Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Papä
Papä Çeviri Türkçe
150,169 parallel translation
- Hola, papá.
- Merhaba baba.
Esta, la del niño y su papá con un gran pescado.
Baba, oğul ve kocaman balıkla çekilen.
Barman, ¿ me permite la foto del niño y su papá?
Barmen, şurada duran baba oğul fotoğrafına bakabilir miyim?
Su papá lava dinero para un cartel de drogas mexicano.
Babanız bir Meksikalı uyuşturucu karteli için para aklıyor.
Hola, papá.
Merhaba baba.
Gracias, papá.
- Teşekkürler baba.
Vamos, papá.
Yapma baba.
- Papá, no pasa nada.
Bir şey yok baba.
¿ Qué hay detrás de todo esto, papá?
Ne demek istiyorsun baba?
¡ Papá!
Baba!
Vamos. - ¡ Papá!
Hadi.
Es suficiente. ¡ Papá, ni siquiera he llegado al novio!
Baba daha damada bile gelmedim.
- Buongiorno, papá.
Buongiorno, Papa.
Papá, no puede ser.
Baba, olamaz.
Papá, tu teléfono casi explota.
- Baba telefonun ötüp duruyor.
Recuerda que te lo dijimos mamá y papá viven separados por un tiempo.
Anneniz ve babanız bir süre ayrı yaşayacaklar.
Es culpa de papá que mamá y papá no estén juntos ahora mismo.
Anne babanızın şu an birlikte olmaması babanızın suçu.
Cuando eres un niño de tu edad, piensas que mamá y papá lo saben todo pero no es así.
Sizin yaşınızdayken anne babanızın her şeyi bildiğini sanırsınız. Ama bilmiyoruz.
Gracias, papá. Es muy hermosa.
KAC, SIRBİSTAN – 1886 Teşekkür ederim baba.
- Hola, papá.
– Merhaba baba.
Lo lamento, papá...
Çok özür dilerim baba.
Lo lamento, papá.
Çok özür dilerim baba.
Mi papá ¡ igual llevará ¡ a mi hermano al parque Six Flags.
Babam kardeşimi yine de Six Flags'e götürecekmiş.
Lo lamento, papá, te fallé.
Çok özür dilerim baba. Seni hüsrana uğrattım.
Albert no me ha abandonado, papá.
Albert beni terk etmedi baba.
No. Conseguiré mi título, papá.
Hayır, diplomamı alacağım baba.
¿ En verdad debo explicarte la situación, papá?
Gerçekten durumu sana açıklamama gerek var mı baba?
Si tú crees en mí, papá, al menos dale a Albert una oportunidad.
Baba, bana inancın varsa en azından Albert'e bir şans verirsin.
Porque papá no está con nosotras.
Babam yanımızda değil diye mi?
Está muy ocupado, papá.
O çok meşgul, baba.
¿ Estás renunciando a mí, papá?
Benden umudunu kesiyor musun baba?
Es papá.
Babam.
Tal vez leíste de eso, papá.
Belki okumuşsundur baba.
Siempre tuviste razón, papá.
Benimle ilgili baştan beri haklıydın baba.
Nunca te dije esto, papá, pero cuando me pierdo, escucho tu voz en mi cabeza, guiándome.
Baba, bunu sana hiç söylemedim ama kaybolduğum zaman kafamda hep senin sesini duyuyorum. Bana rehberlik ediyor.
- Papá dio su bendición.
– Babam razı olmuştu.
- Papá está muerto.
– Babam öldü.
Él está muy ocupado, papá.
O çok meşgul, baba.
Mira, Hans, papá llegó.
Bak Hans. Baban geldi.
- Papá.
– Baba.
¿ Qué te preocupa, papá?
Canını sıkan ne, baba?
Papá Jost me dijo que el tiempo es fugaz, creemos que momentos como estos durarán para siempre, pero, de hecho, pasarán en una fracción de segundo.
Jost bana zamanın kaçıp gittiğini söyledi. "Böyle anların sonsuza dek süreceğini düşünürüz ama aslında bir salisede geçip giderler."
Me llevo la lámina de papá.
- Babamın gravürünü alıyorum.
Tal vez algún día seas un buen violinista como tu papá.
Belki bir gün baban gibi güzel bir kemancı olursun.
Siempre he pensado que papá lo inició.
Hep babam çıkardı sanıyordum.
Dile a papá que quiero verlo.
Babama söyle, onu görmek istiyorum.
¿ Papa?
Baba?
Papa, por favor.
Baba lütfen.
Te lo prometo, papá.
Söz veriyorum baba.
- ¡ Es culpa mía, papá!
- Bunu ben yaptım baba!
Gracias a ti, papá.
Sen sağ ol baba. Sağ ol.