Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Monté
Monté Çeviri Türkçe
4,059 parallel translation
Solo monté el escenario y tú viniste fanfarroneando, con verrugas y todo.
Ben sahneyi senin için hazırladım ve sende açık açık buna düştün.
Monté una bicicleta aquí.
Bisiklet sürdüm de.
Solo hice algunas maletas y me monté en un autobús.
Bazı eşyalarımı topladım ve otobüse atladım.
En cuanto colgó, me monté en un avión.
Siz telefonu kapatır kapatmaz uçağa bindim.
Me dijiste que fuese discreta, así que lo monté aquí.
Gizli olduğunu söylemiştin. Ben de burayı ayarladım.
Hace veinte años, monté mi primer móvil en el sótano de la casa de mis padres.
20 yıl önce, ailemin evinin bodrumunda ilk telefonumu yaptım.
Así que me monté en mi aerodeslizador y vine hasta aquí.
Böylece aracıma atladım ve sonra buraya geldim.
Sabes, yo no te monté un número ni recalqué tus ausencias, bajas de enfermedad, o el sentarse a a leer un libro mientras el resto te cubríamos.
Biliyorsun Walt, sayısız kez işe geç gelmeni, hasta olduğunu söylemeni veya sadece orada oturup kitap okumanı problem yapmadım ; ki biz bu sırada senin yapman gerekenleri yaptık.
Escalé, monté en bicicleta, hice surf, leí. Es una vida bonita.
Sörf yapıyorum, kitap okuyorum.
Pero monté Grayson Global desde la nada a los veintidós.
Ama 22 yaşımda Grayson Global'ı sıfırdan kurdum.
¡ Es mayor de lo que lo era yo cuando monté la empresa!
Yaşı bu şirketi kurduğum zamanki yaşımdan büyük!
Monta el próximo nodo justo ahí.
Sonraki kamerayı şuraya monte edin.
Estamos una semana en el Hotel Monte-como-mierda-se llame.
Hotel Monte bilmemne, adı her ne sikimse, diye bir yerde bir hafta kalacağız.
algun dia escalare el monte Kilimanjaro.
Bir gün Kilimanjaro Dağı'na tırmanacağım.
Ahora frota mi real monte de venus.
Şimdi asil leydi kukumu elle.
- No. Les dije a Betty y a Henry que tomaran sus vacaciones de esquí y que se fueran.
Betty ile Henry'ye kayak tatilini bir taraflarına monte etmelerini söyledim.
Jerry me dijo que eres un éxito en Frosio's en Monte Carlo...
Jerry söyledi... Monte Carlo'daki Frosio'da hit olmuşsun.
Acusado de abofetear a una modelo en una discoteca de Montecarlo.
Monte Carlo'daki bir diskoda manken tokatlamakla suçlanmış...
Solo digo que al menos alguien como Aidan en lugar de un tipo llamado Todd que instala altavoces en coches.
Araba hoparlörü monte eden Todd adında biri olmasındansa Aidan gibi birinin olması daha iyidir diyorum.
- Después puede que se monte el lío. - Y Toby será nuestro único canal.
Biz de kanalımız Toby'e geri dönemeyiz.
- Como ha instalado tantas- - - Perdón, debo preguntar.
- Bu sistemden bir sürü monte ettiğin için...
Fui parte de una expedición a la cima del Monte Everest, una de las que tuvo el honor de caer sin heroicidad.
Bir seferinde de ben Everest Dağı'na gayri-kahramanca... tırmanırken bulundum.
¿ Puede leer la fecha del día en que puso las cámaras?
Kameraların monte edildiği tarihi okur musunuz?
Yo estaba confundida y le dije... En lugar de montar en un caballo tradicional... Que monte en 560 caballos.
Ona dedim ki oğlunuz düğününde geleneksel bir ata binmesin 560 beygirlik bir şey sürsün.
No la conozco, así que.
- Ah, onu tanımıyorum, bu yüzden. - d I'm going home d well it won't be long d I didn't do you wrong d so you waiting d gonna weep and moan - Peki, kim tatmak için bir parça Monte Cristos sipariş etmek ister?
¿ Has oído hablar alguna vez de la presa Belo Monte?
Belo Monte Barajı'nı duydunuz mu?
Y puedo enseñártelo.
Ben de sana göstereyim. Belo Monte Barajı Brezilya'da, Peru'da değil.
No puede haber tanto alimento en un monte estéril.
Verimsiz taş toprakta, yiyecek fazla bir şey olamaz.
Conozco este pequeño sitio en Via di Monte.
Via di Monte de küçük bir yer biliyorum.
Aurora tenía una granja en África, en la ladera del monte Tabú.
Aurora'nın Tabu Dağı eteğinde bir çiftliği vardı.
La pareja se instaló en la ladera occidental del monte Tabú.
Çift Tabu Dağı'nın kuzey yamacına bir ev inşa etti.
