English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Neutral

Neutral Çeviri Türkçe

1,084 parallel translation
- Tú eres neutral.
- Sen tarafsızsın.
- Nadie es neutral.
- Kimse tarafsız değildir.
En este asunto, soy neutral.
Bu işte yansızım.
En este asunto, soy neutral.
Ben bu meselede yansızım!
podían unirse a los franceses libres, permitiéndoles el ser desarmados, o dirigirse a un puerto neutral que estaba fuera del alcance alemán.
Özgür Fransızlara katılabilirler, silahlarını bırakmaya razı olurlar ya da Alman menzili dışındaki tarafsız limana gidebilirlerdi.
No un mejicano trabajando como sirviente de un ciudadano de un país neutral.
Nötr bir ülkeden birinin uşağı olan bir Meksikalıyı çevirmezler.
¿ Quién puede ser al mismo tiempo prudente y desconcertado, leal y neutral? ¡ Nadie!
Kim aynı anda bilge, şaşkın sakin, öfkeli sadık, hem de tarafsız olabilir?
Gracias, pero en un terreno neutral me sentiré más tranquilo.
Çok naziksiniz. Ancak tarafsız bir bölgede daha güvende hissederim.
Otras 40, las mejores, iban a ir a la neutral Bélgica una vez atacada Alemania pero cuando esto sucediera el pivote del frente de Gamelin, estaría aquí, en las Ardenas.
En iyi kırk tümen, Almanya'nın olası saldırısı akabinde Belçika topraklarına girecekti. Bu durumda, Fransız güçlerinin dayanak noktası Ardennesler olacaktı.
La ofensiva Alemana comenzó bastante espectacularmente con la invasión de la Neutral Holanda desde el aire.
Alman taarruzu, tarafsız Hollanda'ya yapılan muazzam hava indirmesiyle başladı.
No hubo más trenes buque de Canadá, con la cubierta llena de tanques y los sótanos llenos de tiendas de comestibles cedidos por los EE.UU., esta entonces todavía neutral.
Daha, çok daha fazla konvoy, Kanada'dan ayrılıyordu. Güverteler tanklarla, ihtiyaç malzelemeriyle doluydu. Hepsi Lend-Lease yasası kapsamında ABD'den tedarik edilen şeylerdi [16].
Los EE.UU. todavía oficialmente neutral.
ABD, resmi olarak hala tarafsızdı.
Para cumplir con Volpone en terreno neutral.
Volpone'la tarafsız bir yerde buluşmak.
Dirigirnos al oeste... a un puerto neutral americano... con aquel combustible.
doğal bir Amerikan limanına ulaşmaya çalışmak.. yakıt tükenmeden yapmalıydık.
En tal caso, atracaríamos en un puerto neutral... y nos entregaríamos a las autoridades.
Bu durumda, denizaltı bizim tarafsız bölgemizde olacak, ve kurtulanlar yetkililere teslim edecek.
Su intención era dirigirse a Holanda... que en aquellos tiempos era casi la única nación neutral de Europa. Y allí obtener de alguna forma un pasaje a su país.
Niyeti Hollanda'ya... o sıralarda Avrupa'nın tek tarafsız ülkesine gitmek... oradan da eve dönmenin bir yolunu bulmaktı.
Yo soy neutral.
Ben tarafsızım.
No contamina el aire y es, de hecho, carbono-neutral.
Havayı kirletmez ve aslına bakılırsa aynı zamanda karbonsuzdur.
Se necesita un campo neutral.
Beyaz bir zemine ihtiyacım var.
Territorio Neutral.
Tarafsız bölge.
Además, en caso de que nos atrapen en territorio neutral siempre podremos aducir locura temporal, señor.
Diyelim ki, tarafsız bölgede yakalanma riskimiz var. Deli olduğumuzu söyleriz, efendim.
Como te gustaría volar dos o tres barcos enemigos en un puerto neutral?
Tarafsız bir limandaki 2-3 düşman gemisini nasıl havaya uçururdun?
Estamos al frente del puerto neutral de Mormugoa. Ya les había dicho...
Daha önce söylediğim gibi Mormugoa limanına doğru gidiyoruz.
Tendrá que empujarme en neutral.
Boş viteste itmen gerekecek.
