Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Qua
Qua Çeviri Türkçe
93 parallel translation
Sr. Qua, he de ir al mercado mientras duerme George.
Bay Qua, George hala uyurken markete gitmeliyim.
- Hola, Sr. Qua. ¿ La cena?
- Selam Qua. Yemek mi yiyorsunuz?
El Sr. Qua tampoco lo ha visto.
Bay Qua da onu görmemiş.
ESCUELA NORTH QUAY MUELLE DE LONDRES
NORTH QUA Y LİSESİ LONDRA LİMANLARI
"La condición sine qua non es que mi mujer sea católica."
"Karım bilhassa Katolik olmalı. Zamanı gelince âşık da olunur."
Porque si el cuerpo es sucio, la culpa recae en el fabricante y tiene qua traer a Dios a la corte junto conmigo.
Vücut ahlaksız bir şeyse o zaman sorumlusu yaratıcısıdır. Yani Tanrı'yı da benimle birlikte mahkemeye çıkarmalısınız.
¿ Y tú por qua no te metes la lengua en el culo?
Neden sen o dilini alıp kı.ına sokmuyorsun?
Tenéis... unos cuerpos qua están.
— Senin... Çok güzel bir vücudun var...
" Robertino, vieni qua.
" Robertino, buraya gel.
Si paga él, qua sea de importación.
O ısmarlıyor. Bir şişe istiyorum. Port.
El aroma del boj podado en el verano es algo indispensable.
Yaz aylarının kokusunu içeren bir paket sine qua non.
Sha're, ben qua ri Jack y sus amigos vinieron a ver al viii tao an.
Sha're, ben quar ri, Jack ve arkadaşları...
- Ra está muerto.
Tao qua, Ra.
Si no regreso, deben sepultar la puerta de nuevo para siempre, ¿ joa qua?
Eğer dönmezsem, o zaman geçidi tekrar göm, sonsuza dek. Joa qua?
Me fumé un petardo, me tomé un Valium y salí a cantar con unas medias de malla.
Titibet içip, üstüne bir de Quaıualude almıştım. Sonra kendimi kadın çorapları içinde buluverdim.
Qua-si-mo-do!
Qua-si-mo-do!
Qua-si-mo-do
Qua-si-mo-do!
Eccovi qua!
Burdasınız!
Por lo que debe haber, y esto es condición sine qua non... un elemento metálico próximo al blanco.
hedefin üzerinde bir metal parça bulunmalı
La curiosidad es una especie de sine qua non en mi tipo de negocio.
Merak, profesörlük işinin, yapı taşı gibi bir şeyidir.
Ya no poso desnudo.
Vieni qua, facciamolo. - Artık çıplak olmayacağım. - Scusa.
Y yo los calificare en dos semanas, basado en participación, ejercicios y Genesicuai.
Bunu 2 hafta sonra 2ye bölecegim 'Je ne sais qua'.
Siempre que sea lo único qua haga.
Yeter ki yağ sürmekle kalsın.
Mira, el sarín es una molécula eficiente y elegantemente estructurada qua hace precisamente lo que fue diseñada para hacer.
Şimdi bu sarin amacını kesinlikle yerine getiren etkili, zarif yapılı bir moleküldür.
Jules, todo lo qua hacemos es discutir.
- Jules, tüm yaptığımız tartışmak. Gus çok inatçı.
Para mí la discreción es importante. "Guarda qua".
Benim için gizlilik önemlidir. Bak buraya.
"Sine qua non."
Sine qua non.
¿ Puedes ponerme en la lista de "Sine qua non"?
Beni "Sine qua non" un posta listesine ekletebilir misiniz?
- Hey, Doc, ¿ quá pasa con la autopsia?
- Hey, Doktor, otopsi işi ne oldu?
- La mujer dice que su esposo esta enfermo. - Quá pasa con tu brazo?
- Kocasının ateşi olduğunu söylüyor.
¿ Quá ha sido lo más divertido que recuerdas desde que eras niño?
Çocukluğundan beri yaşadığın en büyük eğlence neydi?
¿ Quá paso con nuestra invitación?
Davetiyelerimize ne oldu?
¿ Quá ocurre?
Neler oluyor?
¿ Pero quá va hacer Ingrid con Laszlow?
Ama Ingrid, Laszlo'yla ne yapacak ki?
Quá pasó con la música?
Müziğe ne oldu?
Entonces, ¿ Quá vas a hacer?
Sen ne yapacaksın?
¿ Quá pasó?
Hiç bilmiyorum.
Quá pasa, Siddik?
Geçmiş olsun Sıddık Abi.
- ¿ quá has dicho?
- Ne dedin?
- ¿ Quá haces?
Ne yapıyorsun?
Marc, ¿ quá hay acerca del maldito dinero?
Marc, kahrolası paradan ne haber?
- Por quá hacen eso las mujeres? - No lo sé.
- Kadınlar niye bunu yapıyor?
¿ Quá sabrá ella?
O ne bilir ki?
Hey, chicos, quá pasa con Fez?
Hey, çocuklar, Fez'e ne denir?
- ¿ Quá?
Ne?
¿ Quá hay sobre las cámaras de vigilancia?
Anladım. Takip kameraları ne olacak?
¿ Quá pasa?
Sorun ne?
- ¿ Quá pasa? - Jane.
- Ne oldu?
¿ Quá haces?
Ne yapıyorsun?
¿ Quá pasa?
İyi misiniz?
Bien, ¿ De quá va la historia tuya con todos estos centavos?
Bu penilerin seninle ne ilgisi var?