English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Rad

Rad Çeviri Türkçe

2,419 parallel translation
De gente anormal, entonces.
Anladım. Sıradışı insanlar öyleyse.
El Gecko contrajo un tipo poco común de diarrea.
Kertenkele sıradışı bir hastalığa yakalandı.
¿ Es nuestro trabajo como realizadores exteriorizar el viaje interior?
Film yapımcıları olarak bizim işimiz seyahati sıradışı kılmak
Debido a que algunas personas nacen... nacido para herir a los demás y pueden ser igualmente nemilo y delante de ella y ya me
Çünkü bazı insanlar acıyla doğdu ve kesinlikle sıradışı olanları var
Yo sólo... edad, permiþându me ponen sentimentales.
Sadece.. büyüdüm sıradışı bir şey
Los resultados no son gastar, 'Detectives informado ángeles'
Gerçekten de sıradışı bir dedektifsin.
Grandes aventureros en busca de oportunidades ilimitadas y si... tenías el dinero y sabías dónde buscar, cosas extraordinarias pasaban en el Caribe.
Global araştırıcılar sınırsız fırsatlar arıyordu ve elinde paran varsa, nereye bakacağını biliyorsan Karaipler'de sıradışı şeyler oluyordu.
Aquí que queremos es más importante influencia que el aire que usted respira. Como lobist licencia Estoy legalmente autorizado para aceptar dinero para influir al Congreso en su comportamiento.
Burdaki de büyük bir parayı sıradışı yöntemle dışa çekme olarak adlandırıIır
Me olvido de esa noche. McCain estaba tocando en el correo de la oficina.
O geceyi unutmam.. sıradışıydı
Soy consciente de que en el hombre más poderoso en el Congreso.
- Pek sıradışı olduğunu söyleyemem
Lo hiciste bien, Gus. Con estos buques hermosa, Creo que usted es un hombre gracias.
Gerçekten sıradışı olduğu kesin
Lo que diferencia a la historia? Lo que lo hace extraordinario y el grado de explotación y eltorie.
Koltukta oturan şahsın sıradışı bir suça öncülük ettiğini
Cada caso es una excepción.
Herbir dosya sıradışı.
Inusual.
Sıradışı.
Oh, si ¿ las mujeres? Simplemente desaparecieron Algunos culparon a las cosechas super geneticas
Sıradışı genetik ürünler arasında, tek gerçeklik bence Plutopia
¿ Nada increíble ó inusual?
Sıradışı bi şey olmadı mı?
Creo que nadie piensa mucho acerca de lo que ocurriría, pero sería nada espectacular, nada como los efectos especiales de Hollywood.
Kimsenin olabilecekleri umursadığını düşünmüyorum, ama sıradışı birşey olacağını sanmıyorum. Hollywood filmerindeki gibi abartılı ve büyük olmaz.
Esto es inaudito, pero voy a hacerlo asumiendo que es parte del espectáculo.
Bütün bunların benim için sıradışı olduğunu söylemeliyim. Ama bunu oynayacağım Bu noktada artık bunun şovun bir parçası olduğunu farzediyorum.
Las pruebas con cultivos de células muertas fueron tan extraordinarias que lo aplicaremos hoy.
.. şu an sıradışı bir şekilde hareket halinde
Fue un fracaso colosal. Voy a detenerlo. Y a se está muriendo.
Bu sıradışı bir etki Ve sonlandıralım diyorum
Plantas y compuestos que producen experiencias inimaginables y que arrojan luz en los misterios más grandes de la humanidad.
Kişi, bu bitkiler ve bileşimleri incelemeyi nasıI yapabilir? Sıradışı deneyimlere neden olan ve insanoğlunun en büyük gizemlerine ışık tutabilecek bitki ve bileşimler.
me contó que estaban buscando a voluntarios para inusuales investigaciones.
"ilgini çekebilecek birşey var. Sıradışı bir araştırma için gönüllüler arıyoruz" dedi.
Mira, hay extraordinarios fenómenos regulares que surgen con estas cosas, que están claramente relacionados de muchas formas con este vasto temas humanos sobre misticismo y experiencias religiosas o encuentros con otras entidades.
