Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Rodeo
Rodeo Çeviri Türkçe
1,249 parallel translation
¿ esa mierda del rodeo de vaqueros proviene de Las Vegas?
Gerçek kovboy Vegas'tan mı çıkar, dostum?
La primera vez que monté en un rodeo profesional.
Bir rodeoya ilk katılışımda.
Desde que se las vio muy mal en Las Vegas, no ha vuelto a ver el cuello de un toro desde que le fue realmente mal en las finales nacionales de rodeo hace 7 años.
Yarışmaya Las Vegas Nevada'dan katılıyor. Yedi yıl önce Uluslararası rodeo finallerinde geçirdiği o korkunç kazadan sonra kendisini bir daha görememiştik.
Veamos lo que consigue hacer sobre un toro llamado Hondo, el máximo exponente de la compañía de Rodeo Diamond.
Bakalım boğa Hondo ile neler yapacak! Honda Diamond S Rodeo şirketinin bir numaralı boğası!
Hay dos motivos que justifican este ridículo rodeo.
Aptalca bir yola girmiş olmamın iki nedeni vardı.
Una corbata de rodeo, turquesa y ónix.
Türkuaz bir kravat.
- Como en un rodeo.
- Aynı rodeocu gibi.
Ella piensa que salvará las tierras ganando un rodeo.
Bu toprakları kurtaracağını düşünüyor kementle bağlama yarışını kazanarak.
Tienes un rodeo dentro de tres días en Las Vegas.
İşe yaramaz biri. 3 gün içinde Vegas'ta rodeo var.
Aficionados del rodeo, como la competición será aquí en Las Vegas recuerden que encontrarán a los mejores del mundo.
Las Vegas rodeo müsabakaları devam ediyor hatırlayın ki bu şehir dünyanın en iyi rodeocularıyla bilinir.
El viernes tenemos un rodeo.
Cuma günü rodeoya katılacağız.
No eres de esas mujeres que uno espera ver en un rodeo.
Rodeoda görmeye alışık olduğum kadınlardan değilsin.
- Nos vemos después del rodeo.
- Kamyonun orada görüşürüz.
Y así concluye el rodeo de toros. Ha estado bien.
Boğa yarışları sona erdi, ve harikaydı.
Los tipos del rodeo eran del FBI, ¿ verdad?
Rodeodaki adamlar da FBI'dı, değil mi?
Daremos un rodeo, quiero ir al Hotel Astoria.
Onunla çok vakit kaybetmeyelim. Astoria'ya gitmek istiyorum.
Me parece un rodeo enorme.
Bana, yolu uzatıyormuşsun gibi geliyor.
Como en el Rodeo de la Fama de la ciudad Oklahoma,
Oklohoma'daki bir rodeo salonunda sadece iki dişi kovboy vardı.
Es lo que mayormente han hecho las vaqueras en un rodeo.
Dişi kovboylar rodeolara her zaman gösteri binicisi olarak katılır.
Yo tenía un primo lejano que era un payaso de rodeo.
Üçüncü kuzenim rodeo gösterilerine çıkardı.
Por eso tuve que dar un rodeo para tomar una copa en el Gran Hotel.
Aslında Grand Hotel'e uğrayıp bir kadeh içmek zorunda kaldım.
Marcie Echo de menos nuestras noches de rodeo.
Marcie Rodeo gecelerimizi özlüyorum.
Esto no me parece un Rodeo a mi.
Burası Bana hiç Rodeo Drive gibi gözükmedi
En el letrero dice Rodeo Drive.
Beni kandıramazsın, tabelada gördüm Rodeo Drive yazıyordu.
¿ Más tarde habrá un rodeo?
Bu akşam rodeo olacak mı?
Las ambulancias pueden dar un rodeo.
Ambulanslar arabanın etrafından dolaşabilir.
¿ vinieron por la nueva carretera? No, dimos un rodeo por Yemen del Sur.
Ortalıkta koşuşturan birkaç yüz tavşanımın olmasını çok isterdim.
Eres un auténtico jinete de rodeo.
Hiç durmayan bir rodeocusun.
He sido repartidor de UPS, cocinero, payaso de rodeo.
Postacı, aşçı oldum, rodeolarda palyaçoluk yaptım.
- Debo distraer toros en un rodeo.
Rodeo'da boğaları kızıştırmalıyım.
Si te invitan a ver un rodeo a México... no vayas.
Eğer Meksikalı bir rodeocuyla seyahat etmen gerekirse,... etme.
- Parece el payaso de un rodeo.
Rodeo soytarısı gibi.
Hazme un póster de un viejo rodeo
# Bana bir poster yap. # Eski rodeodan.
Que dices vaquero, un rodeo?
Başlıyalım mı?
Hoy debe haber mucho tráfico Le conviene dar un rodeo y tomar por la puerta del puente Portese
En iyisi, o yoldan değil Porta Portese Köprüsü'nden gelmeniz olacaktır.
Un circunloquio es una manera de hablar de algo dando un rodeo.
Tabir,... bir şey ifade etmenin yolu.
Me eligieron para representar a la escuela en el Rodeo Nacional de Gramática en el Hotel Sheraton de Canadá.
Ben okulu Kanada Sheraton Otel'de düzenlenen Ulusal Dilbilgisi Rodeo'sunda temsil etmek için seçildim.
Me eligieron para representar a la escuela en el Rodeo de Gramática del Hotel Sheraton en Canadá.
Ben okulu Kanada Sheraton Otel'de düzenlenen Ulusal Dilbilgisi Rodeo'sunda temsil etmek için seçildim.
¿ El Rodeo Nacional de Gramática?
Ulusal Dilbilgisi Rodeo'su mu?
¿ Cuánto falta para el Rodeo de Gramática?
Dilbilgisi rodeo'suna ne kadar kaldı?
¿ Rodeo de Gramática?
Dilbilgisi rodeo'su mu?
¿ Vamos a un Rodeo de Gramática?
Biz dilbilgisi rodeosuna mı gidiyoruz?
No vamos a un Rodeo de Gramática.
Dilbilgisi rodeo'suna gitmiyoruz.
¿ Qué tal el Rodeo Nacional de Gramática, Bart?
Bart Ulusal Dilbilgisi Rodeo'su nasıl gidiyor?
Lo sabía. ¿ Por qué harían nuestro Rodeo en otra nación?
Neden kendi ulusal yarışmamızı başka milletler yapsın ki?
Srta. Asistencia Perfecta... Vaquera Cabecilla del Rodeo de Gramática, Amante de lo Francés.
Bayan Mükemmel Katılım, Dilbilgisi Rodeo'su baş katılımcısı, Fransa tanıtıcısı.
A un chofer le están dando mucho rodeo con las facturas de hospital del hijo.
İşte, oğlu için sürücü vardır's hesabı hastanede.
Le rodeo con su brazo y dijo que si ella no hubiera enfermado, estaría en Barbados.
Sana sarılıp, Christy hastalanmasaydı, seninle Barbados'a gelirdi, dediğini?
Bajaré y daré un rodeo.
Aşağı inip onun arkasından dolanacağım.
Era un payaso de rodeo.
Bir keresinde kuzenlerimden biri bir rodeoda palyaçoluk yapıyordu.
Me digo : "¡ Veamos, rodeo al gordo cabrón...!"
Bir düşünelim,