Para asegurar el juego limpio y la caballerosidad deportiva los organizadores alemanes han designado un árbitro neutral para dirigir el encuentro.
sportmenliği ve fair play'i garantilemek için Alman organizatörler tarafsız bir hakem görevlendirdiler.
Nuestra postura ha sido neutral.
Tamamen tarafsızdık.
Nos acercamos a Zona Neutral, todos los sistemas en funcionamiento.
Tarafsız Bölgeye yaklaşırken tüm sistemler normal ve faal.
Proyectar curso en parábola para evitar entrada a Zona Neutral.
Hazır olun. Tarafsız Bölgeye girmemek için parabolik yörüngeye geçelim.
En la Zona Neutral.
Tarafsız Bölgedeyiz.
- Entramos en Zona Neutral.
- Tarafsız Bölgeye giriyoruz.
Entrada en Zona Neutral.
Tarafsız Bölgeye girdiniz.
Subí a bordo de una nave..... que lleva una caja de vez en cuando por la Zona Neutral.
Tarafsız Bölgeden birkaç kasa getiren bir gemiden indim.
Claro que no soy neutral.
Oh, sana öyle geliyor.
Preparará un ambiente neutral lejos de la sociedad.
Toplumdan uzak'nötr'bir ortam kuracaktır.
Pero la guerra en Vietnam, país vecino, saltó la frontera... y la lucha se extendió rápidamente a Camboya, que era neutral.
Ama komşusu Vietnam'daki savaş sınırlarını aştı,... ve Kamboçya'ya da sıçradı.
Nuevo curso. Zona neutral de la Federación.
Rotayı federasyonun tarafsız bölgesine çevirin.
Yo soy un observador completamente neutral.
Ben tamamen tarafsız bir gözlemciyim.
Portugal puede elegir permanecer neutral, pero no es enemiga de Francia.
Portekiz tarafsız kalmayı seçebilir, ama Fransa'nın düşmanı değil.
Aquí U.S.S. Saratoga patrullando el sector 5, zona neutral.
Burası tarafsız bölge, 5. sektörü devriye dolaşan U.S.S. Saratoga.
Considéreme neutral.
- Ödemezlerse mi? - Doğru. Beni nötr kabul et.
llevar a sus delegados a la conferencia del sector neutral, llamada Parlamento para que solucionen sus disputas.
Parlamento adı verilen tarafsız bir konferans gezegenine... bu düşmanlığın çözülmesini umarak, götürmemiz gerekiyor.
No, tiene que ser territorio neutral.
Tarafsız bir yer olmalı.
Encuentra tu espacio neutral.
Nötr alanını bul.
Quiero que esté todo preparado para un viaje a la Zona Neutral en cuanto vuelva el equipo de salida.
Dış görev ekibi döner dönmez, herkesi Tarafsız Bölge'ye... warp altı hızında bir sefere hazırlayın.
Un tercio de la tripulación está en cama y, según la Zona Neutral cada vez convergen más naves romulanas ahí.
Mürettebatın üçte biri hasta yatıyor ve Tarafsız Bölge'den gelen son haberler... yeni Romulan gemilerinin de oraya yaklaştığını gösteriyor.
¿ Y la entrada de los romulanos en la Zona Neutral?
Peki ya Tarafsız Bölge'ye giren Romulanlar?
Llévela a la Zona Neutral antes de que sea demasiado tarde.
Çok geç olmadan Atılgan'ı Tarafsız Bölge'ye götürmeni istiyorum.
Le ordené que fuera a la Zona Neutral enseguida.
Sana derhal Tarafsız Bölge'ye gitme emri vermiştim.
Fije rumbo a la Zona Neutral.
Tarafsız Bölge'ye doğru rota çizin.
¿ Ves? Soy neutral e imparcial.
Doğal ve adil.
Julius Anderson y Frank Drummett... y nuestra estrella especial de hoy... junto con nuestras estrellas de reparto... el refrigerador rodante Norge... de alcance concentrado... la lavadora de autos Norge... la plancha neutral Norge... el acondicionador de aire Norge... y muchos otros electrodomésticos modernos.
bugüne özel parıldayan ışıklar olarak, Julius Anderson ve Frank Drummett'ın... katılacakları tüm yıldızlar programında, Norge tekerlekli buzdolabı,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]