Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Oates
Oates Çeviri Türkçe
165 parallel translation
- He venido por lo que te he dicho.
Bugün kasabada sana söylediklerimi söylemek için uğradım, Oates.
- El sombrero, Oates.
- Şapkan, Oates.
Estamos Oates y yo, el profesor y Stephen...
Oates, ben, profesör ve Stephen burada.
- Oates, ven, por favor.
Oates, biraz dışarı gelebilir misin?
Tienes que ir al pueblo por éter.
Oates, korkarım eter almak için kasabaya gitmen gerekecek.
Sra. Oates.
Bayan Oates.
Yo la llevaré esta vez, Sra. Oates.
Bu sefer ben alayım, Bayan Oates.
Si necesitas algo, dile a la Sra. Oates que me llame.
Ben dönmeden evvel bir şeye ihtiyacın olursa, Bayan Oates'a beni aratırsın.
Oates recogerá lo demás mañana.
Diğer eşyalarımı yarın Oates getirebilir.
Lo dejaré en el pueblo. Que Oates lo recoja mañana.
Kasabada bırakırım böylece Oates geri getirebilir.
La Sra. Oates está borracha porque le he dejado robar una botella de brandy.
Bayan Oates sarhoş çünkü konyağı çalmasına bilerek izin verdim.
Oates ha ido a buscar éter porque me he encargado de que no hubiera éter.
Ve Oates eter aramaya gitti çünkü eteri ortadan kaldıran bendim.
Oates interpreta a nuestro estimado Terence Lemming... que es un oficial británico finolis destinado a la marina americana... y Bowers lo hace Seymour Fortescue, el saltador de pértiga olímpico.
Oates'u Amerikan donanmasındaki İngiliz subay Terence Lemming oynuyor Bowers'ı oynayan Seymour Fortescue Olimpik sporcu.
¡ Vean la lucha del alférez Oates con el pingüino eléctrico gigante!
Asteğmen Oates'un dev elektrikli penguenle yaptığı tüyler ürpertici savaşı görün.
PARA WARREN OATES CON AMOR
SEVGİLERLE, WARREN OATS'A
Oates, ¿ qué coño es esto?
Oates, bu da neyin nesi?
- Dijo que era francés.
- Oates, Fransız olduğunu söyledi.
¿ Qué coño haces aquí?
Söylesene Oates, burada ne işin var senin?
¿ Otra vez Sally Oates?
Yine mi, Sally Oates?
Lo que Oates dijo sobre sus oficiales acerca de respetarnos, como ya sabes, es mentira.
Oates memurlarının bize saygı göstermeleri konusunda söyledikleri, bildiğin gibi, saçmalıktan ibaret.
¡ Es el coronel Oats!
Albay Oates! Olamaz!
El Reverendo les dirá unas palabras a la feliz pareja.
Peder Oates, mutlu çifte birşeyler söylemek istiyor.
Damos la bienvenida a Garfunkel, Messina, Oates y Lisa cantando su tema, en el segundo puesto, "Nacido para ser subcampeón".
Karşınızda Garfunkel, Messina, Oates ve Lisa iki numaradaki "2.lik İçin Doğduk" şarkılarını söyleyecekler.
Warren Oates tragó Su baba de tabaco de mascar.
Warren Oates çiğneme tütününün pis sularını yutuyormuş.
¿ Air Supply? Loggins y Oates.
Oy oy oy. "Loggins and Oates."
Cómo sabías que Bernard Oates estaba atado con explosivos.
Bernard Oates'in üstünde patlayıcı olduğu nereden biliyordun.
El año pasado hubo un incidente con Joyce Carol Oates.
Geçen yıl Joyce Carol Oates ile kötü bir olay yaşadık.
Es una mezcla entre Joyce Carol Oates y Judy Blume.
Joyce Carol Oates'ın... -... Judy Blume'le buluşması gibi.
olivia Y stewie EN "LO tienes"
GARFUNKEL OATES VE NASH OLIVIA VE STEWIE "VE SENİN"
- ¡ Hall y Oates!
Hall ve Oates!
Ya iré por ti, Oates.
Sana döneceğim Oates.
Ni iré por Oates.
Oates'e dönmeyeceğim.
Mamá, ¿ cómo se llama la banda? Ah, sí, Hall y Oates.
Hey, anne, şu sevdiğim grup kimdi, ooh, evet Hall ve Oates.
John Hall y Daryl Oates.
John Hall ve Daryl Oates.
Hall y Oates, Verónica.
Hall ve Oates, Veronica.
Bobby Oates.
Bobby Oates.
Hall y Oates.
Hall ve Oates.
Hace 5 años, lo echaron de un bar volvió, y disparó un arma desde un auto a la ventana.
- Calvin Oates. Beş sene önce, bir bardan atılmış. Geri dönmüş ve hareket eden bir arabanın içinden silahla ateş etmiş.
Hola, estamos buscando a Calvin Oates.
Calvin Oates'u arıyoruz.
Hey, "Salón de Retirados"...
Hall Oates...
Escuché que Hall y Oates estarán en la ciudad en abril.
Hall Oates'un Nisan'da şehre geleceğini duydum.
Yo soy "Holly Oates" y tú, Peter Gabriel.
- Olmaz, ben "Holland" Oates'ım.
Hall y Oates son dos personas distintas.
- Sen de Peter Gabriel. - Hall ve Oates iki ayrı insan.
No. Holly es su nombre de pila y Oates es su apellido.
Hayır, Holland ilk adı, Oates da soyadı.
Oates, lo escucho resollar.
Oates, hırıltını buradan duyabiliyorum.
¿ Sabes que mató a Oates?
Onun Oates'i öldürdüğünü biliyor musun?
¿ Recuerdas que le hacía correr como 10 kilómetros... todos los días después de clase?
Hatırlasana, Woodcock Oates'i hergün okuldan sonra yaklaşık 10 km koşturuyordu.
Mira, viejo, no culpemos a Woodcock por las decisiones de Oates.
Adamım, bak, Oates'in seçimi yüzünden Woodcock'ı suçlayamayız.
- Calvin Oates.
- Kimi suçlamış?
La forma en que Hall y Oates necesitan esto.
Hall ve Oates'ın ihtiyaç duyduğu şekilde.
Bueno, Oates un poco mas, probablemente.
Muhtemelen Oates biraz daha iyiydi.