Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Pros
Pros Çeviri Türkçe
336 parallel translation
Oyeron el caso contra el acusado, pros y contras.
Zanlıya yapılan suçlamayı duydunuz, lehte ve aleyhte.
- Eso es. Si hay un momento en la vida en el que hay que tener cuidado pesando los pros y los contras este es el momento.
Bence hayatında dikkatli olacağın, lehte ve aleyhtekileri tartacağın bir an varsa işte bu o andır.
Tenemos que considerar los pros y los contras.
Bütün artıları ve eksileri değerlendirmek gerekir.
No juegues con los pros y los contras.
Doğru ve yanlışları karıştırma.
Te da tiempo para pensar, para leer, para hablar, para sopesar los pros y los contras.
Sana düşünme, okuma ve konuşma zamanı veriyor. Yarar ve zararları değerlendiriyorsun.
Se me hace ninguna opción. Yo no podría pesar los pros y los contras entre la misión de y mi familia.
Bir tarafa görevi, bir tarafa da seninle ve Stevie'yle olan hayatımı koyup tartacak kadar vaktim olmadı.
No pretendo discutir con usted... los pros y los contras... del arte de la magia.
Büyü sanatının uygulamasının doğrularıyla veya yanlışlarıyla seninle tartışmayı teklif etmiyorum.
Cuando debo correr un riesgo, formulo el procedimiento ideal... y calculo los pros y los contras con gran precisión.
Risk oluştuğunda ideal yöntemi formüle eder ve olasıIıkları mükemmel bir hassasiyetle hesaplarım.
¿ Cuántas pros... pu...?
Kaç tane oros... Kaç tane fahiş...
Siéntese y anote todos los pros y contras.
Oturup, konuyla ilgili tüm artı ve eksileri yazarım.
Calculemos todos los pros y contras, como hacen los ferrocarriles mexicanos.
Gelin tahmin yürütelim. Mesela Meksika Demiryolları.
Ben, quiero que analices los pros y los contras del asunto conmigo.
Bak, Ben bunu enine boyuna düşünmeni istiyorum.
Sopesamos los pros y los contras y no parecía razonable desperdiciartiempo y recursos.
Artısını eksisini ölçtük biçtik ve zamanımızın ve kaynaklarımızın kullanılması açısından makul olmadığına karar verdik.
Mis hermanos y yo argumentábamos sobre los pros y los contras.
Kardeşlerim ve ben, bunu farklı taraflarda tartışırdık.
Ha llegado el momento de que el dinero cambie de manos. Oh, lo siento. PROS :
ödeme yapma zamanı geldi oh, üzgünüm
Re-sembrando el campo a mano, Semilla por semilla. PROS :
sebep olduğu şeyi düzelterek, tekrar tohumlandırma
- Y me pueden mostrar los pros y contras.
Ve sonra tartışalım ve siz bana tüm inceliklerini öğretin.
Hemos discutido los pros y los contras del urinario individual versus el mural.
Yalağa karşı tek bir pisuvar kullanılmasının avantajlarını ve dezavantajlarını tartıştık.
"Rachel y Julie : Pros y Contras".
"Rachel ve Julie'nin Artıları ve Eksileri"
Sólo quiero leerte tu lista de pros.
Sadece sana senin "Artılar Liste" ni okumak istiyorum.
Hablemos tranquilamente de los pros y los contras de tu plan controversial, ¿ sí?
Şimdi sakince, senin şu tartışmalı planının artılarını ve eksilerini konuşalım, ne dersin?
Debatieron los pros y los contras y comprendieron a fondo la rebelión. Ahí radica el poder del periodismo.
Politik baş kaldırış hakkında sıkıcı olmayan bir tartışma ortamı meydana geldi.
Has tenido tus pros y tus contras.
Son zamanlarda, sen de onunla bazı sorunlar yaşadın.
Supongo que el emisor móvil tiene sus pros y sus contras.
Sanırım bu seyyar yayımlayıcı kutsal bir şeye dönüştü, öyle değil mi?
Muy bien. He hecho una lista de los pros y los contras.
Pekala... şimdi lehte ve aleyhte olanların bir listesini yaptım.
