Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Pongo
Pongo Çeviri Türkçe
8,245 parallel translation
Me pongo a ello.
- İnceliyorum.
Si me pongo eso me va a salir urticaria.
- O şeyi giydim, alerji oldum.
Me pongo a pensar hasta qué punto ellos pueden llegar y esto sólo es, qué, ¿ su tercer día en el mundo?
Ne kadar uzağa gelmek zorunda olduklarını düşün ve bu yalnızca, dünyadaki 3'üncü günleri.
Cuando yo todavía lo veo me pongo muy emocionado, ¿ sabes?
Gördüğümde gerçekten heyecanlandım.
Esta es una cara seria. Esta que pongo ahora, seria.
Bu andan itibaren ciddi yüz ifademi koyuyorum, ciddi.
Bien, ahora levántate y empezar a jugar mientras yo pongo el dinero en efectivo.
Tamam be, ben parayı getirirken sahneye çıkıp çalmaya başlayın.
Y sabes que me pongo un poco loca cuando me impaciento.
Sabırsızlanınca uçuk kaçık davrandığımı da biliyorsun.
Y la respuesta final es de 0.56 entonces si pongo eso en mi ecuación,
Son değer 0.56, dolayısıyla bunu denklemime yerleştirirsem...
Bueno, mejor me pongo a trabajar en la respuesta.
Tamam, çıkan sonuçları hesaplamalıyım.
Si te pongo este collar en el cuello, serás toda mía.
Eğer bu kolyeyi boynuna takarsam benim olacaktın.
También me pongo nervioso en el escenario.
Sahnedeyken ben de geriliyorum, Bri.
¡ Vamos Boyd, tú sabes que yo me pongo nervioso debido a la guerra!
- Boyd, savaşta aldığım hasarı biliyorsun.
Me pongo sentimental.
İşte böyle duygusalımdır.
Uh, a veces me pongo un poco revolver-loco y salir a explorar.
Bazen kafam atıyor ve keşif yapmaya çıkıyorum.
Me dijeron que la única manera que podía conseguir fondos para mis colas de colores y por buenas cosas de la escuela era si lo pongo a un lado en algún acuerdo de desarrollo privado, Ahora me doy cuenta que era una fábrica de armas de fuego.
Simdi tabanca fabrikasi oldugunu farkettigim sözlesmeye bazi özel imar koyarsam bunun renkli tutkallarimi ve iyi okul esyalarini finanse edebilmemin tek yolu oldugu söylendi.
Ahora que me pongo Rig Guerra... es la mejor oportunidad que he tenido.
Artık Savaş Kamyonu sürüyordum. Elime geçen en iyi şans buydu.
Recuerda que la única razón por la que subes ahí es porque yo te pongo en ese escenario.
O sahnede olmanın tek sebebi benim seni o sahneye çıkarmış olmam.
Doblo a la izquierda, pongo freno de mano hago un 180, cruzo la línea y lo paso.
Direksiyonu sola kırıp el frenini çekeceğim. U dönüşü yapıp ondan kurtulacağız.
Creo que me sentí un poco competitiva, y un poco inseguro, y me pongo a pensar, así, tal vez usted quiere retarme
Ben biraz rekabet hissettim sanırım, ve biraz güvensiz ve ben düşünmeye başlar, iyi, belki bana meydan istiyorum.
Saben que me pongo sentimental, revisaba el antiguo trabajo de mamá y hallé la descripción de un planeta que reclamó era la propiedad más bella y rara que poseyó.
Annemin eski dosyalarına bakıyordum ve hak iddia ettiği bir gezegene denk geldim sahip olduğu en nadir ve güzel mülkmüş.
¿ Y qué me pongo ahora?
Tamam, ne giyeceğim?
Solo pongo gasolina y te llevaré directo al trabajo Dougie. ¿ Café?
Benzin alayım, hemen seni iş yerine bırakacağım Dougie. Kahve ister misin?
¿ Qué pasa si pongo ese viejo avión en funcionamiento?
Ya o eski uçağı uçurtmayı başarırsam?
Porque yo no necesito una media hora de charla cada vez que me pongo en mi casa.
