English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Rosy

Rosy Çeviri Türkçe

173 parallel translation
Ven, tómate una taza de Rosy.
Git bir fincan kahve iç.
Autor de 40 guiones cinematográficos, entre ellos...
Aralarında, Romance de Rosy de Ridge,
Romance de Rosy de Ridge...
Bir Avuç Cesur İnsan,...
Esa es una buena idea.
Hepiniz için deli gömleği ölçüsü aldırırız. Rosy. - İyi fikir.
Demasiado hermosa, Rosy.
Çok güzelsin, Rosy.
¿ Has comprendido, Rosy?
Anlıyor musun Rosy?
Y lo conseguiré, Rosy.
Ve bunu yapacağım, Rosy.
- ¿ Diga? - Rosy, empiezas a comprender
Anlamaya başlıyorsun ha, Rosy?
Muy cerca, Rosy.
Çok yakınındayım, Rosy.
- Mary, Soy Rosy.
- Mary, ben Rosy.
Rosy, ¿ por qué has llamado a tu amiga Mary?
Neden arkadaşın Mary'yi aradın?
Llama a quien quieras, Rosy.
Kimi istersen ara, Rosy.
¿ Lo has entendido, Rosy?
Duydun mu Rosy?
- Rosy, soy yo. Ábreme.
Rosy, benim.
De acuerdo, Rosy.
Pekala Rosy.
" Querida Rosy, siento haberte asustado tanto pero era el único medio para romper tu juramento que tanta pena me daba.
" Sevgili Rosy, seni korkuttuğum için özür dilerim ama bana çok acı veren kararını tekrar düşünmen için başka çarem yoktu.
Rosy se prostituye.
Rosy bu iş için para istemiş.
Rosy, digo.
Rosy yani.
Franz se lo contó a Rosy, y ella a mí.
Rosy bunu Franz'dan öğrenmiş, sonra da geldi bana söyledi.
Rosy está haciendo una película.
Rosy film çekiyormuş.
Acabo de ver a tu Rosy haraganeando por la playa otra vez.
Senin Rosy'yi gördüm demin. Yine aylak aylak sahilde dolaşıyordu.
No hay nada que temer, Rosy.
Korkacak bir şey yok, Rosy.
- ¿ Adónde vas, Rosy?
- Nereye gidiyorsun, Rosy? - Hiçbir yere.
¿ Por qué Rosy Ryan quiere más?
Rosie Ryan istiyor diye mi?
¿ Tienes ropa de invierno vieja, Rosy?
Sıcak tutacak eski kıyafetlerin var mı, Rosy?
Estás inquieta, Rosy. Sí, un poco.
- Huzursuzsun sanki, Rose.
Rosy.
Rosy.
Mírame, Rosy.
Gözlerime bak, Rosy.
Rosy...
Rosy...
¿ Pero por qué tiene que ser Rosy?
- İyi ama, neden Rosy?
No es sólo culpa tuya, Rosy.
Bunların hiçbiri senin suçun değil, Rosy.
¿ Charles? Creo que estás convencido de que Rosy y tú deben separarse.
Galiba Rosy'den ayrılman gerektiği düşüncesi var kafanda.
Nunca olvidaré la noche en que mataron a Rosenthal.
Rosy Rosenthal'ı vurdukları günü asla unutmam.
Rosy comió y bebió muchísimo.
Rosy yemeğini yemiş, epey de içmişti.
Rosy se levantó, pero yo le obligué a que se sentara.
"Tamam," dedi Rosy, tam ayağa kalkarken, ben geri çektim.
Y no me sorprendería que nos contara lo que le sucedió a Rosy Kellman y a la niña de Frank.
Eğer Rosy, Kellman ve Frank'in kızına neler olduğunu açıklarsa hiç şaşırmam.
Gracias.
- Büyük düşün Rosy!
Rosy abajo, Me han dicho que cantar,
Rosy down, soylerken duyuyorum,
Soy su hija, Rosy.
Ben onun kızıyım, Rosy
- Rosy está agradecida tambien, ah?
- Rosy de minnettar, değil mi?
Oye, oye, oye.
- Hey Rosy!
Rosy aléjate de él.
Ondan uzak dur! - Baba!
Buenas noches, Rosy.
İyi geceler, Rosy.
Buenas noches, Rosy.
- İyi geceler, Rosy.
No lo sé.
- Bilmiyorum. - Yapma Rosy, zorlama beni.
Rosy, no alimentes tus deseos.
Arzularını besleme.
¿ Qué sucedió, Rosy?
Ne oldu böyle, Rose?
¿ Sobre Rosy?
- Rosy'yi mi?
- Rosy.
- Rosy.
¡ Rosi!
Rosy!
¡ Rosi! , ¿ dónde estás?
Rosy neredesin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]