Los desfiladeros del mítico monte eran generosos con todos.
Efsanevi tepe herkese çok cömertti.
En una trágica expedición al monte Tabú en la que murieron varios jóvenes, la intervención del marido de Aurora le salvó la vida a mi amigo.
Tabu Dağı'na yapılan trajik bir keşif, pek çok genç insanın ölümüyle sonuçlandı. Aurora'nın kocasının müdahalesi arkadaşımın hayatını kurtardı.
Desafiando por segunda vez la terrorífica cumbre del monte Tabú, hizo un descenso triunfal con la bestia enjaulada.
Tabu Dağı'nın korkutucu doruklarında ikinci bir meydan okuma sonucunda kafesindeki canavarla beraber bir zafer içinde iniş yaptı.
No, no, no, no, no. No podemos gastar tanto dinero, porque entonces no lo haremos tener suficiente dinero los sombreros de vaquero, y si no tenemos sombreros de vaquero, ¿ Cómo voy a ahorre un caballo, monte a una vaquera?
Hayır, hayır, hayır, hayır Bu kadar para harcayamayız, çünkü kovboy şapkası için paramız kalmaz, ve eğer ki kovboy şapkamız olmazsa, ben nasıl at üstünden kovboykız kurtaracağım?
Vive en el Hotel Monte Real.
Monte Real Oteli'nde kalıyor.
El vibranium de tu escudo procede de ese monte.
Kalkanındaki vibranium bu madenlerden geliyor.
Yo planté esa mina en el monte Sutro, bien en la senda que todos tomaban para llegar a la cumbre.
O mayını Sutro Dağı'na yerleştirdim. Tırmanmak için herkesin geçtiği patikaya.
Vivo en Milán, en el 6 de la calle Monte Pelice.
İkametgâh, Milan, numara 6, Monte Pelice Caddesi.
Por eso sacamos canciones de 8 minutos, tocando solos de 2 minutos en canciones de 7 minutos.
O yüzden 8 dakikalık şarkılar besteledik. 7 dakikalık şarkıya 2 dakikalık solo monte ettik.
Cuando eres un mago joven, tu sueño de actuar en grandes escenarios, en Las Vegas o Montecarlo, no en shows con descuento por entrada anticipada en un cuarto de un casino de tercera categoría.
Genç bir sihirbaz olduğunda, büyük mekanlarda çalışmayı hayal edersin. Vegas ya da Monte Carlo'daki. Üçüncü sınıf bir kumarhanede yemekten önce servisteki şovda değil.
Y con mamá tenemos una parcela doble en el cementerio del Monte Sinaí justo al lado del tipo que hizo del Sr. Roper en'Tres Son Compañía'.
Ayrıca annemle Mt. Sinai'den aldığımız ikili mezar yerleri var. Hemen yanımızda Three's Company'de oynayan Bay Roper var.
Dos ametralladoras del calibre 30 montadas al frente.
.. öne monte edilmiş, ikiz.30 kalibre makineli tüfekler..
Monte del Templo, el cual es sagrado para el Islam.
Tapınak tepesinde ki tapınakta hak iddia etmeye başladılar.
Han logrado penetrar nuestros escudos y están usando las dificultades del monte contra nuestras fuerzas. Derrotarlos tomará tiempo.
Kalkanlarımızı geçmeyi başardılar ve tepeleri kuvvetlerimize karşı siper olarak kullanıyorlar onları yok etmek zaman alacak.
No, pero la mayor parte del tiempo estuvimos en el monte juntando nuestras trampas.
Hayır. Ama zamanımızın çoğu çalılıklarda, tuzaklarımızı toplayarak geçiyor.
Puedo asegurarte, que si tuvieras una pistola instalada en el salpicadero, que automáticamente disparara a la gente que intentase entrar, aún tendrías tu coche. ¿ Sabes?
Sana garanti edebilirim ki eğer torpido gözüne monte edilmiş ve arabayı çalmaya çalışanları, otomatik olarak vuran bir silahın olsaydı, araba hala sende olurdu.
Has esquiado Monte Santa Helena, has hecho contacto visual con Michelle Bachmann, has estado atrapado debajo de una roca durante 128 horas.
St. Helen dağında kayak yaptın, Michelle Bachmann'la göz teması kurdun, bir kayanın altında 128 saat kısılı kaldın.
Yo no seré el que la monte, si me trata así, soy bueno montando.
Evet. Eğer bir daha beni öyle tehdit ederse ona twerk dansı yapmayacağım, ki ben iyi bir twerk dansçısıyımdır.
¿ Es verdad que perdió todo su dinero... en la ruleta, en Montecarlo?
Bütün servetinizi Monte Carlo'da bir rulet masasında bıraktığınız doğru mu?
Dime, he oído que andas con una moza del otro lado del monte, en Cemeruša.
Şimdi anlat bakalım, Cemeruša'da yaşı geçmiş bir kaç kızla takıldığını duydum.