English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Pillar

Pillar Çeviri Türkçe

1,260 parallel translation
¡ Te voy a pillar el culo!
Şimdi kucağıma oturdunuz!
¡ Te voy a pillar el culo!
Kucağa oturdunuz!
Saca eso de aquí. Te voy a pillar el culo.
Evet, kötü kucağa oturdunuz!
Te voy a pillar el culo. Sí. Le pillé el culo.
Kucağa oturdunuz!
Para pillar culos, llame a Gus Petch.
Birini oturtmak istiyorsan, Gus Petch'i ara.
Me suena que le va a pillar el culo.
Bana öyle geliyor ki onu kucağına kötü oturtacaksın.
Como dice mi detective privado, le vamos a pillar el culo.
Tuttuğum dedektifin deyimiyle, onu kucağa oturtacağız.
No saldré con nadie hasta pillar a Rex.
Rex'i kucağa oturtana dek kimseyle görüşmeyeceğim.
Sólo busco un culo que pillar.
Kucağıma oturtacak birini arıyorum.
Cómo pillar al cónyuge.
- "Eşinin Mal Varlığını Ele Geçirmek."
Fuimos con cuidado, porque pillar por sorpresa a un tiburón de los corales... no termina de ser una buena idea.
Tedbirli davranıyorduk, çünkü yapmak istemediğimiz tek şek beklenmedik bir şekilde bir gri resif köpek balığına yakalanmaktı.
Nos vemos en el Pilar Zygmunt.
Benimle Zygmunt Pillar'da buluş.
Y busca un trabajo honrado para pillar.
Bunu sürdürebilmek için dürüst bir iş bulmuştur.
Solamente tenía 15 $ para pillar este pastel pequeño.
15 dolarım vardı anca onu alabildim.
Eres tan estúpido que te dejaste pillar, y te quitaron el dinero de las manos.
Seni bu belâya atan ben değilim. Kendin ettin kendin buldun.
- ¿ Quieres pillar el bicho?
- Bilerek hastalık mı kapacaksın, Jeff?
Voy a pillar a un tío o dos, o doce.
Ben bir adam ya da iki, ya da 12 almak gideceğim.
Tuvimos suerte de poder pillar esa eyaculación retrógrada.
Boşaltma işlemini sağladığımız için şanslıyız.
A menos que sea algo que pueda pillar.
Anlayabileceğim bir şeyse tabii.
Eh, si corremos podríamos pillar los últimos minutos del grupo.
- Belki koşarsak grubun son birkaç dakikasına yetişebiliriz.
Pertenece a la red de timadores que queremos pillar.
Enselemeye çalıştığımız hile halkasının bir parçası olduğunu biliyoruz.
Eh, quieres... quiers ir al diner, y pillar algo de comer?
Yemeğe gitmek, bir şeyler yemek ister misin?
¡ Pillar al hijo de puta!
Pisliği ensele!
La única persona que me interesa pillar... es él.
Şu anda enselemekle ilgilendiğim tek kişi o.
Y si te vuelvo a pillar con mi cepillo de dientes, te mato.
Seni bir daha diş fırçamla yakalarsam, ölürsün.
No nos van a pillar.
Yakalanacak değiliz ya.
¿ Qué es lo que me voy a pillar?
Peki ne aşıracağım?
Es un programa de ordenador y no te lo vas a pillar exactamente.
Bir bilgisayar programı, ve aşırmak yok.
Ahora sé que aunque creas que no te pueden pillar cuando haces algo malo
Farkettim ki kötü birşey yaptığımızın zaman yakalanmasak bile bu kötü birşey,
Nunca sabes lo que puedes pillar durmiendo con Dan.
Dan'le yatarsan ne kapacağını bilemezsin.
Puedes pillar enfermedades horribles, sobre todo con Snozzer.
Berbat hastalıklar kapabilirsin, özellikle Snozzer'dan.
¿ Estás loco, quieres pillar una infección?
Deli misin sen, mikrop kapacaksın?
Sólo te puede pillar... Sólo te puede pillar si tú le dejas.
Seni alt etmesinin tek yolu ona senin izin vermen.
Le dice : "Si te vuelvo a pillar te unto la nariz con esa mierda".
Der ki : "Bir daha görürsem, bunu burnundan getiririm."
El presunto Vigilante mató a 2 vampiros en una gasolinera... y preguntó a las mujeres que había salvado si... "querían pillar una botella de whiskey y oír algo de los Sex Pistols con él."
"Söylenenlere göre, bu kişi bir petrol istasyonundaki iki vampiri öldürdükten sonra kurtardığı kadınlara onunla bir şişe içki içip, birkaç Sex Pistols plağı dinlemek isteyip istemediklerini sordu."
Vamos, ¿ dónde puedo pillar una niñera de las buenas?
Bu yüzden hadi. Nereden kaliteli dadı ele geçirebilirim?
Nos tomó un par de semanas pillar la rutina. Ahora este lugar es nuestro.
- Adam gibi bir düzen tespit etmemiz iki haftamızı aldı ama şimdi şehir bizden sorulur.
De hecho, acabo de pillar a otra furtiva
Az önce de diğer bir sinsi kadını yakaladım.
¿ Para quedarte aquí y pillar un ciego?
Evde kalıp kafayı bulmak için miydi?
¿ Usar a Ashworth como cebo para pillar al agente?
Ashworth'u ajanları ortaya çıkarmak için yem mi yapacaksın?
- Vamos a pillar una hamburguesa.
Haydi. Burger yiyelim.
Me dais una declaración estándar con el ordenador para el informe judicial. Y entonces, cuando consigas números nuevos de los nuevos móviles, me llamas... en cualquier momento, día o noche, para pillar teléfonos.
Bana mahkeme raporuyla birlikte beyanname taslağı ve bu kullan-at telefonları yeni numaralarıyla birlikte öğrenebilirseniz beni arayabilirsiniz, gündüz veya gece, hiç fark etmez.
Bueno, voy a reunirme con Kima, a pillar la reunión de Tweety Bird.
Ben Kima ile buluşacağım, şu Tweety Bird buluşmasına bakacağız.
Entonces, me está diciendo que incluso si ocurriera un milagro y fuéramos capaces de pillar a un traficante mientras habla por teléfono, usted tardaría un mes en activar nuestra escucha.
Bu teoriye sinirlendim. Sadece emin olmak için diyorsunuz ki, bir mucize eseri de olsa bir uyuşturucu tacirini kullan-at telefonu konuşurken yakalasak bile bize dinleme izni vermeniz bir ay kadar sürecek.
Y no van a pillar a ningún pez gordo ahí, ¿ no crees?
Eğer oyun oynuyorlarsa bile suçlamak için ekip başından daha yetkili birine ulaşamazlar, değil mi?
Estoy intentando pillar dos, tío. Estoy intentando pillar dos.
İki tane alacağız de.
Les haremos reír, les haremos llorar pero sobre todo, les haremos pillar ¡ el culo! Tenemos un gran programa.
Muhteşem bir program hazırladık.
¡ Pillar el culo!
Sizi güldüreceğiz, ağlatacağız ama dahası, kucağa oturtacağız!
¡ Hoy les voy a pillar!
Onları bugün yakalayacağım!
- Nos van a pillar
- Yakalanacağız.
Queremos pillar a esa gente.
- Bu adamları yakalamak istiyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]