyi.
Mingo, oye, yo...
Mingo, bak, ben...
Pero es que Mingo y yo hemos de preparar los pájaros.
Bir sey yapamam. Ben ve Mingo kuslarï hazïrlayacagïz.
Pero sólo sé lo que me enseñaron el amo y Mingo.
Ama sahip ve Mingo'dan ögrendigimden baska bir sey bilmiyorum.
Son como uña y carne. Cada semana van con Mingo a esas peleas de gallos.
Her hafta, yaslï Mingo ile horoz dövüslerine gidip iki parmaktan daha yakïn oluyorlar.
Los gallos irán, Mingo, pero tú te quedas.
O kuslar gidiyor Mingo, ama sen burada kalïyorsun.
Flash Gordon será ejecutado... a las 29 : 15 hora de Mingo.
Flash Gordon, Mingo saatiyle 29.15'te öldürülecektir.
- Nos vemos en la Ciudad Mingo.
- Mingo City'de görüşürüz.
Veamos qué dice la Ciudad Mingo.
Bakalım Mingo City'de neler oluyor.
Trae a Mingo aquí.
Migo'yu buraya çağır!
Quizás debería empezar a olvidarse poco a poco de Domingo.
Belki Mingo ( Elindeki Oyuncak ) için sil baştan yapmalıyız.
Bien, ¿ Dónde está Domingo?
Mingo nerede?
Son bichos pequeños que traen enfermedades y Domingo tiene muchos.
Bu tür oyuncaklar hasta eder ve Mingo bu hastalıkların çoğuna sahip.
Mingo.
Mingo.
- Mingo...
- Mingo?
- Mingo sigue vivo.
Mingo hala hayatta.