Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Prosperó
Prosperó Çeviri Türkçe
90 parallel translation
El Circo prosperó, pero no el tramoyista. Y la chica siguió llevando la misma y difícil vida.
Sirk zenginleşti, ama sahne işçisi değil Ve kız aynı zor yaşama devam etti.
Aquel perro acosado que tú salvaste prosperó tanto que pudo crear un caballero.
Köpek gibi avlanırken beni hayata bağlayan kişiyi... bir beyefendi yapmak için uğraştım. Ve bu kişi sensin Pip.
Como resultado, Troya prosperó un tentador trofeo de guerra para las ciudades griegas.
Bunun sonucunda, Truva çok gelis ti ve Yunanlilar için cazip bir savas ödülü haline geldi.
Mi padre trabajó mucho para su familia, prosperó y construyó esta casa.
- Babam ailesi için çok çalışarak, başarılı olmuş ve bu evi inşa etmiş.
Salomón no se apartó del camino de su Dios, y en una larga era de paz, Israel creció y prosperó.
Böylece Süleyman Tanrının yolunu izledi, İsrail uzun zaman barış içinde yaşadı büyüdü ve gelişti.
Jean-Marc compró una fábrica de globos y prosperó.
Jean-Marc bir balon fabrikası satın aldı ve başarılı oldu.
... y Abram prosperó.
... ve Abram zenginleşti.
El negocio prosperó, y cuando murió tenía una fortuna que rondaba las 2.000 libras.
İşleri büyüdü. Öldüğünde değeri 2000 sterlin kadardı.
La mancha, sin embargo, prosperó y pronto se marchó a buscar fortuna.
Leke ise, açılıp saçılıp sonra da kendi talihinin peşine düşmüş.
Y así, tras decenas de millones de años, una variedad de organismos... parecidos a las bacterias se desarrolló, prosperó e invadió nuevos ambientes en la Tierra.
Böylece, on milyonlarca yıl içinde bakteri benzeri organizmalar gelişti, başarılı oldu ve dünyadaki yeni ortamlara yayıldı.
Prosperó en la India... y trajo con él... una considerable suma de dinero... una colección de valiosas curiosidades... y un grupo de sirvientes nativos.
Hindistan'daki zenginliğini beraber buraya getirdi, hatrı sayılır miktarda para, bir antika koleksiyonu, ve yerli hizmetçilerden oluşan görevliler.
Mi granja ya no los hace pero oí que prosperó en la era del Edo.
- Eskiden çok önemli değil miydi?
Se metió en el negocio de los embarques y prosperó rápidamente, pero a nadie le agradaba por su reputación de vagar en cementerios.
Pekala. Nakliyecilik işine başladı ve kısa zamanda zengin oldu. Adamı kimse sevmiyordu çünkü mezarlıklarda dolaşıp durduğu ile ilgili bir ünü vardı.
Nuestra civilización prosperó durante siglos.
Medeniyetimiz yüzyıllarca büyüdü ;
La heladería prosperó gracias a ti.
Dondurma salonu çok iyi kâr etti.
El envidioso nunca prosperó, ni el que a su lado vivió.
Kıskançlık ateş olsaydı insanlık yok olurdu.
Me enteré que lo tuyo y el Dr. Como Se Llame, no prosperó.
Doktor... neydi adı, onunla yürümediğini duydum.
Rodeado de extraños hostiles, rehizo su vida. Contra todo pronóstico, contra la cruel lógica del universo... prosperó.
Çevresi düşmancıl yabancılar tarafından sarıldı ama o kendine bir hayat kurdu, tüm ihtimallere karşı, evrenin acımasız mantığına karşı,
Lita Call fue echada de la fuerza hace 6 años. Hizo un arresto que no prosperó.
Coe'nun 6 yıI önce tutuklama için tayin edildiği doğru değilmiş.
Camelot prosperó más allá de nuestros sueños.
Camelot hayalini kurabildiğimizden bile daha öteye geçerek zenginleşti.
Mi padre trabajó mucho para su familia, prosperó y construyó esta casa.
Babam ailesi için çok çalışarak başarılı olmuş ve bu evi inşa etmiş.
Teotihuacán prosperó durante siglos antes de sufrir el cataclismo de 750.
Teotihuacan, MS 750'de bir ayaklanma çıkana kadar yüzlerce yıl gelişti.
Tenía un estudio en la esquina del salón de baile pero no prosperó como pintor.
Balo salonunun köşesinde bir resim atölyesi vardı ancak ressam olarak başarısız olmuştu.
El colegio prosperó y tú lo hiciste gracias a mí.
Okul gelişiyor, senin gelişimin ise benim sayemde oldu.
Cero-Uno prosperó.
