Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Oz
Oz Çeviri Türkçe
5,924 parallel translation
Enviémosla de vuelta a Oz.
Şu cadıyı Oz'a geri gönderelim.
Casi me casé con un monstruo de Oz.
- Durma, gül. Neredeyse Oz'dan bir yaratıkla evleniyordum.
¿ "El Mago de Oz"?
- "Oz Büyücüsü" mü?
Lo vi en Dr. Oz.
Dr. Öz'ün programında gördüm.
Una tierra llamada OZ.
OZ adındaki ülkeye.
¿ Qué está haciendo un ex-ladrón en OZ?
Eski bir hırsızın OZ da ne işi var?
Recuerdas el trébol de seis hojas de Oz, ¿ no?
Oz'dan altı yapraklı yoncayı hatırladın, değil mi?
Pero, ¿ el sur de dónde, de Oz?
- Ama nerenin güneyi? Oz'un mu?
Sé que hay capítulos de Oz ahí.
İçinde Oz'la ilgili bölümler olduğunu biliyorum.
El Dr. Oz dice que estar sentado es como fumar, así que Mike y yo decidimos sacar nuestros traseros del sofá y dar una caminata.
Dr. Oz oturmanın yeni bir sigara çeşidi olduğunu söyledi. Bu yüzden Mike ve ben kıçımızın üzerine oturmak yerine yürüyüş yapmaya karar verdik.
Por enseñar a Oz la verdadera naturaleza del mago y por defenderla de él.
Oz'a büyücü olmanın gerçek doğasını gösterdin ve ona karşı koydun.
El corazón de Oz.
- Oz'un merkezi.
En él están las crónicas del pasado, presente y futuro de Oz.
Bu defterde Oz'un geçmişi, bugünü ve geleceği bulunur.
El libro predice que una poderosa hechicera se unirá a nuestra hermandad como protectora de Oz.
Bu defter, Oz'un koruyucusu olarak kardeşliğimize çok güçlü bir cadının katılacağını öngörüyor.
Bienvenida a Oz. ¿ Cómo te llamas?
Oz'a hoş geldin. Adın ne?
"La hechicera de otra tierra hará de Oz su hogar" "hasta que complete su destino"
" Başka bir diyardan gelen cadı Oz'u evi belleyecek.Ta ki kaderini yerine getirip...
Estoy segura de que Oz es maravilloso, pero... quiero irme a casa.
Oz'un harika bir yer olduğuna eminim ama ben eve gitmek istiyorum.
Soy Oz, El Grande y Terrible.
Ben Kudretli ve Korkunç Oz'um.
Mientras esté en Oz, no pararé de buscar hasta que encuentre a alguien para detenerte.
Oz'da olduğum sürece seni durdurabilecek birini aramaktan vazgeçmeyeceğim.
Supongo que eso significa que tienes que dejar Oz.
O zaman sanırım Oz'dan gitmen gerekecek.
Tu verdadera hija Cailin lo hizo.
Öz kızın Cailin verdi.
Fue tu propia madre la que se llevó al bebé.
bebeği alan senin öz annendi
Lo creas o no algunas personas no ponen el dinero antes que sus hijos.
İnansan da inanmasan da bazıları parayı öz çocuklarının üstüne koymaz.
Intentó matar a su padre en el hospital, ¡ a su propio padre!
Babasını hastanede öldürmeye çalışmış, kendi öz babasını!
Vamos a hacernos una foto juntas como recuerdo.
Hadi öz çekim çekelim, hatıra olur.
¿ Algún mierda viola a mi nuera, mientras mi hijo observa todo el jodido asunto y está andando por ahí, libre durante siete meses?
Bu dosyadaki bazı piç kuruları, benim gelinime tecavüz edip,... öz oğlumun saatini ve değerli neyi varsa alıp götürecek ve yedi aydır da hiçbir şey olmamış gibi sokakta dolaşabilecek öyle mi?
Si la hubiese, ¿ crees que habría matado a mi propio padre?
Eğer olsaydı kendi öz babamı öldürür müydüm sizce?
Mi hermano murió a causa de esto.
Öz ağabeyim bundan öldü.
No puedo creer que esté intentando que arresten a mi propio hijo.
Öz oğlumun tutuklanmasına yardımcı olmaya çalıştığıma inanamıyorum.
Fui abandonada por mi madre y metida en el sistema de acogida.
Öz annem tarafından terk edildim ve evlatlık verildim.
No me puedo imaginar lo que sería ver a mi hijo morir, y menos de rabia.
Öz oğlumun ölümünü, kuduzdan yitmesini izlemeyi düşünemiyorum.
No sabes una mierda de tu propio hijo.
Öz oğlun hakkında bir bok bilmiyorsun.
Estas van a ser auto evaluaciones, Santiago.
Bunlar öz değerlendirmeler olacak, Santiago.
¿ Está lista para su auto-evaluación?
Öz değerlendirmene hazır mısın?
Sé por qué no estuvieron contentos con mi auto evaluación.
Neden öz değerlendirmemden memnun olmadığınızı biliyorum.
¿ por qué ustedes dos están haciendo la auto evaluación juntos?
Siz ikiniz neden bu öz değerlendirmeyi birlikte yapıyorsunuz?
Es una auto evaluación.
Bu bir öz değerlendirme.
Estoy lista para mi auto-evaluación.
Öz değerlendirmem için hazırım.
¿ Cómo está funcionando la Gracia robada dentro de ti?
Çaldığın öz ne durumda?
Cuando te fuiste del cielo, tu Gracia prestada estaba fallando.
Cennetten ayrıldığında ödünç aldığın öz tükenmeye başladı.
¿ Que hablamos sobre el principio de autoconsistencia de Novikov?
Noviko'un öz-tutarlılık ilkesi üzerine konuşmuştuk.
¿ Utilizó a su propia hija como un conejillo de indias humano y entonces la arrojó cuando terminó con ella?
Öz kızını kobay olarak kullanan ve onunla işi bittiğinde de kaldırıp atan adam hakkında mı?
La madre de alquiler se ha puesto de parto.
Öz anne, doğuma giriyor.
Honor, justicia, coraje, fuerza todos ustedes son los verdaderos hijos de Texas.
Onur, adalet, cesaret, güç hepiniz Teksas'ın öz evlatlarısınız.
La traté como si fuera mi propia hija.
- Ona öz kızım gibi davrandım.
Esa basura golpea a su propia hija, ¿ Lo puedes creer?
Alçak herif öz kızını dövüyor, bunu aklınız alabiliyor mu?
No sabes una mierda de tu propio hijo. ¡ Ja!
Öz oğlun hakkında bir bok bilmiyorsun.
Ella elige para servir a un sistema de que countifies monstruos y equidad.
O canavarları ve öz kaynakları sayılabilir hale getiren bir sisteme hizmet etmeyi tercih etti.
Acusaría a su propio padre.
Kendi öz babasını.
¿ No lo vale por rescatar a su hija?
Kendi öz kızını kurtarmaya değmez mi?
¡ Dios, tu propio hermano!
Öz be öz kardeşin yahu!