Mistisizm, din ile ilgili deneyimler, diğer varlıklarla karşılaşmak, ve bunlar gibi ileri sürülen konularla direk bağlantıIı sıradışı DÜZENLİ bir fenomen var.
Es un niño extraordinario, y, eh, la gente lo recordará por muchos, muchos años.
O sıradışı bir çocuk, ve, ah, insanlar onu çok çok uzun yıllar boyunca unutmayacaklar.
Todos los 500.000 rads, por inundar esa cosa.
Tüm 500,000 rad taşmak üzere.
Es algo único.
Bu sıradışı bir duygu.
Debido al gran esfuerzo físico tenía engarrotamiento muscular en mis hombros y cuello.
üzerimdeki sıradışı baskı ve sorumluluk duygusu, boyun ve omuzlarımdaki kasların kasılmasına neden oldu
Brasil tiene todos los extremos.
Brezilyada bütün sıradışılık var.
¿ Ha visto algo inusual esta noche?
Bu akşam hiç sıradışı bir şey gördünüz mü?
de operaciones secretas destinado a neutralizar situaciones potenciales contra intereses del gobierno.
Ama birliğimizde çok fazla sıradışı durumlar olabiliyordu
Entiendo que parezca un poco inusual, retener a un hombre en la oficina, pero era una situación extrema.
Tüm bunların biraz sıradışı olduğunu kabul ediyorum bir adamı ofisimizde alıkoymak falan ama çok değişik bir durum söz konusu.
Cuando dices : "Marginales, al aire"
"Canlı, sıradışı" derken
Era una noche inusualmente silenciosa y vacía pero sentí que algo había sucedido.
O gece sıradışı derecede sessiz, boş bir geceydi. Fakat bana bir şeyler olmuş gibi gelmişti.
Si no podemos atinarle a Bertha quizás podamos usar el I-RAD para cortar su conexión con ella.
Eğer Bertha'ya ateş edemiyorsak l-rad'i kullanarak aralarındaki bağlantıyı kesmeyi deneyebiliriz.
Hoy, seremos testigos de un extraordinario episodio en uno de los dramas cruciales del mundo.
Bugün dünyanın yaşadığı dramlardan birini öne çıkaran sıradışı bir davranışa şahitlik edeceğiz.
Una de las piezas más extraordinarias es esa introducción de "Queer".
En sıradışı şeylerden birisi de'eşcinsel erkek'dir
¿ Y eso se salía de lo corriente?
Sıradışı mıydı?
Dejaremos de correr y encontraremos un lugar permanente donde vivir, un lugar común.
Artık kaçmayı bırakıp yaşayabileceğimiz kalıcı, sıradışı bir yer bulabileceğiz.
Migrañas anormales.
Sıradışı bir migren.
La decoración es un poco fea en algunas partes...
Buranın sıradışı bir tasarımı olduğu konusunda uyarmalıyım.
¿ Excéntrica?
Sıradışı mı?
Iba a decir loca. Pero sí, excéntrica está bien.
Ruh hastası diyecektim, evet sıradışı da enebilir.
¿ Es inusual?
Sıradışı bir durum mu?
En el período barroco, eran una símbolo de la fugacidad.
Onlar iç karartıcı değil, barok sıradışı.
Estamos en busca de petróleo. En otras palabras, los arpones son malos para las ballenas.
Tüm vadide sıradışı bi hareketlenme olduğu kesin
Tengo una memoria monstruosamente buena.
Sıradışı iyi bir hafızaya sahibim.
Y el hecho de que el sonido de la banda sea tan reconocido y la habilidad que tienen para que también sea ameno para quienes no pueden seguir el ritmo con una marca de tiempo tan extraña, hace que Rush sea una genialidad, porque aún así los pasan en la radio.
Grubun tanınmasını sağlayan müziği ve sıradışı bir ölçüye ritm tutamayan insanlar için cankurtaran ipi olduğuna inandırma yeteneklerini birleştirdiğinizde hala radyoda çalınmalarını sağlayan ve Rush'ı dahi yapan şey ortaya çıkıyor.
Hablar de lo que sea fuera de lo común referente las FAA moviéndose en su área.
Havacıların bölgeye girebildiği yerlerde, sıradışı bir şey varsa konuşun.
No hay nada raro en su diario.
Günlüğünde sıradışı bir şey yok- -
- Vamos.
- Bu biraz sıradışı değil mi?
ya sus métodos son incorrectos para el medio ambiente.
Bizim için sıradışı bi durum bu

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]