English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Missus

Missus Çeviri Türkçe

32 parallel translation
Missus, no seas cobarde, buena suerte.
Bayan, cesaretiniz kırılmasın, iyi şanslar.
- Ja, la señora en casa.
- Ja ( evet ), Missus ( bayan ) evde.
Señora arriba.
Missus ( bayan ) yukarıda.
- Esperar por señora.
- Missus ( bayan )'ı bekleyin.
El poodle y el missus.
Kaniş ve fino.
- Sra. Weston.
- Missus Weston.
¿ Missus?
Bayan?
Cuando cumples cierta edad y te das cuenta que el patio de Missus Zito... no es el maldito Cairo.
Missus Zito'nun arka bahçesinin Kahire olmadığını... belli bir yaşta anlarsın.
Missus Zito?
Missus Zito?
- Missus me está haciendo la ley del hielo.
- Hatun bana sessiz muamele yapıyor.
Mi mujer está de cumpleaños y tengo que llegar temprano.
- Neden? Missus'un doğum günü.
ok, vale, no conozco a nadie que se llame "missus".
Evet. Adı "Bayan" olan başkasını tanımıyordum.
¿ Esto es como puede ser, pero si no le importa, missus?
Olabilir, ama müsaade ederseniz hanımefendi...
Missus me dio libre la noche, pero volví a por mi teléfono.
Hanımım o geceliğine bana izin vermişti ama evde unuttuğum telefonumu almak için geri döndüm.
Nuestra mejor oportunidad para atrapar a Anthony Mazlo ha muerto.
Mazlo'yu enseletecek en iyi şansımız ölmüş. d See the money, wanna stay for your meal d d get another piece of pie for your wife d d everybody wanna know how it feel d d everybody wanna see what it's like d d living in a beehive of your mind d d me and missus so busy, busy making money d d all right d
Te pondrás bien muy pronto, Missus Magpie.
Bir an önce eski haline döneceksin, saksağan hanım.
No "Missus", no "Vivian."
Ne sadece Bayan ne de Vivian.
La Señora Dunne, el ama de llaves, conocida por todos como La Señora, y el jardinero, John Digence, que llamamos John el Cavador.
Hizmetçi Bayan Dunne, herkesçe Missus olarak bilinirdi ve bahçivan, John Digence ona da'Kazma John'derdik.
Charlie e Isabelle estaban tan unidos el uno con la otra que las únicas personas en nuestras vidas que vagamente parecían padres eran La Señora y John el Cavador.
Charlie ve Isabelle ise kendilerini birbirlerine o kadar kaptırmıştı ki hayatımızda belli belirsiz ebeveyne benzeyen tek insanlar Missus ve Kazma John'du.
¿ Se encuentra bien, Señora?
İyi misin, Missus?
Una semana más tarde, nos dimos cuenta de que Charlie había dejado de tocar la comida que La Señora le había dejado.
Yaklaşık bir hafta sonra Charlie'nin, Missus'ın ona götürdüğü yemeklere dokunmadığını fark ettik.
Por supuesto, La Señora estaba sufriendo de algún tipo de demencia.
Elbette, Missus'ta bir çeşit bunaklık başlamıştı.
Estábamos hablando de lo que sucedió después de que La Señora murió.
Missus öldükten sonra olanlardan bahsediyorduk.
John y La Señora me acogieron.
John ve Missus beni eve aldı.
¡ Señorita, ha vuelto!
Missus, geri döndün!
¡ Señorita, usted volver!
Missus, geri döndün!
¡ Señora Rose!
Missus Rose!
No, hablo en serio.
Hayır ciddiyim, Missus.
Su parienta dijo que fue un ataque al corazón.
Missus bunun kalp krizi olduğunu söyledi.
¿ No, Sra. Swan?
Doğru, Missus Wong mu?
Hola, mayor, señora, pasen.
Hey, Binbaşı, Missus. İçeri gel Ben otururdu orada ♪'Tis

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]