Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Quitó
Quitó Çeviri Türkçe
3,031 parallel translation
División le quitó su libertad. Después le enseñó a matar.
Bölüm, özgürlüğünü elinden aldı ve öldürmeyi öğretti.
Sí, pero, Mike, la DEA me quitó todo mi dinero.
Evet ama Narkotik tüm paramı aldı, Mike.
Puede que porque alguien les quitó el café.
Belki biri kahvelerini almıştır.
En todos los suicidios que he trabajado, el saltador se quitó las gafas antes.
Yapabileceğini biliyorum. Bu güne kadar çalıştığım intihar vakalarında kurbanlar hep gözlüklerini çıkarmıştı.
Es por eso que Barack Obama me quitó mi licencia.
Barack Obama ehliyetimi aldı da ondan!
Ella solo dejó una nota y se quitó de en medio.
Geride bir not bırakıp hiç utanmadan birden ortadan kayboldu.
Le quitó el récord de home runs a Babe Ruth
Bu sopa ile Babe Ruth'un rekorunu kırdı.
¿ No te molesta que el FBI simplemente nos la quitó?
FBI'ın onu öylece elimizden alıp gitmesi seni de rahatsız etmiyor mu?
¿ No te molesta que nada de esto te quitó el dolor?
Bunların hiçbirinin acıyı dindirmemesi seni rahatsız ediyor mu?
Antes de que pudiera hacer nada con ella, me la quitó de la mano.
Daha silahı ona doğrultamadan elimden çekti aldı.
Estaba preparado para romper con ella. Pero entonces me miró y me dijo que me quería, y... me quitó la presión.
Ondan ayrılmaya hazırdım fakat bana bir baktı ve beni sevdiğini söyledi.
Algo me quitó la cámara de las manos
Birşey kamerayı elimden kapıverdi adamım.
Bueno, pero lo que hice fue recuperar una fibra, lo que me lleva a pensar que el asesino quitó las cuerdas depués de asfixiarla.
Bu da beni katilin kurbanı boğduktan sonra ipleri çıkardığı sonucuna götürdü.
Está claro que hace poco se quitó una alianza.
Şüphesiz, yüzüğünü takmayı yakın zamanda bırakmıştı.
División también me quitó mucho.
Bölüm benim de her şeyimi elimden aldı.
En fin, el gorro solo importa si el chico dice que me la quitó de la cabeza y si tú no estás cerca y él no puede hablar...
Neyse, şapka sadece çocuk başımdan aldığını söylerse bir önem arz eder. Ve sen ortalıkta olmazsan ve çocuk konuşamazsa- -
Así que me quitó los lagrimales.
- Bu yüzden gözyaşı kanallarımı aldı.
¿ Te quitó tu control?
Bükme gücünü aldı mı?
El monstruo ya les quitó su control, ¿ no es así?
O canavar bükme gücünüzü aldı, değil mi?
Desearía confirmarlo, pero el tiro le quitó el rostro.
Keşke bunu ben de doğrulayabilseydim, ama pompalı yüzünün çoğunu götürmüş.
Pero a cambio, me quitó todo.
Karşılığında, her şeyi aldı.
Me obligaron a salir del coche y me quitó el teléfono.
Beni arabadan indirdiler. Tony telefonumu aldı.
Vanessa me quitó todo lo de valor.
Vanessa da sahip olduğum her şeyi aldı.
Bueno, Ken Tanner no se quitó la vida. - ¿ Cómo lo sabes?
Ken Tanner intihar etmedi.
Registramos toda la sala pero si se quitó las etiquetas o se lo llevó la alarma hubiera sonado.
Tüm odalara baktık. Kablolarını çıkarttığında alarmın ötmesi gerekiyordu ancak hiçbir şey duymadık.
La guerra me la quitó.
Savaş onu benden aldı.
- Quitó la chapa roja porque cometió un error y estaba intentando borrar sus huellas.
- Kırmızı düğmeyi bir hata yaptığınız için oradan aldınız bu sayede izlerinizin üzerini örtecektiniz.
y me quitó mi cara.
Sonra da yüzümü.
El que le quitó a este tipo los riñones y le dejó unos usados.
Bu adamın böbreğini alıp yerine kendisininkini bırakan katilin.
- ¿ Quién le quitó las intravenosas?
- IV. hattı kim çıkardı?
Está usando los zapatos que le quitó a James.
James'ten aldığı ayakkabıları giyiyor.
Nelson me quitó el dinero del almuerzo otra vez.
Nelson, yine öğle yemeği harçlığımı aldı.
Y el niño sin pensar nada malo, quitó el corcho de la botella. "
Ve çocuk iyi niyetle şişenin tıpasını açtı. "
Bien, Nick me quitó algo, así que yo le quité algo a él.
Nick benden bir şey almıştı, ben de ondan bir şey aldım.
Ud. se quitó los guantes, hermana.
Acımasızca saldırdın hemşire.
Quitó de las calles a muchos tipos malos, pero ninguno de ellos va a terminar en su obituario por el que se escapó.
Bir çok kötü adamı sokaklardan temizledi. ... fakat, bunların hiçbiri, babamın ölümüyle son bulmayacak çünkü onlardan biri kaçtı.
Tu padre te la quitó.
Baban bunu elinden aldı.
Me lo quitó todo...
Her şeyimi benden aldı...
Le quitó la ropa al hombre de al lado y salió por la puerta principal.
Yan odadaki adamın kıyafetlerinden almış ve yürüye yürüye çıkmış.
¡ Siskel me quitó todo!
Siskel benden her şeyimi aldı!
Victoria me quitó a mi madre.
Victoria annemi benden aldı.
Le quitó la viga de hormigón de encima, ¿ verdad?
Sizi beton kirişten o çekip çıkardı, değil mi?
La señora Dobbs le quitó.
Bayan Dobbs birden önüne çıktı.
Le quitó su amor.
- Bu nasil oldu?
Por la misma razón por la que Ed Miliband se quitó las amígdalas, porque la vida es una lucha para la gente que es como yo.
Ed Miliband neden lenf bezleri varsa o yüzden çünkü o hep insanlar onu sevsin diye mücadele vermiştir.
le quitó el arma.
Silahı ele geçirir.
Él me quitó algo, y ahora tengo la oportunidad de recuperarlo.
Benden bir şey aldı ve şimdi onu geri alma fırsatım var.
Sí, el seguro... el seguro se quitó,
- Evet, emniyet mandalı... - Pekala, biz, benim tüm kalbimle... sevdiğim bu köpeği, Dolly Parton'u almıştık. Emniyet mandalı kapalıydı... neyse evet, Colt'u hatırlıyorum.
Ella se quitó la vida.
İntihar etti.
Fue Odin quien le quitó la vida a tu padre.
Babanı öldüren Odin'di.
Yo he salvado el mundo y ese hombre, ese hombre me quitó el reconocimiento y la gloria, ¿ no es verdad?
Ben gezegeni kurtardım, ve bu adam... Bu! Adam!