Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Res
Res Çeviri Türkçe
358 parallel translation
Una parte del mundo tan bella como Vermont, Ohio Virginia, California e Illinois yace herida y sangrando como una res en un matadero.
En az Vermont, Ohio, Virginia Kaliforniya ve Illinois kadar güzel olan bu yerler kesimhanedeki bir dana gibi paramparça olmuş ve durmadan kan akar bir durumda.
De la carne de res, se ha solucionado esperamos una pronta solución contra el impedimento a la unidad nacional.
Sığır eti sorunu çözüldüğüne göre ulusal birliği bozan diğer sorunların hızla çözülmesini umuyoruz.
Vivimos en el campo. Conejos, ciervos, y alguna res perdida.
Tavşanlar, geyikler, birkaç kaybolmuş yürüyüşçü.
Hemos llevado esta res millas.
Bu gövdeyi millerce taşıyabilirim.
¿ De quién es este dibujo?
Kimin res mi?
Dame sesos de res frescos.
Bana taze bir sığır beyni ver.
¿ Esos son sesos de res?
Bunlar sığır beyni mi?
Y entonces colgó a Rafe Sanders de un poste como si fuera un cuarto de res.
Ve sonra Rafe Sanders'i bir bacağından kurban gibi tavana asmış.
Sabría, si fuera caballo, ternero o res.
- İnek veya at olsaydı bilebilirdim.
Esta película está dedicada a MONOGRAM PICTURES.
Bu filim, MONOGRAM PICTU RES'e adanmistir.
Pero la res...
Çabuk kes.
Esos lo res del Almirantazgo lo mirarán como a un pedazo de galleta podrida.
Deniz mahkemesindekiler ona bir parça bayat bisküviymiş gibi bakacaklar.
S ¡ rvelo despac ¡ o, no t ¡ res nada.
Hiç bir damlasını sıçratma Tamamdır.
Tam-bo-res.
V - a-r-i-I.
- Compra res a 3 dólares la cabeza,..
- Sığır başına 3 dolara alıyorsun.
No le den setas, pepinos, ni carne de res.
Ama hıyar, mantar veya et vermemeniz gerekiyor.
- ¿ Quién comió carne de res asada? - Yo.
- Bifteği kim yedi?
Aquí hay dos carnes asadas de res.
Burada iki biftek var.
¡ Letham! "Res o no res, taes la tioncues".
- Thamal. "Makol da ya mamakol, işte nütüb elesem bu."
Un cuarto trasero de res... de las ricas pasturas de Charoláis.
Bir adet sığır ayağı..... Charolais'ın zengin otlaklarından.
- EMBALSE OAK PARK
- OAK PARK RES.
Está pidiendo bifes de carne de res!
Sığır pirzolası istiyor! - Sus, köle!
Y quiero carne de res...
İstediğim sığır -
Una media res, una caja de whisky y quizás hasta un par de diputados.
Etin bir parçası, bir kasa Jack Daniels,.. ... ve belki de iki parlamento üyesi.
No es que sea media res para subasta, pero qué diablos, por mí bien.
Et gibi açık artırmaya çıkacak biri değilim ama neyse, bana uyar.
Si Bormann se sale con la suya, te hará colgar de un gancho para res.
Bormann fırsatını bulursa, seni sallandıracaktır.
Vive de las mujeres... res.. res..
Onda pek çok kadın var.
Cuerpo : Cadáver, restos mortales, res muerta.
Vücut kelimesinin çağrıştırdıkları ; ceset, ölü, kadavra.
Aburrido de pasear por esta terrible ciudad, mirando las fot... de George.
Sıkıldım, başı boş bu çirkin şehirde dolaşıp, itmekten George'un çirkin res...
Tiene una salsa picante, aguacate, cilantro, y puede ser de frijoles, carne de pollo, de res o de cerdo.
Acı domates sosu, avokado ve kişniş otunu, ister fasulye, ister tavuk, ister dana eti veya domuz etiyle sunuyoruz.
Que goce la res no herida
The hart ungalled play
La res murió en el matadero.
Kesimevi. "İnek kesimevinde kesildi."
Sólo carne de res.
Sadece yiyecek. Sadece et.
Solo comida sana ningún pescado o res es amigo del intestino solo comemos comida buena...
İyi gıdaları severiz. Kümes hayvanı ve balık bağırsak dostu değildir. İyi gıdalar yeriz.
Veo que se les escapó una res.
İneğin biri kurtuldu öyle mi?
Al menos su especialidad no es la carne de res.
Tanrıya şükür ki spesiyalitesi biftek değil.
De todos modos, no hay nada de verdad en este rumor malicioso de que publiqué sobre la enfermedad de la Vaca Loca simplemente porque Sir Angus Black, el gran barón de la res perdió 10000 libras en un juego de póker y se negó a pagarme.
Neyse, şu çirkin dedikoduda hiçbir doğruluk payı yoktur : Sözde İngiliz biftek kralı Sir Angus Black pokerde bana 10.000 pound kaybedip, ödemediği için, deli dana hikayelerini uydurmuşum.
Eso te comprará un guiso de carne de res y riñón una taza de café, un trozo de pastel de queso y un noticiero. Y te quedará cambio para tomar el trolebús desde Battery Park al parque de polo.
5 sente biftek ve böbrek yemeği, bir fincan kahve, bir dilim peynirli pasta ve aktüalite filmi alabilirsin, ayrıca Battery Park'tan Polo Grounds'a giden tramvay için paran bile kalır.
Están dejando la Res... y yendo a otro país diferente, primo.
ayırtımı terk ediyorsunuz... ve farklı eyaletlere gidiyorsunuz yeğenim.
"Departamento de Rachel Banks 11 : 24"
RACHEL BANKS'İN DA-RES 11 : 24
Te traje un "burrito" de res con frijole
Hey, adamım, sana biftek ve fasulyeli dürüm aldım.
Res ipsa loquitur.
Gerçek şu : bilmiyoruz.
Que significa : "El hecho habla por si mismo".
"Res Ipsa Loguitor". "Olaylar kendilerini anlatırlar" anlamına geliyor.
Res ipsa loquitur.
Res Ipsa Loguitor.
Ganaremos. Deus ex machina.
- Res Ipsa Loguitor.
Res ipsa loquitur. No hay responsabilidad penal. Y la indemnización es minúscula.
Kazansak bile mahkumiyet kararı aldıramayız ve ölü yakınlarına çok küçük bir miktar tazminat öderler.
Res ipso de facto, quid pro, e pluribus penis.
Muadil gerçeği ;
Y nuestro tasajo de res casi no trae intestinos.
Kurutulmuş et ürünümüzü yersen sıçmana bile gerek kalmaz.
- Si no hay mercado para res en Texas.. - Y no hay.
Teksasta sığır pazarı yoksa onları olan bir yere götürürüm.
- ¿ Dos rés con hielo?
- İki buzlu çay. - Teşekkürler.
Necesitas buena res.
- İyi et lazım.