Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Mosquito
Mosquito Çeviri Türkçe
597 parallel translation
¿ Eres estúpida? ¿ Tienes un cerebro de mosquito? ¿ Por qué haces cosas que arruinarán tu vida?
Neden hayatını mahvedecek şeyler yapıyorsun?
El mosquito cuando te pica, e incluso la mosca en la trampa dice : Te quiero.
İri sivrisinek, sokunca, sinek perdesindeki sinek bile söylüyor :
En verano, las corrientes de agua casi se secan y este hecho es el origen del paludismo, transmitido por el mosquito anofeles.
Yazları akarsular hemen hemen kurur ve bu da anofellerin taşıdığı sıtmanın kaynağıdır.
Si se mantiene perpendicular, es una larva de culex, mosquito inofensivo.
Eğer dik durursa o zararsız bir sivrisinek türü olan culextir.
¡ Viejo mosquito huidizo y patilargo!
Seni uzun bacaklı kaçak eski dost!
Debe haber sido un mosquito.
Sivrisinek olmalı.
Lo pasaría mal si un mosquito entrara ahí.
Içeri bir sivrisinek girse yanarsïn degil mi?
Tienes muchas picaduras de mosquito.
Seni sivrisinekler sokmuş ufaklık.
Él era un hombre muy bajito, con la autoridad de un mosquito.
bir çeşit pirenin uzmanı olan, bıyıklı küçük bir adamdı.
Mosquito, ¿ de dónde vienes?
Ne yapıyorsun, sivrisinek?
Tú, mosquito, ¡ Tendrás problemas!
Sen, küçük sivrisinek. Şimdi başın belada.
Ese bicho no es un mosquito que se espante así como así.
Hey, şu aşağıdaki adam, kovaladığınız bir sivrisinek mi?
Lo que acabas de decir, que no es un mosquito...
Bunun için söylediğin bir şey var ki... Bir sivrisinek değil.
¿ Matarlo como a un mosquito?
Onu bir sivrisinek gibi öldürmeyi mi ima ediyorsun, ha?
No me molestes, mosquito.
Beni rahatsız etme ufaklık.
Tienes el cerebro de un mosquito!
Beynin nohut tanesi büyüklüğünde olmalı!
Irene es adorable, pero no puede atraer ni a un mosquito.
Irene iyidir fakat bir sivrisineği bile cezbedemez.
Dave, con esto le saco el ojo a un mosquito.
Dave, bu bebek işini görür. Her şey hazır.
¿ Porque Tatiana ama a tal mosquito?
Tatiana neden böylesi bir sivrisineği seviyor?
El elefante es más grande, el caballo más veloz y más fuerte la mariposa más hermosa, el mosquito más prolífico hasta la simple esponja es más duradera.
Fil daha büyük, at daha hızlı ve daha güçIü, kelebek çok daha güzel, sivri sinek çok daha doğurgan. Basit bir sünger bile daha dayanıklı.
Monsieur, tiene menos sesos que un mosquito.
Monsewer, sende bir tavşanınki kadar akıl yok.
- Un mosquito
- Sivrisinek.
Un mosquito me picó.
Sivrisinek soktu.
¡ A mí me hicieron capitán por un mosquito que se me metió en el ojo!
Gözüme sinek kaçtı diye yüzbaşı yaptılar beni.
Creemos que es un simple Mosquito... podría llegar esta noche y acabar con ellos.
İnanıyorum ki tek bir Mosquito bu gece bunu yapabilir ve onu engelleyebilir.
¡ Guías ciegos que coláis un mosquito pero os tragáis a un camello!
Ey kör kılavuzlar! Sivrisineği süzer ayırır, ama deveyi yutarsınız!
Un mosquito.
Sivrisinek var.
¡ Escuchad a Mosquito!
Mosquito'ya kulak ver!
Señor, los fantasmas diabólicos han secuestrado al pobre Mosquito.
Efendim, şeytani ruhlar zavallı Mosquito'yu kaçırdı.
¡ Mosquito!
Mosquito!
Sé que es en serio. Esto no es ninguna picadura de mosquito.
Bu sivrisinek ısırığı değil.
El Mosquito en el que viajaba se estrelló a tan sólo 16 km.
Kullandığı uçak oradan sadece 16 kilometre uzağa düştü.
Es como una picadura de mosquito.
Sivrisinek ısırığı gibi.
De repente, Hank ve el mosquito que buscan.
Bir anda Hank peşinde oldukları sivrisineği görür.
Roy examina el rastro del mosquito.
Roy, sivrisineğin izini inceler.
El mosquito ya está muerto.
Sivrisinek öldü.
No hay nada más peligroso que un mosquito herido.
Yaralı bir sivrisinekten daha tehlikeli şey yok.
Con mucha habilidad, Hank despelleja al mosquito.
Hank sivrisineğin derisini ustalıkla soyar.
Las alas de un mosquito adulto pueden llegar a valer... la octava parte de un penique en el mercado.
Yetişkin erkek sivrisinek kanatları piyasada 0.8 peniye kadar alıcı bulabiliyor.
¿ Te has fijado en la señora Doinel? Parece que le ha picado un mosquito.
Bayan Doinel'i galiba sivrisinek sokmuş.
Mal, un mosquito.
Yanlış, bir sivrisinek.
- ¡ Calma, Mosquito! - Me llama Mosquito porque clavo mi aguijón.
Bana sivrisinek derler çünkü büyük iğnemle sokarım.
Mosquito estaba...
- Sivrisinek ve...
¿ No vio a Mosquito en alguna parte?
Sivrisinek'i gördünüz mü acaba?
Eso puede hacerlo un mosquito.
Bunu bir sivrisinek bile yapabilir.
Mucho mosquito, tábano allí.
Burada çok sivrisinek ve atsineği olmak.
Mosquitos.
- Mosquito!
Oye, mira ese mosquito.
Şu sivrisineğe baksana.
El mosquito es un cabrón muy listo.
Sivrisinek akıllı bir musibettir.
¿ Dónde está Mosquito?
Sivrisinek nerede?
Debo hallar a Mosquito.
Sivrisineği bulmak lazım!