English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Roast

Roast Çeviri Türkçe

114 parallel translation
Roast beef, pastel y tinto...
Rosto, Yorkshire pudingi, güzel bir kırmızı şarap...
- ¿ Pollo frío, roast beef, jamón?
- Tavuk, biftek, jambon?
Bueno, veamos que tenemos acá, roast beef, y usualmente no es malo.
Neyse bakalım burada neler varmış. Izgara biftek, genellikle kötü değildir
Por mi buen amigo Hércules Poirot para quien la vida sin misterios sería como un buen roast-beef sin mostaza.
İyi dostum Hercule Poirot'a. Onun için gizemsiz bir hayat, hardalsız kızarmış biftek gibidir.
Roast beef y pudín de Yorkshire, un trato justo para todos.
Biftek ve Yorkshire pudingi, herkese eşit muamele.
- ¿ Quieres roast beef?
- Biraz kızarmış sığır eti?
- Es roast beef en el horno.
- Fırındaki rostonun kokusudur.
¡ Podéis quedaros aquí y disfrutar del maravilloso roast beef!
Siz burada kalıp harika rostonun tadını çıkarabilirsiniz.
El roast beef tiene un aspecto suculento. ¿ Por qué no os sentáis?
Gerçekten güzel bir rostoya benziyor.
Me refiero a que, a mi hermana le gusta ponerle sal al roast beef... pero yo creo que es innecesario.
Mesela kız kardeşim bifteğe tuz koymayı sever. Fakat bence bu gereksiz yere.
Hoy tenemos cabrito, roast beef, pescado y patatas...
Bugünün menüsünde körili keçi, dana rosto, balık ve patates kızartması, tavuk ve bezelye...
Roast beef, ¿ Cómo lo quiere? Bien cocido.
- Biftek, nasıl olsun?
Hice Roast Beef y budín de Yorkshire.
Rozbif ve Yorkshire sosisi yaptım.
- Roast beef y champaña.
Rozbif ve şampanya.
Unos amigos le vieron en'Wally's Roast Beef ", en Bloomington.
Onu, Bloomington'daki Wally'nin orada gören arkadaşlarım var aslında.
Te compre un roast beef, ¿ correcto?
Son bifteğini ben verdim, değil mi?
¿ Sr. Roast Beef?
Bay Biftek mi?
Sarah me estaba diciendo que de haber estado en una isla desierta, hubiera llevado roast beef.
Sarah, eğer ıssız adada yalnız başıma kalsam yanıma kavurma alırım dedi.
Ella no dijo roast beef
Olamaz.
Ella dijo roast beef, es terrible.
Kesinlikle kavurma dedi, bu berbat.
Ya sabes, es lista, es sexy y está genial con ese disfraz pero quien se llevaría roast beef a una isla desierta?
Biliyorum o güzel, seksi ve kostümünün içinde muhteşem duruyor ama ıssız adaya kim kavurma getirir ki.
Roast beef, cordero, pavo.
Rozbif, kuzu, hindi.
- ¿ Qué pasa con el roast beef?
- Rozbife ne oldu? - Hemen geliyor.
Salsa francesa, jamón y queso suizo, patatas, patatas, anillos de cebolla, roast beef.
Fransız sos, jambon ve İsviçre peyniri. Kızarmış patates, kızarmış patates, soğan halkası, rozbif.
Esto es roast beef?
Bu rozbif.
Sí. ¿ Te parezco un sujeto estilo " roast beef?
Sence ben biftek tarzı, bir adam mıyım?
El roast beef sirve. ¿ Por qué resistirse?
Biftek işe yarıyorsa direnmenin ne anlamı var?
"Ay, no, esto es" roast-beef. "
Bu biftekmiş.
Quiere saber si quiere pastrami o roast beef.
Pastırma mı yoksa biftek mi istediğinizi soruyor.
¿ French Roast en 20 minutos?
French roast *, 20 dakika sonra?
A Noah le gusta el tostado de Viena.
Noah, Vienna Roast sever. Ben, Sumatra Blend'e düşkünüm.
El roast beef es muy caro.
Et rostosu çok pahalı.
Y para el plato principal, prepararé mi famoso roast poussins.
Ve başlangıç için benim ünlü kızarmış tavuğumu yapıyorum.
Preferiblemente con el bocadillo de roast beef.
Hatta etli sandviç yerken konuşsak daha iyi olur.
Hice que el restaurante mandara sándwiches de roast beef.
Restorandan etli sandviç gönderttim.
Lo único mejor que un sandwich de pastrami es uno de pastrami y roast beef juntos.
Pastırmalı sandviçten daha iyi bir şey varsa o da pastırmayla bifteklinin bir arada olduğudur.
Pavo asado o emparedado de roast-beef.
Hindi veya biftek sandviç.
En realidad podría ir por un emparedado de roast-beef.
Gerçekten bir biftek sandviç diyebilirdim.
Hay una gran diferencia entre un buen emparedado de roast-beef y un mal emparedado de roast-beef.
İyi ve kötü bir biftek sandviç arasında büyük bir farklılık var. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Como, un raro y desproporcionado emparedado de roast-beef, comparado con uno de esos, como, planos, grises y pegajosos que parecen una billetera vieja.
az pişmiş, kaz sesi çıkaran biftek sandviç gibi bunlardan birine nazaran düz, gri, sümüksü gibi Eski bir cüzdana benziyor.
Quiero decir, ¿ puedes pensar en algún alimento que tenga una gama tan amplia de bueno a malo que el emparedado de roast-beef?
Demek istediğim, biftek sandviç'ten iyiden kötüye geniş bir çeşitliliği olan... herhangi bir yiyecek düşünebiliyor musun?
¿ Qué tienes en contra de los emparedados de roast-beef, ah?
Biftek sandviç'e karşı neyin var, huh?
Este es el "comedy central roast of Charlie Sheen."
"Comedy Central" da "Charlie Sheen Taşlaması" na hoş geldiniz.
Bienvenidos al "comedy central roast of Charlie Sheen."
"Comedy Central" da "Charlie Sheen Taşlaması" na hoş geldiniz.
¿ Esto es un roast de las primarias Republicanas?
Taşlama mı bu, Cumhuriyetçilerin balosu mu?
Ese Roast-beef, y el pastel...
O rosto ve kekin tadı damağımda kaldı.
- ¡ Ah, Roast beef!
- Rozbif!
Roast beef, por favor
- Biftek, lütfen.
Viene roast beef con papas fritas.
Patates kızartması olmasın, lütfen.
Tracy, detente- - Pero todo lo que tenían era un Light Roast- -
Tracy, dur..
Soy una chica del tipo "roast beef".
Biftek seven kızlardanım ben.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]