Çünkü buraya her uğradığında yarım saat konuşmamıza gerek yok.
Mi hija me dio esta la última vez que la vi, y ella dijo nada malo iba a suceder nunca para mí, siempre y cuando me lo pongo.
Kızımı son gördüğümde bana bunu verdi ve bunu taktığım sürece başıma kötü bir şey gelmeyeceğini söyledi.
- Solo lo pongo sobre la mesa.
Söyliyeyim dedim Tamam.
Pongo sus cabellos en mi sostén.
Koynumda saçlarını taşıyorum.
¡ Le pongo a cargo de toda la operación, Doctor!
Seni bütün operasyonun başına koyuyorum, doktor.
¿ Quiere que le pongo?
Joey'i mi çağırayım?
Por supuesto, nadie te pongo en contra va a ser tan fuerte o tan rápido, o tan rápido como Burchard.
Karşına koyduğum hiç kimse... Burchard kadar güçlü, çabuk ve hızlı olmayacak.
Así que pongo a Charlie en la escalera, ponemos un micrófono a tres pisos de altura y Keith sacude la cabeza porque sabe que tengo razón.
Charlie'yi merdiven boşluğuna yerleştirdim, üç kat yukarı mikrofon koyduk. Keith kıpır kıpırdı, çünkü haklı olduğumun farkındaydı.
Bueno, no pongo mis esperanzas demasiado altas tampoco.
- Umudumu yüksek tutmuyorum.
Sí, II'm tratando de recordar dónde pongo el cuerpo.
Ben... Ben cesedi nereye koydum, hatırlamaya çalışıyorum.
- ¿ Me pongo el sombrero para sol?
- Güneş şapkası takmamı mı tercih edersin?
¿ Qué? Los pongo juntos en un paquete, como un paquete de chicles.
İkisini birleştirdim, sakız paketi gibi.
Por tanto, lo pongo bajo la custodia de el Departamento Correccional de Oregon para su transporte al corredor de la muerte en la Penitenciaría del Estado de Oregon.
Bu nedenle, Oregon Ceza İnfaz Kurumun gözaltında Oregon Eyalet Hapishanesinin ölüm hücresine götürüleceksiniz.
Pongo por fundamento cincuenta a ganar.
Kazanmasına 50 dolar yatırıyorum, sen ne yapmak istiyorsun?
Aw, realmente no me pongo trajes.
- Ben takım elbise giymem pek.
Ben, si te doy demasiadas tareas o te pongo a trabajar demasiado por favor no te sientas obligado a ir conmigo a San Francisco.
Ben, sana çok iş veriyor ya da çok çalıştırıyorsam kendini benimle San Fransisko'ya gelmek zorunda hissetme.
Sólo me los pongo. ¿ Ves lo que digo?
- Ne dediğimi anlıyor musun?
Me pongo nerviosa antes de los trabajos grandes, Es todo.
Bir şey yok sadece büyük işlerden önce gergin oluyorum işte.
Ya sabes, juro que si alguna vez pongo mis manos sobre ella...
- Yemin ederim eğer bir şey söylerse...
Pongo nada más allá de las mujeres como usted. Villancico.
Senin gibi kadından her şey beklenir, Carol.
- ¿ Dónde me pongo? - A la derecha.
- Nereye gitmeliyim?
¿ Quieres decir que te pongo nervioso?
Seni gerdiğimi mi söylüyorsun?
- ¿ Yo te pongo nervioso?
- Ben mi seni geriyorum?
Yo hago esa cara cuando me pongo la colonia en la mañana, en especial cuando me siento un pobre angelito.
Sabah parfümümü sıkarken ben de aynı suratı yapıyorum. - Özellikle de yalnız başımayken.
Si te pongo dos juntos.
İkinizi birleştirseydim.
- Solo lo pongo sobre la mesa.
Ortaya attım sadece
¿ Dónde pongo eso?
Nereye atayım ki bunu?
¿ Qué tal si pongo una en su puta oreja? ¿ Qué tal si haces lo que te digo?
- Beni dinlesen nasıl olur?