Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Nickel
Nickel Çeviri Türkçe
52 parallel translation
Miren, sólo manejan monedas.
Hey, Bak, Onlar nickel ve diming.
Me llamo Harold, del hotel Wooden Nickel.
Ben Wooden Nickel'den Harold.
¿ Níquel Triple?
Triple Nickel'ı?
Botella de cerveza
Nickel Bira Gecesi'nden...
Trabajadores Para la refinería de nickel.
Nikel madeni için.
- Astillas de nickel.
- Demir testeresi.
Probablemente debieron haber hecho la nickel.
Belki de savunmaya ağırlık vermeliydiniz.
tendrá © en mente ese paquete defensivo nickel... ... para mis cÏ... artos cÏ... artos en el fí... turo. Tal vez haga mà s formaciones ala.
Savunmaya ağırlık fikrini aklımda tutacağım gelecekteki dördüncü çeyreklerim için.
Sí moneda eso es una moneda.
Evet. Nickel *. Bu bir nickel.
Usen monedas.
5cent ( nickel ) kullanın.
Oh, y quería que te dijese que fueses right strong ISO cuando estés en formación nickel.
Sana şunu iletmemi istedi : Sağdan güçlü ISO oyununu oynamalıymışsınız.
Bien, Abby, quizás si la tocaras tu... There's antimony, arsenic, aluminum, seleniuma, and hydrogen and oxygen and nitrogen and rhenium, and nickel, neodymium, neptunium, germanium, and iron, americium, ruthenium, uranium, europium, zirconium, lutetium, vanadium.
Abby, çalarsan- - antimony, arsenic, aluminum, seleniuma, ve hydrogen ve oxygen ve nitrogen ve rhenium, ve nickel, neodymium, neptunium, germanium, ve iron, americium, ruthenium, uranium, europium, zirconium, lutetium, vanadium.
- ¿ Qué? Dice que cerró la ferretería de Nickels.
Nickel Hardware'in greve gideceğini yazıyor.
Fue la tía Lily quien encontró un anuncio en la contraportada del Thrifty Nickel en un fugaz sentimiento de algo parecido al instinto maternal.
Annelik içgüdüsüne benzeyen bir demet şeyin hızla gelip geçmesiyle sarı sayfalardaki ilanı bulan.. ... Lily teyzeydi.
"Bueno para Nickel."
Nickel için iyi anlamında.
¿ Y cómo sabes que el caballo de Napoléon se llamaba Nickel?
Napoleon'un atının adının Nickel olduğunu nereden biliyorsun?
"La defensa en Nickel".
Açık savunma.
Pero necesitas un níquel para tocar otra.
- Nickel olayını soruyorum
La defensa va a nickel.
Defans Nick'e yöneliyor.
# Drop a nickel in the sink #
# Drop a nickel in the sink #
Roly Nickel.
- Roly Nickel. Güzel.
¿ Y sabías que la palabra "Pumpernickel" ( Pumpernickel : Centeno ) viene de las palabras alemanas, "Pumper" y "Nickel", que vagamente se traducen a "Duende con gases"?
Çavdar kelimesinin Almanca "pompacı" ve "nikel" kelimelerinden türediğini ve "yellenen cin" anlamına geldiğini biliyor muydun?
Cuando la gasolina valia un nickel el galón.
bir galon benzinin 5 cent olduğu zamandan kalma.
Un tiroteo en la escuela West Nickel Mines.
Okul çatışması, Batı Nickel Mines.
SEIS MESES DESPUÉS La tragedia que cambió la vida de muchos en Nickel Mines.
Altı Ay Sonra... Nickel Mines'taki birçok insanın hayatını değiştirdi.
La vida cambió para siempre en Nickel Mines.
Nickel Mines'ta, hayat sonsuza dek değişti.
Pero permaneció la fe.
Nickel Mines'ta, hayat sonsuza dek değişti. Ama inanç tükenmedi.
Mirala más y tendrás que darme un nickel.
Ona biraz daha bakarsanız, beş sent ödemek zorunda kalacaksınız.
¿ Por qué siempre pido un nickel?
Neden her zaman beş sent istiyorum ki?
Un gran nickel se parece a... un gran nickel.
- Dev tablet... 5 sent'e benzetilmiş.
¡ El Times aquí. ¡ Sólo un nickel.
Gazetenizi alın! Yalnızca 5 sent!
Y a pesar de que me encantan los Liberty nickel de 1913, Debo decir que...
Ben kendim 1913 yapımı özgürlük nikeline bayılsam da, şunu söyleyeyim ki...
La batería de nickel de mi Prius está fastidiando mi iPhone está tan muerto como Farrah Fawcett y mi compañero de vida Michael está en un evento de Grey Goose en Reykjavik.
Benim Prius'un pilleri bitik. iPhone'umsa "Farrah Fawcett" kadar ölü. ve hayat arkadaşım Michael
Lo siento, J-Bird mañana está Nickel Taco en Nickel Taco, no para confundirse con Nickel Taco, quien vende todos los días por un centavo, pero no son tan buenos.
Üzgünüm J-kuşum, yarın Nickel Taco'da Nickel Taco yiyeceğim. Aklınız karışmasın, öyle köşe başlarında üç kuruşa köşe başlarında taco satan yere değil, onlar benim yerim kadar güzel değil.
Nickel.
Nickel.
Dame un nickel a los Packers, por debajo.
45 kalibrelik tabanca getirsinler.
Penny, este es Nickel.
Penny, bu Nikel.
Un Nickel ( 5 centavos ) vale cinco veces más que un Penny ( centavo ).
Bir Nikel, bir Penny'den beş kat daha değerlidir.
Oye, ¿ oíste que cerró el Rusty Nickel?
Hey, Rusty Nickel'in kapandığını duymuş muydun?
5.000 de un lado y del otro. 10.000, combinado 10.000.
Nickel A ve R. On cent, on cent, on cent alay eder gibi.
5.000 de un lado y del otro.
Nickel A and R. Her bahiste Maxes var.
Níquel o níquel cepillo?
Nickel mi, bronz mu?
Solo cinco centavos vale la entrada del particular espectáculo de Atlantic City...
Sadece bir nickel kabul eder Atlantic City'nin en önde geleni...
¡ Por solo cinco centavos obtendrán cosas deliciosas!
Bir nickel size çok tatlı şeyler kazandırır!
Nickel Smith con una boca. Está circulando un video de ti... en la vieja ciudad de otras peleas.
Etrafta dolaşan bir videon var Eski şehirden, diğer karşılaşmalardan.
¡ El show de Nickel y Pickle!
Nickel ve Pickle Şov!
Moneda y Pepinillo.
Nickel ve Pickle.
Pensé que moriríamos antes de usar los disfraces de Moneda y Pepinillo.
Nickel ve Pickle kostümlerimizi giymeden öleceğimizi sandım.
Me parece que podemos seguir trabajando por centavos, quizá irnos con un poco de dinero, pero con el tiempo nos agarrarán o nos matarán.
Gördüğüm kadarıyla, bu işi Nickel ve Dimed gibi yapmaya..... devam edeceğiz, belki ondan biraz sıvışabiliriz..... netice itibariyle yakalanır ve kırpılır.
Bueno, pues le daría un Nickel Back!
Dur, hayır bu çok fazla.
Dile Nickel.
Anlat Nikel.