Scott y yo hablábamos sobre los pros y los contras de un estudio de Fase Uno.
Scott ve ben Safha Bir'in iyi ve kötü yönlerinden konuşuyorduk.
Siempre sopesando los pros y los contras.
Her zaman lehte ve aleyhte şeyleri aklında tartıyorsun!
Pensaba y sopesaba todo... hacía listas de pros y contras e iba sumando puntos.
Bunun hakkında düşündüm, bütünüyle tarttım.. Listeler hazılardım, notlar aldım, eklemeler yaptım.
Está bien. Quieres hacer el analisis de pros y contras de nuevo?
- Tamam yine artıları ve eksileri konuşmak ister misin?
- Está bien. Pros y contras de tener un bebé....
- Tamam bebek sahibi olmanın artıları ve eksileri.
Acordemos que la comercialización de la Navidad tiene pros y contras.
O zaman yılbaşının ticarileştirilmesinin karışık bir lütuf olduğunu söyleyeyim.
por eso he venido al Festival Porno de Cannes para hablar de los pros y los contras de la pornografía y ademas para hablar con algunas señoritas que han tenido más puños en ellas que nadie más en el mundo, respeto
İşte bunun için Cannes Porno Festivaline geldim pornografinin ustaları ile inceliklerini konuşmak için ve bazı kızlarla da konuşabilmek için onlarda dünyadaki herkesten daha geniş organlar var. Saygı.
Bueno, todas las familias tienen sus pros y sus contras.
Her ailenin artıları eksileri vardır.
Los pros representaran al Parlamento... que creia que tenia soberania.
Evet diyenler, egemenliğin kendilerine ait olduğunu savunan parlamentoyu temsil edecek.
No me puedo sacar de la chistera otro "Cuida de tu piel en invierno" u otro "Pros y contras"
Bir anda havadan başka bir Kışın Cilt Bakımı gibi bir yazı çekemem.
Hay muchos pros y contras que considerar.
Her zaman düşüneceğin olumlu ve olumsuz yorumlar olacaktır.
Estaba sopesando los pros y los contras.
Artıları ve eksileriyle kararımı verdim.
¿ Porque no estuviste con los pros haciendo mucho dinero y haciendo sobarte los pies por mujeres hermosas?
Neden tonlarca para kazanan, ve onu kadınlarla yiyen bir profesyonel değilsin?
Sabes que he luchado más que nadie... para salvar la vida de Ángel... pero llega un momento en que... tienes que valorar los pros y contras.
Angel'ın hayatını kurtarmak için herkesten daha fazla savaştığımı biliyorsun. Ama bazen öyle zamanlar gelir ki riski ve bedelini tartman gerekir.
¿ Qué? La lista de los PROS y LOS CONTRAS.
Artı / Eksi listesi.
Tiene el doble de PROS que los otros dos
Artıları iki kat daha fazla.
La lista de los PROS y LOS CONTRAS debe tener sus límites
Artı / Eksi listesi sonunda bitecekti.
Pros juegan racionalmente, por la cuota.
Profesyoneller rasyonel oynar, olasılıklara bağlıdırlar.
No me sentaré a debatir los pros y contras de la terapia de electroshock.
Bak, burada oturup, elektroşok tedavisinin eksilerini artılarını tartışacak değilim.
" Ella tomó el vestido pros y estoy buscando los pechos más hermosa del mundo!
"Kadın soyundu ve ben de şuan dünyanın en güzel göğüslerine bakıyorum".
Se supone que tengo que ser tu sistema de apoyo y aquí estoy, haciendo que tus pros sean contras.
Benim senin destek sistemin olmam gerekiyor ve buradayım. Stresi üzerinden almakla görevliyim.
Quizás deberías descomponerlo en pros y contras.
Belki de bunun iyi ve kötü taraflarını ayırmalısın.
Con los pros y contras de volver con Judith.
- Biliyor musun?
" Pros : Estar siempre con Jake.
Jake'i sürekli göreceksin.
Los pros y los contras de seguir tu relación con Bill.
Anne?
" Pros :
Artı : Nafaka yok.