English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Robó

Robó Çeviri Türkçe

8,972 parallel translation
¡ Ella robó sus sábanas!
Çarşafları çaldı!
Y robó una identidad en el proceso.
Ve bunu yaparken de bir kimlik çaldı.
Me robó mi lugar en la historia.
Benim tarihteki yerimi çaldı.
Usted la robó.
Ayrıcalıklı olmaktan keyif alıyorsun.
Vale, Norm, ¿ sabes... sabes lo que robó?
Peki, Norm, ne... Ne çaldığını biliyor musun?
Según Norm, robó armas grandes y pequeñas, chalecos antibalas, explosivos para obras públicas.
Norm'un dediğine göre, küçük-büyük silahlar zırh, patlayıcılar, her şeyi almış.
Dicen que robó en su propia galería de arte por el dinero del seguro, pero eso no tiene sentido.
Onu sigorta parası için kendi gelirisini soymakla suçluyorlar ama bu hiç mantıklı bir şey değil.
Hmm, Capitán Holt dijo que ustedes se robó la corona cuando Jake entró por el techo.
Başkomiser Holt, Jake havalandırmadan girdiğinde tacı çaldığınızı söyledi.
- Robó toda la mercancía y luego quemó la tienda.
- Küpeler onda. - Öyle mi? - Her şeyi çalmış ardından da dükkânı ateşe vermiş.
- ¡ Que nos robó a nosotros!
- Bizi soyan birini soyduk!
- ¿ Robó armas?
- Herhangi bir silah çalmış mı?
Si se han mantenido al tanto, saben que el líder robó nuestras armas, lo que es malo para el mundo, pero también se robó mi dinosaurio mascota.
Bizi izliyorsanız eğer Lider'in silahlarımızı çaldığını ve bunun dünya için kötü haber olduğunu ama aynı zamanda dinozorumu da arakladığını biliyorsunuzdur.
"Este gitano huyó del boyardo Iordache Candescu..." "... y robó dinero de una caja. "
Bu çingene, aristokrat Iordache Candescu'dan kaçmış ve kasadan parasını çalmıştır.
A un esclavo gitano fugitivo que robó dinero del boyardo.
Kaçak bir çingene köle efendisinin parasını çalmış.
Carfin, un esclavo que robó dinero del boyardo.
Carfin, bir aristokratı soymuş bir köle.
Sí, o alguien robó el cuerpo.
Ya öyle ya da biri cesedi çalmış.
Así que cuando la decana Munsch se me acercó porque soy bajo y el único chico en el campus que cabe en el uniforme que robó de un puesto de helados...
Yani Dean Munsch bana yaklaştı çünkü Ben 1.60'ım ve bu kampüsteki dondurma standı üniformasına sığabilecek tek kişiyim...
Uno de una tienda sobre una mujer en negro que entró y robó pañales, y otro de un lechero quien dijo que una mujer en una túnica negra robó una caja de leche, de la parte trasera de su camioneta.
Bir dükkandan siyahlı bir kadın, bebek bezi çalmış. Diğeri de sütçü. Siyah cübbeli bir kadının... kamyonunda bir kasa süt çaldığını söylemiş.
Quiero empezar por devolver algunas tierras a los protestantes a los que Narcisse les robó.
Narcisse'nin Protestanlardan çaldığı arazileri geri vermeyi düşünüyorum.
Estabas sentado en la acera, y solo estabas llorando, porque este niño grande se robó tu pequeña... calabaza, llena de dulces de Noche de Brujas.
Sen kaldırıma oturmuş ağlamaya başlamıştın çünkü büyük bir çocuk şeker dolu balkabağını çalmıştı.
¿ Quién se robó mi palo de escoba?
Süpürgemi kim çaldı?
La robó.
Çalmış.
Parece que el tío que robó el camión se limitó a tirar aquí las cajas.
Görünüşe göre kamyonu çalan adam kutuları buraya boşaltmış.
El hombre que las robó es probablemente también un asesino.
Zebraları çalan adam muhtemelen aynı zamanda bir katil.
El hombre que robó vuestras cebras, que es muy probablemente el mismo hombre que asesinó a un veterinario llamado David Chang, está entre nosotros ahora mismo.
Zebralarınızı çalan ve muhtemelen David Chang isimli bir veterineri öldüren adam şu anda aramızda.
Tú, Donovan, eres el hombre que robó el camión de Axiom Parcel Delivery la semana pasada.
Sen, Donovan. Geçen hafta Axiom Pacel Delivery'den kamyon çalan adam sensin.
Dios mío, Chris robó todas esas cosas.
