Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Nó
Nó Çeviri Türkçe
154 parallel translation
Me temo que nó sé su nombre. Bulic.
- Adınızı hatırlayamadım.
Los maridos por lo general vienen aquí desesperados, nerviosos, con prisas pero él nó, calma, tranquilo.
Buraya genelde saçları başları dağılmış halde, ağlayarak gelirler. Ama o öyle değildi. Sakin...
¡ Y como nó! ... entre, entre.
Elbette, girin.
Nó, estudiaba aquí.
Hayır, okuyordu burada.
. Nó, que vá, si lo sabemos hacer, podremos utilizarlo.
- Hayır, tabii ki değil.
Nó, no importa... él lo sabe.
Biliyor... Teşekkür ederim...
- ¡ Pero nó, no lo se!
- Ama değilsin!
Porque nó.
Öyle işte.
- ¿ Y porqué nó? .
- Ama senin için...
Nó, es inutil hacerte ir a casa... volveré con los holandeses.
Hayır, yolda benim Hollandalıları düşüneceğim.
¡ Tú viste que no estaba... ella nó! .
Sen görmüştün... o görmedi.
Para la guerra sí pero nó para cosas grandes.
Savaşta, evet. Ama ciddi işlerde değil.
¿ Lo vio o nó?
Onu gördün mü, görmedin mi?
Ustedes me pidieron que arregle una salida, ¿ O nó?
Ee sana bir randevu ayarlamamı, istemedin mi?
... Yo y nó Vd.
Ben, siz değil.
Ahora nó.
Şimdi olmaz ama.
Pero ésta vez aplicaremos mis métodos, nó lo suyos.
Ama bu sefer benim yöntemimi kullanacağız, seninkini değil.
Verdadéramente, una lástima después de todo, nó lo hacía nada mal para ser un simple aficionado.
Ne kötü... Bir amatöre göre fena oyuncu değildi
Si nó a mamá no la van a dejar salir más.
Yoksa anneni çıkartmazlar.
¡ No sabes que hace mal a la salud este contínuo "sí, nó, sí, no"!
Bıktım, bu evet-hayırlar sağlığımı bozdu.
Su esposa digamos, ya nó está sola. ¡ Hasta mañana!
O evliydi ve burda olan şeyleri görmemek, bir koca için eminim daha iyi olur.
Pero si nó, hay mas diversión para el día.
Bir adam sadece bir kez öldürülebilir.
- Dijo que sobre la discusión de si Kael Ross es hebreo que ha descubierto... que nó.
- Ne istiyor? Kylie Rush Yahudi mi, değil mi diye münakaşa etmişsiniz. Olmadığını öğrenmiş.
- Nó, estaba calculando adonde habrán llegado ya.
Hayır. Ne kadar uzaktadırlar, onu merak ediyordum.
¿ Por qué yo nó?
Neden benimki olmasın?
Ya nó.
Şimdi göremiyorsun.
Claro que nó.
Ben tahmin ederim.
Sabata, en el banco nó.
Sabata, bankada değil.
¡ Nó!
Hayır!
- Nó, una puerta.
- Hayır, kapı.
¡ Nó Chris!
Hayır, Chris!
- Nó Chris
- Hayır, Chris!
Nó
Hayır!
Naturalmente que sí, si nó como vamos a mantener la ley y el orden?
Yoksa kanun ve düzen nasıl sağlanır?
¿ Porqué nó nuestro libro?
Niçin bizim kitabımız olmasın?
¿ Pero eso pasa por salir con una maldita estudiante de psicología, nó?
Ama bunlar hep senin psikolojik saçmalıklarınla ilgili, değil mi?
El Conde tenía mil soberanos, "nani nó"
# Kontun 1000 İngiliz Altını varmış, hey şinanay #
- Si nó... seguiré mi camino y buenas noches que te vaya bién.
- Ya da... buradan tek başıma giderim, bu gece de vedalaşırız.
Es una garrapata, nó, parece una hormiga.
Burbank'i Van Nuys'la karıştırmışsın.
- Pues nó, administro los bienes de una familia y ellos se hacen cargo de todos mis gastos, de mi sueldo, mis tarjetas de crédito, mis dietas, etc.
Hayır. Özel bir vakıf için çalışıyorum ve bu vakıf maaşımı ve giderlerimi karşılıyor. Banka kartlarımı, kiramı ve bu gibi şeyleri onlar ödüyor.
- Sabía tu nombre. ¿ Por qué iba a decirlo si nó?
Senin ismini biliyor. Tanışmadıysa neden öyle olduğunu söylesin?
¡ Ya no me importa si nos paga el alquiler o nó!
Parayı ödeyip ödememesi umurumda değil.
Así que haya firmado un contrato o pagado el alquiler o nó ahora él es legalmente inquilino de ustedes.
Kira kontratı imzalasın ya da imzalamasın kira ödesin ya da ödemesin, o artık senin yasal kiracın.
Aprecio tu amable y cristiano ofrecimiento pero nó, gracias.
Bu nazik ve yardımsever teklif için minnettarım ama teşekkürler.
Los beneficios debían ser psicológicos, nó financieros.
Faydası psikolojik olacaktı, mali değil.
¡ Porque nó!
Öyle işte!
Disculpe, esto es para otra cosa nó para Sony. ¿ Bruce?
Özür dilerim, bu başkası içindi, Sony için değil. Bruce?
Y porque nó?
Neden gitmesin ki?
Así nó!
Böyle olmaz!
- ¿ Hasta ahora nó lo ha sido?
- Şu ana kadar konuşmuyor muydunuz zaten?
Sí, porque nó...
Elbette.