Sıfır-Bir gelişti.
Como resultado, Troya prosperó un tentador trofeo de guerra para las ciudades griegas.
Bunun sonucunda, Truva çok gelişti ve Yunanlılar için cazip bir savaş ödülü haline geldi.
Y durante siglos, la producción de tabaco prosperó.
Ve asırlar boyunca, tütün üretimi büyüdü ve gelişti.
"Una nación que prosperó alrededor del 300 c.C." ¿ Qué pasa?
"Gelişen bir ulus" "300 C.C. lü yıllarda" Neyi anlamadın?
"Pronto, la nueva vida creció y prosperó." - "Aquí..."
Yakın zamanda, yeni yaşam büyüyüp zenginleşti, burada...
La idea de Curtin del narcotraficante no prosperó. ¿ Qué prosperó?
Curtin'in uyuşturucu satıcısı iddiası boş çıkmış demek. Peki ne buldu?
Cuando no prosperó, un amante.
O fos çıkınca,... -... sevgilisi var dedi.
Mira, empecé con un negocio pequeño y me aburrí, así que arriesgué un poco, el negocio prosperó y cuando ya tuve $ 50 millones, me di cuenta de que nunca más necesitaría trabajar.
Hayır, aslında işe küçük bir yerle başladım biliyor musun? Senin kafen gibi ve sıkılıp, biraz risk aldım, işler büyüdü ve elli milyonu vurduğumda, artık köşeye çekilme vaktinin geldiğinin farkına vardım. Bir anlamı kalmamıştı, bilirsin.
¿ Prosperó su negocio?
İşleriniz yolunda mı?
El motivo por el cual, la industria de papel, prosperó en esta isla... fue por la ayuda del Ministro HWANG, que era amigo de KANG.
Sorularına bir son ver. Başkan KANG'ın ölümüyle en kazançlı siz çıktınız!
Pero el negocio de mi amigo prosperó y usé las ganancias de eso para comprar otra compañía, y otra.
Ama arkadaşımın işi uçuşa geçti. Oradan elde ettiğim kârı başka bir şirketi satın almak için kullandım.
El imperio prosperó y con él, su poder y su fama.
Onun gücü ve liderliğnde imparatorluk başarıya gitti,
No libró ni una batalla, no trabajó en ninguna guerra... sino que prosperó en la paz heredada de su padre.
Tek bir savaş bile yaşamadı, hiç bir savaştan geçmedi, babasından devraldığı barışın üzerine titredi.
Y durante miles de años, la gente prosperó.
Ve binlerce yıl halk refah içinde yaşadı.
La tienda prosperó después de que papá fue al hospital.
Babam hastaneye yattıktan sonra, dükkanımız bereketlendi.
Intento de violación, pero no prosperó, porque la víctima estaba demasiado asustada para testificar contra Mister Stinky.
Bir tecavüze yeltenme var, ama zavallı kız Bay Kokmuş'un aleyhinde tanıklık etmeye korktuğu için dava düşmüş.
Dando amor... fue con sus niños que el realmente prosperó.
Çocuklarına duyduğu sevgi,... onu onurlandırdı.
Salimos un par de veces, pero nunca prosperó.
Birkaç kez çıktık, ama hiç yürümedi.
Con mamá y papá la casa prosperó por todas las almas con que la alimentaban.
bizimkilere göre evin karnını doyurmak çok zorlaşmıştı.
El casino prosperó hasta que la tragedia golpeó
O talihsiz olaya kadar kumarhane gelişip güzelleşti.
Llevé ese sitio sin una queja y prosperó bajo mi supervisión.
Orayı şikâyet etmeden işlettim ve gözlerimin önünde gelişmesini izledim.
La orden prosperó, teniendo siempre en mente su sagrada misión.
Kutsal görevi kaybetmeden, emir gelişti.
La civilización Maya prosperó en América Central entre los años 250 y 900 de la Era Cristiana, luego desapareció misteriosamente.
Maya Uygarlığı, Amerika'nın Merkezinde milattan sonra 250 ve 900 yılları arasında kurulmuş. Ve gizemli bir şekilde kaybolmuşlardır.
Ese Siete no prosperó.
Gelişip büyüyemeyen Yedi.
El Imperio Romano nació, creció, prosperó y murió.
Roma imparatorluğu doğdu, yaşadı, büyüdü ve öldü.
Acusado de tráfico de drogas y armas. Nada prosperó.
Ucuz işçi ve hayat kadını olarak çalıştırılmak üzere Asyalı kızları ülkeye sokmaktan yargılanıyor.
les explicas que cultivan donde comen y así lo lograrán ; Cuba sobrevivió y prosperó.
Küba kurtuldu ve gelişti.