Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Pes
Pes Çeviri Türkçe
8,216 parallel translation
Vamos al juego de pelota, luego podemos disparar y comprar casas que podamos pagar.
Pes edeyim bitsin ya. Arkadaşın Brett için endişeleniyorum.
Oscilo entre aprovecharme de mi posición y rendirme.
PES ETMEK ARASINDA İLERİ GERİ GİDİYORUM.
Decía que siempre estabas intentando escapar, pero cuando asesinaron a tu madre, dejaste de intentarlo.
Sürekli kaçmaya çalışıyormuşsun ama annen öldürülünce pes etmişsin.
¿ Ya estás abandonando?
Oh, şimdiden pes mi ediyorsun?
No estoy abandonando.
Pes falan etmiyorum.
Voy a seguir machacándola... hasta que te quiebres.
Sen pes edene kadar onun üzerine gideceğim.
¿ Boyd se enteró y puso a Ava contra la pared... - o ella se echó atrás?
Boyd öğrendi ve baskı mı yaptı yoksa Ava pes mi etti?
¿ Pero ha conocido alguna vez a algún antiguo ranger que se rinda sin luchar?
Mücadele etmeden pes eden emekli Ranger var mıdır?
Bueno, Sr. Duffy, como mi buen amigo Ray siempre dice, nunca te rindas antes de que acontezca un milagro.
Bay Duffy, yakın dostum Ray daima mucize olmadan sakın pes etme derdi.
No, no han opuesto resistencia.
Hayır, hemen pes ettiler.
Se los digo aquí y ahora a la cara... no caeremos sin luchar.
Peşinen söyleyeyim, kolay kolay pes etmeyiz.
Bueno, yo no me voy a rendir.
Ben pes etmiyorum.
Oye, no puedes rendirte.
Pes edemezsin.
Somos una colonia tan exigente que los británicos se rindieron.
O kadar ilgi bekleyen bir koloniydik ki, İngilizler pes etti.
Ya basta de principiantes que son puro cuento pero que luego se desentienden cuando se dan cuenta que no pueden detener el racismo.
İyi bir oyundan bahseden yeteri kadar acemimiz var. ... ama ırkçılığı durduramayacaklarını farkettiklerinde, pes ediyorlar.
No me rendiré por imposible que parezca.
Ne kadar imkânsız görünse de, pes etmeyeceğim.
De acuerdo, no arrastramos a Alex a esto para rendirnos ahora.
Pekâlâ, Alex'i bu işe karıştırmadık. Şimdi pes ediyoruz..
- No hay gente que abandone aquí, doc.
- Pes etmek yok Doktor.
Kimmy, no puedes rendirte.
Kimmy, pes edemezsin.
Supongo que me daré por vencido.
Galiba pes etme vaktim geldi.
Si... Si se entera, se rendirá.
Onun öldüğünü öğrenirse pes edecektir.
Estoy acabado.
Pes ettim artık.
Touché.
Pes ettim.
¿ Cree que puede matarnos de hambre?
Bizi açlıkla pes ettirebileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
¿ Cree que puede matarnos de hambre?
Açlıkla pes ettirebileceğinizi mi sanıyorsunuz?
No me rendiré.
Pes etmeyeceğim.
Eso no significa que deba dejar de tratar de hacerlo.
Ama bu pes edeceğim anlamına gelmiyor.
No puedes darte por vencida ahora.
Pes edemezsin şimdi.
La Maléfica sobre la que leí, nunca se rendiría.
Kitapta okuduğum Malefiz, asla pes etmezdi.
Y que los únicos individuos lo bastante poderosos para ejecutar algo a este nivel no serán amables esta noche.
Bu tarz bir operasyonu düzenleyecek yetkide olan insanlar kolay kolay pes etmeyeceklerdir.
En la mañana, estén listos a levantarse rápido. - Sí, señor.
Sabah, pes etmemek için hazır olun.
Y habría ganado, pero mi oponente mintió, le dijo al árbitro que me rendí.
Kazanacaktım ama rakibim yalan söyledi. Hakeme pes ettiğimi söyledi.
¿ No lo hiciste?
Pes etmemiş miydin?
Le di en la pierna, y ella dijo que la hice quitarse.
Bacağına çarptım. O da pes işareti verdiğimi söyledi.
¡ No me rendí!
Ben pes etmedim!
- ¡ Me rindo!
Pes ediyorum'
¡ Me rindo!
- Pes ediyorum!
¡ El día que me rinda es el día que me muera!
Pes ettiğim gün öldüğüm gündür!
Como he dicho... El día que me rinda será el día que muera.
Daha önce de söylediğim gibi, pes ettiğim gün öldüğüm gündür.
¿ Se rinde?
Pes ediyorsunuz.
No, nunca me rindo, pero afrontemos los hechos.
Hayır, ben asla pes etmem. Fakat gerçeklerle yüzleşmeliyiz.
Le han dicho que no le iban a soltar hasta que Johnny se rindiera y admitiera que era un marica.
Johnny'ye pes edip muhallebi çocuğu olduğunu kabul edene kadar bırakmayacaklarını söylemişler.
No puedes darte por vencida y ver como muere otra vez.
Pes edip de tekrar ölmesine seyirci kalamazsın.
¿ Quieres dejar todo eso de lado e ir de compras?
Pes edip alışverişe mi çıkmak istiyorsun?
Al final, lo dejé para tan tarde... que acabé renunciando.
İşin sonunda, geç de olsa pes ettim.
No podemos rendirnos sin más.
Öylece pes edemeyiz.
No me estoy rindiendo, ¿ Vale?
Pes etmiyorum, tamam mı?
No me estoy rindiendo, Ahdu.
Pes etmeyeceğim, Ahdu.
Ellos no van a darse por vencidos sin luchar.
- Savaşmadan pes etmeyecekler.
No puedes...
Şimdi pes...
No te rindas.
Pes etme.