Tüm o eşyaları çalan Chris'miş.
Así que ¿ crees que este otro tipo robó un taxi?
- Bu herif de taksi mi çaldı yani?
Mientras buscaban en mi casa, la zorra me robó 7,4 millones.
Siz benim evimi ararken o sürtük benden 7.4 milyon dolar çalmış.
Sí. está creando una duda razonable, fomentando el cuento de que ella le robó, de que está huyendo.
Evet, mantıklı şüphe yaratıyor, evi ararken parayı ondan çaldığını söylüyor kaçtığına inandırmak istiyor.
No sé, pero alguien lo robó y se cagó encima.
Bilmiyorum ama belli ki birisi çalıp içine bırakmış.
¿ Insinúas que alguien entró a tu cabaña, robó tu traje de baño, lo cagó - y lo escondió en el bosque?
Yani birisi kulübene girdi, mayonu çalıp içine kakasını yaptı ve ormana mı sakladı?
Y luego vinieron los de Tigerclaw porque Andy le robó a Katie a Blake, y trataron de destruir el campamento.
Sonra Kaplan Pençesi buraya geldi çünkü Andy, Blake'ten Katie'yi çalmıştı ve kampı yok etmeye çalıştılar.
No robó nada.
Hiçbir şey çalmadı.
Harvey, me dijo que no robó esas cosas.
Harvey, bana çalmadığını söyledi.
Y también te dije que prueba que ellos cometieron un crimen, pero no puede decirlo, lo que significa que todo lo que se robó Donna... fue una insignificante pila de papeles, y sin daños verdaderos...
Aynı zamanda bir suç işlediklerine kanıt olduğunu söyledim, fakat bunu söyleyemez, bu da Donna'nın tek çaldığının işe yaramaz kağıt parçaları olduğunu gösterir, ve gerçek zarar olmadan- -
Robó Florida a España y afirma que Texas era parte de la compra de Luisiana.
İspanya'dan Florida'yı aldı ve Louisiana takasının bir parçası olduğunu söylüyor. Teksas Pasifik'e açılmada önemli bir yer.
Alguien robó el bar.
Biri barı soymuş.
Por lo que no pudimos identificar al ladrón que nos robó.
Bizi soyan kişiyi de bu yüzden teşhis edemiyoruz.
Mi madre allanó la casa de esta mujer y robó los restos de mi padre.
Annem bir kadının evine gizlice girip... babamın küllerini çaldı.
Tal vez... Tal vez Chili era un borracho descuidado, y alguien tomó ventaja y se lo robó.
Belki Chili dikkatsiz bir sarhoştu ve biri bundan faydalanarak onu çaldı.
Nos acercamos cuando usó la pistola que le robó al Detective Ryan... Luego se esfumó...
Tyson, Dedektif Ryan'ın silahını çalıp o silahı bir cinayette kullandığında ona yeniden yaklaşmıştık.
Por eso robó los expedientes, para seguir asesinando y salirse con la suya.
Tyson bu yüzden dava dosyasını ve bütün kayıtlarını aldı. Temiz bir sicili olsun diye, öldürüp yanına kalabilecekti.
No podemos demostrar que es Tyson por no tener las muestras que él mismo robó.
Bu adamın gerçek Tyson olduğunu ispat edemiyoruz çünkü elimizde DNA örneği yok.
No podemos demostrar que es Tyson por no tener las muestras que él mismo robó.
Kendi DNA örneğini çaldığı için onun gerçek Tyson olup olmadığını kanıtlayamıyoruz.
Encontraré el anillo, Greg... y a quién lo robó.
Senin için yüzüğü ve bunu yapanı da bulacağım Greg.
Aún así alguien robó una bodega a punta de pistolas... y robó cajas de pseudoefedrina, Zoloft y Advil para niños.
ve yine de birisi depo soygunu yaptı, bütün psödoefedrin, Zoloft ve Children's Advil'leri çaldı.
Y alguien le robó un anillo a un viudo después de dispararle.
ve birisi yas tutan adamı vurup mücevherlerini soydu.
Greg me dijo que está tras del idiota... que le disparó a él y robó el anillo de Brandi.
Greg kendisini vuran ve Brandi'nin yüzüğünü çalanı aradığını anlatıyordu.
me robó la tarjeta dorada e invitó sopa a 90 personas en Barney Greengrass y la sopa no es ni siquiera buena allí. ¿ pero por qué no se lo dices tú misma?
Bunu hayır cevabı olarak görme, ki bu parayı istiyorum ama neden ona bunu kendin söylemiyorsun?
¡ Robó todo!
Her şeyi çaldı!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]